"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

BDDK, boşanmalar ve şeref-i millî

Ahmet BATTAL
02 Ağustos 2025, Cumartesi
Ölüm hak, miras helal…

Evlilik hak, boşanma helal…

Elbette.

Ortada bir çocuk yoksa ya da çocuklar artık kendi ayakları üzerinde durabilecek hale gelmişse, şartları da tamamsa boşanmak nisbeten daha kolay olabilir. 

Ama bilhassa küçük çocuklu eşlerin boşanması, -kabahatin hangi tarafta olduğundan bağımsız olarak söyleyelim-bilhassa bizim kültürümüzde–maalesef- küçüklerin babasını göz göre göre öldürmek gibi bir manaya geliyor. 

Zira boşanma sonrasında küçükler genellikle anneye kalıyor. Ve eski eşler de çoğu zaman hasım kalıyor. 

Zamanla husumet evlada da yansıtılıyor. Ve sonuç: Babasız büyüyen çocuklar…

Sonra gelsin kandırmaca.

Neymiş; “tek ebeveynli aile” olmuşlar.  

Ebe-veyn zaten “iki ata” demek. Bir çocuğun çevresinde sadece annesi ya da sadece babası olunca çocuğun “veyn”i olamaz. Ortada bir “aile” de kalmaz. 

Yani bu kelime kendisine zıt. 

Beyazıt Öztürk’ün psikopat tiplemesindeki gibi: “Hapşırmanı istiyorum ama ses çıkarmanı istemiyorum!” 

Boşanmaların bu ölçüde artması elbette büyük bir bela. Sebepleri ve sonuçları ve hal çareleri için ciltlerle kitaplar yazılmış ve daha yazılır. 

Bediüzzaman’ın, neredeyse yüz sene önce, 1930’larda yazdığı bir eserinde eşleri sabra ve hayırda yarışmaya teşvik ettikten sonra bu tehlikeye dikkat çekme biçimi oldukça ilginç: 

“Yoksa şimdiki işittiğim gibi, mahkemelere boşanmak için müracaat edeceksiniz. Bu da, haysiyet-i İslâmiye ve şeref-i milliyemize yakışmaz!”

Yani boşanmak helaldir ama her zaman değil. 

Basit ve sudan sebeplerle boşanmaların artması hem dinimiz ve ahiretimiz için ve hem de dünyamız ve milliyetimiz için zararlı bir durumdur. 

Devlet yıllardır tedbirler almaya çalışıyor. 

2025’i “Aile Yılı” olarak ilan etmek de bunlardan biri. 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının öncülüğünde bütün kamu kurumlarında bu yönde bir seferberlik var. Güzel. 

Bu kapsamda samimi bir teklif de bizden. 

Günümüzde ailelerin çatırdamasının en önemli sebeplerinden biri, bankaların kredi kartlarıyla başlayan “ayak-yorgan uyumsuzluğu” sonrası içine düşülen borç sarmalı. 

Bankalar can yaktığının farkında ama yakıyor. O kadar ki bilhassa özel sektör bankaları ticaretin t’sinden anlamayan garibana “ticarÎ kredi” adıyla kredi veriyor ve bu sayede “dilediği” faiz oranını uyguluyor. 

Tüketiciyi koruyan sınırlamalar da böylece güme gitmiş oluyor. 

Yüksek borçlarla karşılaşan gariban vatandaş da “avukata para vereceğime bankanın istediğini bankaya vereyim, kurtulayım” diyor. 

Yani olan oluyor, yapılan yapanın yanına kâr kalıyor. 

Sonra gelsin “kredi kartı borcu yeniden yapılandırma” kararları vs. 

Bizce bu konuda bankaların sadece şikâyet üzerine değil resen de denetlenmesi şart. 

Zira tüketici örgütlerinin denetimi yetersiz. 

Vatandaş böyle durumlarda devleti yanında bulamıyor. 

Mahkemeler bile, “borçlunun zamanında itirazı yoksa ben ne yapabilirim ki” modunda çalışıyor. 

Bir meslekî dayanışma birliği olarak Türkiye Bankalar Birliğinin vatandaşı koruyacak hali yok. Elbette kendi üyelerinin menfaatini koruyor. Yani oradan da hayır yok. 

Bu durumda tüketiciyi ve aileyi koruma konusunda asıl görev BDDK’ya düşüyor. 

Hatta bankaların güçlerini bu şekilde kötüye kullanmalarının önüne geçebilmek için cezaların da devreye girmesi şart. 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun ve Kurumunun aile yılında bu meseleyi gündemine almasında fayda var. 

Teklif bizden. Vebali sorumlularda. 

Okunma Sayısı: 637
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı