"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Akşamı getiren sesleri dinle”

Ertuğrul BERK
08 Mayıs 2016, Pazar
İsmail kardeşime ithafen, en kalbi duâyla...

Öyle bir dünya ki, gecesi ayrı güzel, gündüzü ayrı güzel…

Her şey kendi dilince güzel…

Yürümesi bir bebeğin, gülümsemesi bir çiçeğin…

Hepsi kendi dilince güzel.

Anlamı güzel mavi göklerin, rüzgârda salınışı pembe güzel güllerin, doğudan batıdan kalbe doğan sözlerin her biri kendi halince güzel. 

Akşamı getiren sesleri dinle... Sesler kalbin kulağına ayarlıysa eğer, ağacın, yıldızın, kuşun sesi de bir başka güzel… Bir dertlinin gurbetin yolunu tutuşu, bir gencin en denişmen çağında ümitle hayata tutunuşu, hepsi kendi dilince güzel. Üzerinde bir perde vardır eşyanın. Gece gibi… Çekince o perdeyi hu diye, o vakit perdenin ardı da güzel. 

Gönlü yerli yerinde oldu mu insanın, kara ekmeği yerken yüzü de güzel. Yanında katık olmasa da yeter. O bir lokma ekmek varlığın içine katar bizi, Yaratana götürür bizi. Rezzak olan Allah, kerim tecellisini gösterir. Gören göze her şey güzel.

Her şey şükürle güzel…

Başparmak güzel, burun güzel, kulak güzel, dil güzel… Allah için bakan göz güzel… Konuşmak kadar susmak da güzel. Kalbin kulağı seslere açıldıysa eğer, duyulan sesler de güzel. Hadi, ey dost, sen de katıl bize, akşamı getiren sesleri dinle… 

Gökler bir mavi deredir artık. Irmaktır şimdi yıldız yıldız. Konuşur bize. Yaratanın âyetlerini anlatır bir bir. Yıldızların altında ibadet ne güzeldir. Yanına çağırır bizi yıldızlar… Bağlar, nehirler, denizler, dağlar, çağırır bizi ırmaklar… İçinde hapsolup giden, ah bir görse ki neler var... Dışarıda bizi bekleyen ne dostlar var… 

Akşamı getiren sesleri dinle…

Kavak sallanır derviş edasıyla. Ya erik? Ya kiraz? Ya dut? Şimdi hepsi saf tutmuşlar meyveleriyle. Bizim için süslenmişler. Eğilip yerlerden toplamayalım diye dallarının eliyle sunuyorlar Allah’ın rahmet hediyelerini bize. Bir mu’cize gözükmüyor mu gözünüze? Odundan meyve çıkıyorsa eğer, bu bir ağacın işi olmaz. O zaman maaşallah, subhanallah demeye değer. Göz güzel, kulak güzel, dil güzel. Dilin dediği güzel. Sesler güzel. Seslerin yavaş yavaş kesilme vaktidir akşam.

Akşamı getiren sesleri dinle... 

O sesler de güzel. Dost seslerdir bunlar. Çekildi artık birer birer. Kalmadılar… Eski satıcılar, yoğurtçular kalmadılar… Yorgun bisikletleriyle eve dönen babalar… Ağır fileler ellerinde, yorgun bedenler… İki büklüm nineler, dedeler… Çekildiler o nur yüzlüler hepsi birer birer… 

Şimdi sokaktan geçen bir iki ayak sesi var... Ümitle evine dönmeye çalışan bir kalbin ayak sesidir bunlar, duyabilirsen eğer. Her ses, seni biraz daha yaklaştıracak Rabbine. Gözün gördüğü bir nimet, şükre götürür. Dilin tattığı bir nimet, hamde götürür. Kalbin sevdiği bir nimet, yaratana götürür. Kulağın duyduğu bir ses, başka nereye götürür ki insanı dostlar? Nereye? Şimdi kalbe dönmenin zamanı… Şimdi akşamı getiren sesleri dinle. O sesleri dinlemenin vaktidir şimdi.

Erteleye erteleye ömür, erteleme deposu oldu. Bilirim, küçük işlerle işimiz olmaz, ama küçük zannettiğimiz işler büyüktür aslında…

Ya veda vaktiyse bu akşam? Ya duyacağımız son seslerse bunlar? Sesimize ses katacak en güzel seslerse bunlar…

Bunları yaşamaya değer. 

Kalp açılmadan kulak açılmaz. Ruh açılmadan göz penceresi açılmaz. Kalp söylemedi mi, dil de söylemez. Adım adım yaklaşan sesleri dinle. Bu vakit belki bir veda vaktidir dünyadan. Vedası güzel olmalı, vefası güzel olmalı insanın. En güzel sesler eşliğinde.

La ilahe illahu… La ilahe illahu… 

***

Yanlış yazmışsa eğer bir yazıyı, silinecek bir silgi arar ya insan… Bunca günahı, bunca hatayı nasıl silecek… Merak etmeyin, onun da devâsı var. Rabbi çaresiz komamıştır insanı. “Ben bağışlamayı çok severim” buyurur. Buyurur da bu insanoğlu neden inat edip durur… Lütuf ve kerem kapısından girmeyip neden başla yerlerde gezinip durur. 

Kalabalıklarda çoğaldığımızı zannetmeyi bırakalım. Biz kendimizle baş başa kaldığımızda biziz. Biz duygularımızı ele geçirdiğimizde biziz. Dışarıdaki kaleleri değil, kalbin kalesini fethettiğimizde gerçek biziz. 

Kapılar dışarıdan açılsa da, kalbin kapısı içeriden açılır. Bırak da sesler misafir olsun kalbine.

Akşamı getiren sesleri dinle… 

Sabah akşam yürünen bu yol, bir gün gelir biter. Bebek, çocuk, genç, ihtiyar, bu yoldan hepsi birer birer geçer. Geçer de geçer. Soldan sağdan, önden arkadan, say bakalım şu sokaklardan kim bilir, kimler geldi kimler geçtiler…  

Bir dur hele, bir nefeslen şu çeşme başında. Senden önce geçen sesleri izle. Hele dur, tam zamanıdır. Akşamı getiren sesleri dinle... Gözünde bir iki damla yaş… Kalbinde engin denizler kadar ümit. Göklerin mavileri kadar saf ve temiz. 

Akşamı getiren sesleri dinle…

Aradığın, bu seslerde gizli. Acaba bu yaşlarda hep böyle mi olur insan dersiniz? Bilemem. Ama bir nasiptir bizi bekler bir yerlerde. Onu bilirim. Belki de o nasip, bu seslerde gizlidir. 

Kendine dost olamayan başkasına nasıl dost olsun ki?

***

Allah’ım, bu dünyadan giderken bir leke bırakmayalım geride. Razı olmadığın bir amel kalmasın defterimizde. Siliver gitsin…

Tüyden hafif bedenimiz uzanınca toprağa, amellerimiz bir gün tartıya girdiğinde, ümidine tutunuyoruz, affediver gitsin…

Herkesin bir hikâyesi var bu dünyada. Bizim de bir hikâyemiz oldu elbette. Ruhumuzu bir çocuk saflığı içinde kabul ediver gitsin. 

Anne baba duâsını almış, sevdiklerinin hayır duâsını almış vefalı dostlar kervanına bizi de katıver gitsin… 

Akşamı getiren seslerle beraber, bizi de o temiz seslerin saf dünyasına alıver gitsin…  

***

Ey dost, niyazımıza sen de katılıver. Rabbim senin de duâlarını kabul buyursun. Beraber dinleyelim akşamı getiren sesleri. Beraber dinleyelim belki de bu son sesleri, bu güzel sesleri…

Sonumuz sonsuz saadet olsun. Burada titrek bir mum sönerken, orada batmayan bir güneş doğsun.

Ebedî saadet yurdu hepimizin sevdikleriyle buluştuğu bir yer olsun.

Rabbim, bu içten duâyı hepimizden kabul ediver gitsin…

Okunma Sayısı: 1736
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı