Peygamberlerden sonra en efdal nesil Sahabedir.
Sahabe; Müslüman olan ve Peygamberimizin (asm) sohbetinde bulunan sevgili Nebîmizin (asm) arkadaşlarıdır. Sahabe; sıdk, sadâkat, sabır, sebat, kanaat, takvâ, tevekkül ve îsar hasletinde çok ileride idiler. İslâm’a hizmetlerinden dolayı Kur’ân, Tevrat, Zebur, İncil ve Peygamberimiz (asm) Sahabe’yi övmüş ve methetmiştir.
Sahabe’nin en faziletlisi Hz. Ebu Bekir’dir. Sahabe’nin en çok zühd ve takvası ile meşhur olanı da Ebu Zer’dir.
Sevgili Nebîmiz (asm) “Ebu Zer, yalnız gezer, yalnız yaşar, yalnız ölür, yalnız haşrolur” buyurmuştur.
Ebu Zer (ra) Hz. Osman’ın hilâfeti zamanında Rabze’ye sürgün edildi ve orada vefat etti. Vefat ederken yanında haremi ile kölesinden başka kimse yoktu. Ebu Zer bunlara şöyle vasiyet etti: Ben ölünce yıkayıp kefenleyin. Sonra yolun ortasına bırakın. Oraya gelen ilk kervana: Bu ölü, Peygamberin (asm) dostu Ebu Zer’in cenazesidir. Defnetmek üzere bize yardım edin, deyin.
Kadın ile köle Ebu Zer’in (ra) vasiyetini yerine getirdiler. Tam bu sırada Irak’tan bir kâfile geldi. İçlerinde Abdullah İbni Mesud da bulunuyordu. Az kalsın, neredeyse kâfilenin develeri yol üstündeki cenazeyi çiğneyecekti. Köle hemen ayağa kalktı ve “Bu ölü Resûlullah’ın dostu Ebu Zer’in cenazesidir!” dedi.
Bu sözü işitince İbni Mesud ağladı. Hem de Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâmın “Ebu Zer yalnız gezer, yalnız ölür, yalnız haşrolur” buyurduğunu nakletti.
Mektubat isimli eserde de bu olay şöyle özetlenmiştir: Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm Ebu Zer’e ferman etmiş: “Sen Medine’den çıkarılacak, tek başına yaşayacak ve tek başına öleceksin” deyip, Medine’den nefyedilip, yalnız hayat geçirip, yalnız bir sahrada vefat edeceğini haber vermiş. Yirmi sene sonra, haber verdiği gibi çıkmış.” (Mektubat, s.105.)
İman, ümit, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.