Tabii ki trafik kazalarına karşı alınacak tedbirleri sadece ‘hız kuralları’ ile sınırlı görmek yanıltıcı olur. Kazaların meydana gelmesinde hız en büyük sebeplerden biri olsa da, yolların bakımlı olup olmadığı da kaza sebepleri arasındadır. Türkiye’yi idare edenler ekseriyetle kolay yol olan ‘hız sınırı’ uygulamalarını tercih ediyorlar. 

Şunu da hatırlamakta fayda var ki, bu sınırlar da çoğu zaman değişken oluyor. Mesela, eskiden otobanlarda hız sınırı 120 km/saat idi. Sonra bir karar alındı ve bu sınır 130 km/saate çıkarıldı. Yani ‘hava yol şartları’na göre hız sınırı değişebiliyor. 5 yıl önce 120 km hız sınırını aştığı için ceza ödeyenler bugün daha hızlı araç sürdükleri halde ceza ödemiyorlar. Dolayısı ile ‘hız sınırı’ uygulaması hem tartışma açıktır hem de değişkendir. Bu bakımdan ‘hız sınırı’ uygulamalarına itiraz edilmesi ya da yeni tekliflerin gündeme gelmesi garip karşılanmamalı.

Karadeniz sahil yolu da ‘hız sınırı’ tartışmalarına vesile olan yollar arasındadır. Geçen yıllarda bu yolda yapılan bazı uygulamalara milletvekilleri dahi itiraz etmiş ve neticede bazı uygulamalardan geri adım atılmıştı. Bu yolda şimdi de “Ortalama Hız İhlal Tespit Sistemleri” kurulmaya başlanmış. Emniyet Genel Müdürlüğü, sosyal medyadan yaptığı duyuruda; “Trafik güvenliği için yasal hız sınırlarına uyalım. Artvin, Ordu, Giresun, Rize, Samsun ve Trabzon illerini kapsayan karayollarında Kent Güvenlik Yönetim Sistemi kameraları ile ortalama hız denetimlerine başlandı. “Ortalama Hız İhlal Tespit Sistemleri” kurulum çalışmaları devam ediyor!” demiş. (X, 31 Mayıs 2024)

Bu duyurumun altına yapılan yorumlarda ise vatandaşın şikâyetleri sıralanmış. Elbette yapılan itirazlar ‘hız sınırı’ndan ziyade; uygulamada adaletin gözetilmediği yönünde yoğunlaşıyor. 

Bazı yorumlar şöyle: “Yeter artık. 2 şeritli yola 80-50 verip sonrada limiti aşınca hemen ceza yapıştırmak. Duble yollar yapılmadan önce 13 saate Rize’ye gidiyordum, şimdi 20 saate. Dermanımız kalmıyor. İlkönce hız limitlerini kontrol edin.

“Samsun Hopa arası 650 km. Ancak araç kullanırken 1500 km gibi yoruyor insanı... Sık sık hız levhaları var. Örneğin 50 km hız tabelası var ama ne zaman son bulacağı belli değil. 20-30 km gidiyorsun, bir bakıyorsun 110 olmuş hemen sonra 70’e düşmüş. Bu durum sürücüyü yoruyor.

“Şehirler arası yolda hız limiti 50’ye düşer mi? Kırıkkale Samsun arasındaki ilçelerde hız limiti 50’ye düşüyor. Yolu ilçenin altından geçirin. Merzifon Gerede arasında o kadar değişken hız levhaları var ki hangi işarete uyacağımızı şaşırıyoruz.

“Önce tam olarak nerede kaç km hızla gidileceğini net belirlemek gerekiyor. Sonrasında iki nokta arasında ceza yememek için kaç dakikada geçilmesi gerektiğinin bilgilendirilmesi gerekiyor. Hız bir yerde 50 sonra 70 oluyor. 90, 110 derken kafa karışıklığına sebep oluyor.

“(Fotolu paylaşılan bir yorum) Şu 1 km’lik mesafe için hızın bir anda 82 km/s hıza düşürülmesinin sebebi nedir? Ev yok, insan yok, yola bağlantı yok, kavşak yok, hayvan bile yok! Amaç nedir yani cidden?”

Bu ve benzeri yüzlerce ve belki binlerce yorum var. Türkiye’yi idare edenlerin bu yorumlara bakım çözüm üretmesi daha doğru olmaz mı? Biz de yılda bir iki defa İstanbul-Rize yolculuğu yapıyoruz ve benzer sıkıntılara şahit oluyoruz. Sınırlar ve kurallar ‘insan hayatı’nı korumayı hedef almalı. “Önce ceza” anlayışına son vermek daha isabetli olur. 

Her zaman ve her konuda olduğu gibi bu konuda da vatandaş dinlensin, itirazlar dikkate alınsın. Daha önce de teklif ettiğimiz üzere içinde bir emniyet müdürü, bir milletvekili ve bir gazetecinin de olduğu özel araba ile bu yollarda ‘deneme seyahati’ yapılsın ve nerelerde ne gibi ‘hata’lar var herkes görsün. Bunu yapmak imkânsız mı? “Ankara’dan bakıp kural koymak”tan vazgeçilsen iyi olmaz mı?