Nasıl olup da Avrupa Birliği üyeliği eşiğinden geri döndüğümüzü tartışabilmiş değiliz.
Yapılan yorumlar Türkiye’nin AB üyeliğinden her geçen gün biraz daha uzaklaştığı yönünde yoğunlaşıyor. Bu durumdan memnun olanlar olsa da, neticenin milletin menfaatine olduğunu söylemek kolay değil.
Son 20 yıl değerlendirildiğinde, AB’ye uyum sürecinin millet menfaatine neticelendiği; AB hedefinden uzaklaşıldıkça da sıkıntıların arttığı görülür. Türkiye’yi idare edenler ülkemizi AB üyelik hedefinden uzaklaştırdıkları için mutlu olabilirler, ama bu netice millet menfaatine değil.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Türkiye’nin çeyrek asır öncesine göre şu anda AB’ye daha fazla uzakta olduğunu söylemiş. Avrupa’da yayımlanan bazı gazetelere konuşan AB Komisyonu Başkanı Leyen, tam üyelik yolunda Brüksel ile uyumun önemli olduğunu belirterek, “Ankara’nın hevessiz bir tutum içinde olmasının üyelikle ilgili iradesini de ortaya koyduğunu” dile getirmiş. “Türkiye, 1999 yılına oranla daha fazla uzakta” diyen Leyen, üyelik sürecinin ilerlemesinin tamamen başvuru yapan ülkenin elinde olduğuna da dikkat çekmiş.
Bu açıklamanın medyada yer aldığı günlerde Ukrayna ve Moldova’nın Avrupa Birliği’ne ‘aday ülke’ olduğu ilan edildi. Bu gelişmeleri değerlendiren bazı uzmanlar, “AB bizi üye yapmak istemiyor. Bizden sonra müracaat edenleri kabul ediyor” diyebilir. İlk bakışta haklı gibi görünse de bu tespit de doğru değil. Elbette müracaat tarihi itibarıyla Türkiye’den çok sonra bu yola müracaat eden pek çok ülke üye olduğu halde ülkemiz AB’ye üye olamadı. Fakat bunun tek sorumlusunun AB yöneticileri ve AB üyesi ülkeler olduğunu söylemek zor. Türkiye’yi idare eden siyasi irade acaba üyelik için gerekli olan şartların ne kadarını yerine getirdi? Üye olmak isteyen ülkemiz olduğuna göre, üyelik şartlarını yerine getirmek bizim vazifemiz değil mi? Elbette aleyhimize olan şartlar da olabilir. Fakat aleyhimizde bir şart varsa, lehimizde belki on şart var. Bizim idareciler, ‘bir’ fenalıktan korunmak için ‘on fayda’yı ellerinin tersiyle itiyor. Sonra da “AB bize engel çıkarıyor” diye meseleyi iç politikaya alet ediyorlar.
Tekrarlamakta fayda var: Türkiye’nin AB’ye üye olmasında milletin ve memleketin menfaati vardır. Üyeliğimizi kim ve kimler engellemek istiyorsa milletin menfaatini düşünmüyor demektir. Bunca yıl “Bugün ya da yarın AB’ye üye olacağız, olmalıyız” diyenlerin şimdi tam tersi politikalar uygulaması ve ellerinden geldikçe Türkiye’yi AB yolundan uzaklaştırması ibretlik bir haldir.
Herkes şu soruya ikna edici cevaplar vermeli: Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefinden uzaklaşması kime yarar?