Gözlerin her sabah doğan güneşe ve perdenin ardında usûl usûl sızan günışığına şahitlik ediyor. Gözlerin semada kanat çırpan kuşu seyrediyor. Kulakların beş vakit semada yankılanan ezanı işitiyor. Pencerenin önünden gece ile gündüz, bahar ile zemheri geçiyor.
Her gün ve her an Rabbimizin hadsiz lütuflarına mazhar oluyoruz. Ve her lütuf ile şüküre yöneliyoruz. Zira şükür, lütuf sahibini tanımak, bilmek ve görmektir. Şükür, her şeyin sahibinin Rabbimizin olduğunu bilmek ve Rabbimizden gelen her şeye razı olmaktır.
Şükür, lisan ile dile gelir, kalp ile hissedilir.
Bediüzzaman Hazretleri:
“Şükürde bir zahmet yoktur. Bilâkis, nimetin lezzetini arttırır. Çünkü şükür, nimette in’âmı görmek demektir.” demiştir.
Şükür, en samimî ve en kıymetli minnettar olma hâlidir. Aynı zamanda şükür zahmetsiz bir bereket, bir rahmet vesiledir. Şükür, kimi zaman sabırdır, kimi zaman bir duâdır. Şükür bir mü’minin en göze çarpan hasletidir.
Peygamber Efendimiz (asm) hadis-i şerifinde; “İmanın yarısı şükürdür” buyurur. İman etmek en ulvî teslimiyet ifadesidir. Şükür bu teslimiyet halinin bir nişanesidir. Şükür çeşit çeşit nimet ve lütuflar ile donatılan bu kâinatı tefekkür edebilmektir. Şükür âlemi iman gözü ile temaşa etmektir.
İnsana, gören gözü, konuşan dili, alan eli, seven kalbi ve sayısız nimetleri veren Cenab-ı Hakk’a karşı sonsuz bir şükür içinde olmalıdır. Zira insan dünya ve ahiret hayatında Rabbimizin rahmet haznesinde gelen hadsiz nimetlerine muhatap ve mazhar olmaktır.
Gözün şükrü A namına görmek, dilin şükrü Allah namına konuşmak, elin şükrü Allah namına alıp vermek, kalbin şükrü ise Allah namına sevmektir.
Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de “Kim dünya menfaatini isterse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret mükâfatını isterse, ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız” buyurmaktadır.
Yaradılış olarak insanın fıtratı şükür üzeredir. İnsan şükrederek Allah’ı zikreder. Şükür kulun Allah’a bağlılığı ve yakınlığıdır.
Allah nimetlerini alıp sabır ile, verip şükür ile imtihana tâbi tutar. Ve Rabbimiz, sabır ve şükür eden kullarını Cennet ile mujdelemektir.
İnsanın ebedî saadeti sabır ve şükürde gizlidir. Dünya ve ahiret hayatında şükredenlerin arasında olmak duâsıyla.