"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Derinleşen enflasyon problemi

Faruk ÇAKIR
24 Şubat 2022, Perşembe
Ekonominin iyiye gitmediğini gösteren ‘tablo’lardan biri de enflasyon rakamları.

Devletin açıkladığı resmî enflasyon rakamlarının yüzde 50’lere, resmî olmayan kuruluşların rakamlarına göre de yüzde 100’lere dayanmış bir enflasyon ramaklarından bahsediliyor. 

Yüzde 50 civarında bir enflasyonun ne demek olduğu en iyi aşgarî ücretle çalışma durumunda olan dar gilirliler bilir. Bu tablo, asgarî ücretle çalışan bir işçinin her ay ortalama olarak 100 lirasından 10 lirasını kaybetmek anlamına gelir. Peki, ay başını getirme telâşında olan bir çalışan için bu normal midir?

Türkiye’yi idare edenler, geçmişte yaşanan yüksek enflasyon yıllarını hatırlatıp bir bakıma; “Halinize şükredin. Geçmiş yıllarda enflasyon yüzde yüzleri aşmıştı. Şimdi o kadar yüksek değil” anlamına gelen söz ve davarnışlar sergiliyorlar. 

Ancak şunu unutuyorlar: Vatandaş o yıllardaki yüksek enflasyon rakamlarından rahatsız olduğu için sebep olanlara sandıkta hesap sordu. 

Şimdi de benzer şekilde yine sandıkta hesap sorar ve soracak.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski de yüksek enf- lasyona dikkat çekerek, çözüm önerileri sıralamış. Esasında bu çözüm tekliflerini idareciler de bilir. Fakat, bunları hayata geçirmenin siyasî sonuçlarının olduğunu bildikleri için erteleme cihetine gidiyorlar. İlgisiz gibi görenler olur, ama Türkiye’nin enflsayonla mücadele edebilmesi hak, hukuk ve adalet yolunu açmaya bağlıdır. Aynı şekilde ‘Kopenhag Kriterleri’ne uymak da uzun vadede ekonomik krizin çözümüne çare olur. Niçin? Çünkü bu kriterlerde devletin keyfi davranması, israf batağına saplanmasına yol verilmez. Ayrıca, idaeciler açık ve şeffaf olmak durumundadırlar ve yaptıklarından dolayı millete hesap verileceğini bilirler. Ülkemizde neredeyse hiç yapılmayan şey, hesap sorma ve hesap verme değil mi?

Kaslowski’nin dikkat çektiği noktalardan biri de şu: “Son dönemde gıdada KDV indiriminde ise, sınırlı da olsa fiyat düşüşü göreceğiz elbette, ama konu sadece gıda değil. Sağlıktan eğitime, restorandan ulaştırmaya enflasyonu nasıl çözeceğiz? Türkiye’de derinleşen bir enflasyon problemi mevcut (...) Örneğin gıdada, tarımda arzı, üretimi desteklemek için hangi yapısal adımı atabildik... Depolamayı mı ulaştırma transferi mi çözebildik? Zayiat oranları ortada. Hal yasası çıktı mı? Baştan sona topraktan markete pazara gelene kadar bu zincirin tüm aşamalarını düzeltmemiz gerekiyor. Pek çok sektörde aynı durum var; enerji gibi.”

“Doğru bir program ortaya konursa, enflasyon da düşer” şeklinde konuşan TÜSİAD Başkanı Kaslowski, şu değerlendirmeyi de yapmış: “O fiyatı yaratan sebeplere bakmalısınız. Maalesef böyle enflasyonist ortamlarda fiyat konusu da istismar edilebiliyor. Önemli olan koşulları o noktaya getirmemek. Konu buradan başlıyor. Enflasyon yüzde 10’larda iken gündemde böyle bir sorunumuz var mıydı? Yoktu. Demek ki sorun temelde kontrolden çıkan enflasyondan kaynaklanıyor.” (Dünya g., 21 Şubat 2022)

Enflasyonun sebeplerini yanlış yerde aramanın yanında, çözümü de yanlış yerde aranıyor ve bedelini bütün Türkiye ödüyor vesselâm.

Okunma Sayısı: 1433
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı