Anne-babalar da insandır. Hataları olacaktır. Yanlışları çok da olabilir. İyilik yapalım derken, kötülük de yapabilirler.
Onlar da anne-babalarından gördükleri, okullarda öğrendikleri, çevrelerinden etkilendikleri, İslâm’ı bilebildikleri kadarıyla görevlerini yapmaya çalışırlar. Ama çocuk, onların hatalarını görüp sırt çeviremez, isyan edemez. Anne-babalık hakkı ve hatırı buna engeldir, engel olmalıdır.
Bir fincan kahvenin bile kırk yıl hatırı vardır, denilir. Bu söz, yapılan bir iyiliğin kıymetini ifade eden ne kadar güzel bir söz.
Anne-babanın yaptığı iyilikler ise kıymeti ölçülebilecek iyilikler değildir. Anne daha hamileyken zahmete girmiştir ve büyütünceye kadar zahmet üstüne zahmet çekmiştir. Geceleri uykusuz kalmıştır. Yememiştir yedirmiş, içmemiştir içirmiştir.
Baba aynı şekilde çalışmıştır. Kazandığını ortaya koymuştur. Hayat boyu içtikleri, yedikleri ayrı olmamıştır evlâtlarıyla. Evlâtlarının hep iyi olması için çalışmışlardır.
Kur’ân-ı Kerîm’de açık bir şekilde Rabbimiz anne-babanın değerini evlâtlara hatırlatır.
Meselâ; “Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer.” 1
“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.” 2
Ayetlerde görüldüğü gibi anne-babaya teşekkür etmesini istiyor. Bir başka ayette ise; anne-babaya itaati, kendine itaatle yan yana söylüyor. Bu anne-babaya itaat etmenin ne kadar önemli olduğunu gösterir; ki anne-babaya itaat etmekte namaz, oruç, hac gibi Allah’ın emridir. Ayet-i kerimede; “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine ‘of!’ bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.
Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve ‘Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!’ diyerek dua et. “3
Ayet anne-babaya itaatin ötesinde canınızı sıkacak, hoşunuza gitmeyecek, hatalı davranışlar içinde olsalar bile, “öf” demeyin yani anne-babaya karşı canınızın sıkıldığını bile belli etmeyin, buyuruyor. Sonsuz merhamet sahibi Allah yukarıda geçen ayet-i kerimede; evlâda sesleniyor; annen-baban çocukken nasıl seni koruyup-kolladılar ise, nasıl şefkatle büyüttüler ise sen de onlara aynı şekilde davran buyuruyor. Allah’ın bu emri görmezden gelinebilir mi ?
Yine yukarıda geçen Ahkaf Suresi’ndeki ayetin devamında: “Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben Müslümanlardanım. “4 buyurmaktadır.
Yani insan anne-babadan meydana gelen hatalara, olumsuzluklara takılıp kalmamalıdır. Güzellikleri görmelidir. Şükretmelidir. Anne-babaya verilen nimetler için bile şükretmelidir. Teşekkür etmelidir anne-babaya. Rabbim ayette duayı öğretirken, razı olacağı davranışı da öğretmektedir. Ayetlerde görüldüğü gibi açık bir şekilde anne-babaya itaat emredildiği gibi, onlara saygı ve sevgide kusur edilmemesi istendiği gibi, Peygamber Efendimiz de (asm) hadislerde anne-babaya itaat edilmesini, onların gönüllerinin ve rızalarının kazanılmasını istemektedir.
Bir adam Peygamber Efendimize (asm) gelerek; “Amellerin en üstünü hangisidir?” diye sorunca Peygamberimiz (asm) şöyle cevap verdi:
“Vaktinde kılınan namaz ve anne babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihad etmek gelir.”5
Bir başka hadiste ise; “Rabbin hoşnutluğu anne babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Rabbin öfkesi ise, anne babanın öfkesine bağlıdır.”6
Yine bir hadiste: Bir adam Allah Resûlü”ne (asm) gelerek, “Ey Allah”ın Resûlü, kendisine güzel davranıp yakınlık göstermemi en çok hak eden kimdir?” diye sordu. Hz. Peygamber, “Annen.” cevabını verdi. Adam, “Sonra kimdir?” diye sorunca Hz. Peygamber yine, “Annen.” buyurdu. Adam, “Sonra kimdir?” diye yeniden sorunca Peygamber Efendimiz, “Annen.” cevabını verdi. Bunun üzerine adam, “Sonra kimdir?” dedi. Hz. Peygamber, “Sonra babandır.” buyurdu.7
Yine bir başka hadiste: “Anne baba, kişinin Cennete girmesine vesile olacak ana kapılarından birisidir. Bu kapıdan girme fırsatını kaybetmek ya da değerlendirmek artık senin arzuna kalmış!” -8-
Uzak yerden, çölün sıcağı altında günlerce yolculuk yaparak Medine’ye gelmişti. Hz. Peygamberle beraber cihada gitmek istiyordu. Ama geride gözü yaşlı anne-baba bırakmıştı. Gitmemesi için değil, gidişin dönüşü olmama ihtimali olduğu için, bir daha evlatlarına kavuşamama düşüncesiyle gözleri yaşarmıştı anne-baba “gitmesen olmaz mı “ dercesine tavır takınmışlardı. Sahabe bunu Peygamber Efendimize (asm) söyledi.
Rasulullah anne-babasını gözü yaşlı geride bırakmasına razı olmadı. Ve dedi:
“Geri dön ve anne babandan izin iste. Eğer izinleri olursa savaşa katıl, yoksa onlara iyilikte bulun.” buyurmuştu.
Hatta anne babaya hizmet için harcanacak emeği, Allah yolunda sarf edilecek gayrete benzetircesine, “Onlar için cihad et!” demişti. -9-
Peygamber Efendimize, “Amellerin en üstünü hangisidir?” diye sorulunca o şöyle cevap vermişti: “Vaktinde kılınan namaz ve anne babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihad etmek gelir.” -10-
Değişik hadislerde Efendimiz (asm); Allah Teâlânın, anne babaya isyandan asla hoşlanmadığını, kıyamet gününde ebeveynine başkaldıranın yüzüne bakmayacağını ve onu Cennetine almayacağını buyurmaktadır-11-
“Size büyük günahların en büyüğünü söyleyeyim mi?” buyurduktan sonra, “Allah’a ortak koşmanın” hemen ardından “anne babaya isyan ve eziyet etmeyi “-12- saymıştır.
Anne-baba, evlat arasında ki ilişkileri âdeta özetliyor üstad Said Nursî.
Anne-baba evladını, evlat anne-babayı Allah için sevmelidir. Allah anne-babayı şefkatle donatmış. O şefkatle evlatlarını büyütmüşler, o merhametle bakmışlar, yetiştirmişler. Bu sebeple çocuklarda anne-babalarının sinelerine merhamet ve şefkati koyan hikmet ve rahmet sahibi Allah adına onları sevmeleri ve saygılı davranmaları gerekir. Bu davranış Allah’a muhabbettir. Allah adına sevgidir.
Allah adına seven ise hatalara, yanlışlara takılmaz. Allah için sevgisini devam ettirir.-13-
1- Ahkâf Suresi: 15
2- Lokman Suresi: 15
3- İsra Suresi: 23
4- Ahkaf Suresi: 15
5 -Hadisler İslam, Cilt:4, Anne-Baba Cennetin İki Kapısı; s. 255
6- Age., s. 257.
7- Age., s. 257.
8- Age., s. 257.
9- Age., s. 259.
10- Age., s. 260.
11- Age., s. 260.
12- Age., s. 257.
13- Sözler; 32 Söz, 3. Mevkif, 2. Mebhas