"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

15 Temmuz

Ahmet DURSUN
16 Temmuz 2025, Çarşamba

“Bana Vahdet gibi bir yâr-i müsâid lâzım
Artık ey yolcu bırak, ben yalnız ağlayayım.” 

(Mehmet Akif)

Said Nursî ise referansınız… Aklen, fikren, zihnen, kalben, ruhen asrın sesine ise ittibaınız… Ferdî, ictimaî, siyasî çalkantılar arasında Bediüzzaman ise mürşidiniz… Ne yolda kalır ne yoldan çıkarsınız,  ne aldatır ne aldatılır, ne alet eder ne de alet olursunuz.  

“Zemin bataklık ve dâm ve plan serilmişti.” Ehl-i İslâm’ın başına, 31 Mart hadisesiyle yeni bir gaile açıldığının, “şeriat” lafzı adı altında gariban ümmetin başına bir çorap örüldüğünün farkında olarak Bediüzzaman’ın bu meş’um hareketi nasıl tanımladığını ve neden ayaklanmayı iki-üç dakika uzaktan seyredip oradan uzaklaştığını, 

Hukukun, sağduyunun ayaklar altına alındığı 31 Mart’ın hukuksuz ortamında, genç bir âlim tarafından  İslâm ulemasının izzetini koruyan ateşten bir gömleğin nasıl giyildiğini, İslâm’ın izzet ve şerefinin nasıl korunduğunu, 

Gücün “kanun” olduğu bir ortamda, devletin güvenliği gibi gerekçelerle temel hakların askıya alınabileceğini iddia eden ve bu düşünceyi fiilen uygulayanlara “Bir masumu idam etmek mi, yoksa on caniyi affetmek mi daha zarardır?” sorusunun cesur bir âlim tarafından neden sorulduğunu, 

“Zalimler için yaşasın Cehennem!” haykırışından sonra “millet tenvir ve irşad edilmelidir” cehdiyle yollara düşen vatan ve millet aşığının Münazarat, Muhakemat ve Şam Hutbesini neden yazdığını, 

İdamla yargılandığı 31 Mart’tan birkaç yıl sonra patlak veren cihan savaşında kenara çekilmeden, devletine küsmeden gönüllü alay kumandanı olarak milletinin ve devletinin hizmetine neden koştuğunu,   

Kahraman bir İslâm mücahidi ve âlimi olarak karşılandığı Ankara’da, “Şu inkılâb-ı azîmin temel taşları sağlam gerek!” temennisiyle “Şeair- İslâmiyeyi iltizam”, “Kur’ân’ın evamir-i kat’iyyesine imtisal” ve “Şarkın fıtratına muvafık bir cereyan” taleplerini kimlere niçin ilettiğini,  

 Mustafa Kemal tarafından ısrarla kendisine yapılan teklifleri neden kabul etmediğini, “Etseydin, ihtilâl yüzünden kesilen yüz bin adamın hayatlarını kurtarmaya sebep olurdun.” diye serzenişte bulunanlara verdiği cevabın ne anlama geldiğini,

Şeyh Said’in destek isteklerini geri çevirdiği, bu amaçla yanına gelen Kör Hüseyin Paşa’yı sert bir şekilde terslediği halde neden sürgünden sürgüne gönderildiğini, sürgün öncesinde kendisini Mekke’ye  kaçırmak isteyenlere neden “Mekke’de olsam da buraya gelmek lâzımdı” dediğini, 

Risale-i Nur’a yüklediği anlamın ne olduğunu ve  “iman hakikatlerinin neşri” olarak belirlediği bir hizmet anlayışının anlamını ve pratik çerçevesini nasıl belirlediğini, 

Talebelerine son ders olarak neden müsbet hareketi seçtiğini ve müsbet hareketi nasıl tarif edip hayata geçirdiğini, “ Risale-i Nur’dan ders alan, elbette, çok masumların kanını ve hukukunu zayi eden fitnelere girmez ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akim ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmazlar” sözünün anlam çerçevesini,  

 “İstibdad-ı mutlak mânâsında Cumhuriyetteki hürriyet perdesi altında dindarlar hakkında eşedd-i zulme âlet olabilen muvakkat bir rejim” ile neyi kastettiğini,  

“Risale-i Nur’un ekseriyet-i mutlaka eczalarına ilişenler herhalde bilerek veya bilmeyerek anarşilik hesabına vatana ve millete ve hâkimiyet-i İslâmiyeye hıyanet ederler” ithamını neden ve kimlere yaptığını,  

 Siyasetle âlûde olmuş zihinlere ve Risale-i Nur’u siyasetle itham edenlere karşı “Risale-i Nur’u değil dünya cereyanlarına, belki kâinata da âlet edemeyiz. Hem Kur’ân bizi siyasetten şiddetle men etmiş.” sözünün ısrarla neden arkasında durduğunu,  “Elimizde nur var, siyaset topuzu yok”la nasıl bir metodu kastettiğini, Nur talebelerinin dünyevi, siyasi, entrikalı cemiyet ve komitelerle hiçbir şekilde münasebetlerinin olamayacağını neden ısrarla vurguladığını,  

Anlayamayanların, anlamak istemeyenlerin neticesidir 15 Temmuz. 

Titre ve kendine gel dostum!

Okunma Sayısı: 470
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit örenel

    16.7.2025 00:32:27

    "Hukukun, sağduyunun ayaklar altına alındığı 31 Mart’ın hukuksuz ortamında, genç bir âlim tarafından İslâm ulemasının izzetini koruyan ateşten bir gömleğin nasıl giyildiğini, İslâm’ın izzet ve şerefinin nasıl korunduğu" bir ortamda Üstadın yapmadığı tek şey: tuzağa düşüp, darağacında sallananlara, az önce tedib edip çıktığı Divan-ı Harb-i Örfîyi tesis eden menhus kuvveti ibrâ edecek şekilde "sizin yüzünüzden" diyerek tekme atmak olmuştur. Hemen yaptığı şey ise "Zalimler için yaşasın cehennem" diyerek, o anki tacil edilmesi gereken vazifenin, zalime zalim olduğunu haykırmak olduğunu göstermek olmuştur. Semavat ehline "yer yüzünde ehem ile mühimi birbirinden ayırabilen vicdan ehli var" dedirtmiş, bir tekme ile çukura yuvarlanan cesetlere fazilet dersi vererek, 31 Martçılara şirin görünmeye çalışmamış. "Hırsızın hiç mi suçu yok" diyen Hoca Nasrettin, hala anlaşılmayı bekliyorsun, var yattığın yerde istediğin kadar titre, nereye gelirsen gel buraya geri gelme.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı