Pahalılık ve zamlardan yana herkes şikâyetçi, ama ortada ciddî bir sorumlu yok.
Türkiye’yi idare edenler ‘iyi’liklere dört elle sahip çıkarken zam ve benzeri ‘fenalık’lara katiyyen sahip çıkmıyorlar. Görenler de zamlardan dolayı başkasının sorumlu olduğunu zannedecek.
Nitekim iktidar partisinin MKYK Üyesi eski bir vekil, pahalılıktan yana şikâyetçi olmuş, ama yine sorumlu olarak partisini ve idarecilerini ya da ‘bakan’larını değil de kim olduğu ilân edilmeyen ‘fırsatçılar’ı işaret etmiş.
Sosyal medyada paylaşılan mesaj şöyle: “Defalarca yazdım, tekrar edeyim. Gıda, tarım ve hayvancılık girdilerinde % 100’ü aşan fiyatlar, döviz kuru ve enflasyonla açıklanamaz. Kimse kusura bakmasın, fırsatçıların tepesine inmeden ‘ucuzluk’ olmaz. Denetime zincir marketler (...) başlayabiliriz meselâ.” (3 Eylül 2021)
Esasında mesaj çok şey anlatıyor. Bir defa ‘gıda, tarım ve hayvancılık girdilerinde % 100’ü aşan fiyatlar’ın olduğu bir yerde enflasyonun yüzde 20 civarında olması mümkün müdür? Değilse niçin milletin yanıltılması cihetine gidiliyor? Meselâ, hayvancılığın ‘girdi’si en başta ot ve yemle değil mi? Peki, diyelim ki ‘ot’ fiyatları yüzde yüz arttı. Bunun sorumlusu kimdir? Vatandaşın, üreticinin ya da hayvancılıkla meşgul olanların fiyatlardan şikâyet etmeye hakkı vardır. Ancak idareci mevkiinde olan ya da idarecilere yakın olanların böyle bir hakkı var mıdır? Türkiye’yi idare eden siyasî kadroya dahil olanlara düşen, varsa ‘fırsatçılar’a da imkân tanımamak değil mi?
Şunu da unutmamak icap eder ki, ‘fırsatçılar’ın tepesine inmek kanun zoruyla ya da baskı ile olmaz. Yürürlükteki kanunlar işletilse fırsatçılara ‘fırsat’ çıkmaz. Elbette her dönemde fırsatçılar bulunabilir. Fakat hukukun ve adaletin tam olarak işlediği yerlerde fırsatçıların ‘fırsat’ bulması kolay değil. Eğer fırsatçılara imkân doğuyorsa bir yerde hata ve yanlış olduğu akla gelmeli. Hem ‘fırsatçı’ ilân edilenlere sorulsa belki onlar da başka ‘fırsatçı’lardan dert yanacak. Dolayısıyla iyi idare edilmeyen, açıklık ve şeffaflık olmayan her yerde fırsatçılar işi ele alır. Türkiye’yi idare edenler elbette bunu bilir. Fakat bildikleri halde hayali düşmanlar, isimleri açıklanmayan fırsatçılardan bahisle sorumluluğu başkalarına atmaya çalışırlar.
Kimse kusura bakmasın. Nasıl ki idareciler ‘iyilik’lere sahip çıkıyorlar, aynı şekilde ‘kötülükler’ de onların hanesine yazılır. Ortada fırsatçılar varsa ve bunlar ‘fırsat’ buluyorsa bunun da sorumlusu olanlar yine idarecilerdir. Neredeyse çeyrek asırdır idareci makamında oturup da bunca yıl sonra ortaya çıkan tabloyu başkalarına havale etmek acaba başta tür bir ‘fırsat’çılık değil mi?
Emir ve komutayla fiyatlar düşmeyeceği gibi enflasyon da düşmez. Ne zaman ki hak, hukuk ve adalet yolunda ilerlemeye karar verilir; o zaman işler yoluna girer ve dolaylı olarak fiyatlar da düşer, fırsatçılar da ‘fırsat’ bulamaz. İdareciler bunu da bilir, ama maalesef milleti yanıltmayı tercih ediyorlar. En iyisi fırsatçıları da, kabahati kendilerinde bulmayan idarecileri de Allah’a havale edelim.