Dünya aldatır ve pek çok insan aldanır.
Dünya kandırır ve pek çok insan kanar. Dünya oyun yeridir ve pek çok insan oyalanır. Dünya fanidir ve pek çok insan dünyanın fani olduğunu unutur. Her gün, her saat, her dakika bir kıyamet kopuyor. Ve anbean bizim için bir kıyamet kopuyor.
Aynanın yüzüne bakanlar var, bir de aynada kendi yüzüne bakanlar var. Aynanın yüzüne bakanlar, ömür sermayelerini tek bir dünya varmışcasına tüketiyorlar. Aynada sadece suretini görenler, hürriyet nidaları ile sağır olup, istedikleri hürriyet ile nefislerinin esiri oluyorlar. Ve böylelikle hakikî hürriyetin en uzağına itiliyorlar.
Aynanın sadece yüzüne bakmak, farklı bir ifade ile, kendi aslına kör olmaktır. Aydınlığa kavuştuğu zaman, kaybolmaya mahkûm olan âciz bir gölgeye sığınmaktır. İnsan neden geçici bir suretin ardına siner? İnsan neden kendinden, özünden ve kalbinden saklanır?
Aynada kendi yüzüne bakanlar var. Bakışları mahzun. Sinelerinde hüzünleri, sessizlikleri ve yalnızlıkları saklı. Sinelerinde imtihanları, sabırları ve teslimiyetleri saklı.
Aynada kendi yüzüne bakanlar, kendi içine bakanlardır. Kendi içine bakandan, başka bir insana zarar gelmez. Çünkü kendi içine bakanlar, çoğu zaman zarar görüp de, hiçbir zaman zarar vermeyen insanlardır.
Bir insan, en uzun yolculuğunu kendi iç dünyasında yapar. Evet insan, kendi içindeki o yolda, bazen kendini buluyor ve bazen de içindeki o yolda kayboluyor. Kaybolan bir insan, doğru yolu arar. Arayan ise elbette o doğru yolu bulur.
Aynada kendi içine bakanların paylaşamadıkları yalnızlıkları vardır. Yalnızlık bir geceye benzer. Gece siyahtır, gece karanlıktır. Ve her siyah, her karanlık gece parlak yıldızlara şahit olur. Beklenmedik bir parıltı değer, dalgın gözlerine. O parıltı sönmeye mahkûm olanlara bedel olur. Bazı yalnızlıklar parlak yıldızlı gecelere benzer. Bazı yalnızlıklar özeldir. Ve o yalnızlığı paylaşamayanlara Allah yakındır.
Aynada yanıltıcı bir yansıtmaya aldanmayanlar, “Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fânî dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.” Hakikati ile ebedî hayatlarını kurtarıyor.
Ve kalpleri aynadaki yüzlerine, Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerini Risale-i Nur’da;
“Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki: Fâniyim, fâni olanı istemem.
Âcizim, âciz olanı istemem.
Ruhumu Rahman’a teslim eyledim, gayr istemem.
İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim.
Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim.
Hiç ender hiçim, fakat bu mevcudatı umumen isterim” dediği gibi haykırıyorlar .
Aynanın sadece yüzüne değil, aynada kendi içimizi görenlerden olmak duâsıyla. Amin...