YASSIADA KARARLARINI HUKUKEN YOK HÜKMÜNDE SAYAN TEKLİFİN MECLİSTE BÜTÜN PARTİLERİN
İTTİFAKIYLA KABUL EDİLMESİ TAKDİRLE KARŞILANDI.
FATİH KARAGÖZ - ANKARA
Bütün mağduriyetleri giderelim
DP Genel Başkanı Uysal: “Bu meseleyi mağdur olmamış hiçbir kesimin kalmadığı bu ülkede herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye'yi inşa edebilmek adına vesile yapmak zorundayız.”

BBP Genel Başkanı Destici: “Bu mutabakatı 12 Eylül düzeninden kurtulmak için de gösterelim.”

Herkesi kucaklayan bir adalet
CHP Mİlletvekİlİ Tezcan: "Darbe kaynaklı bütün mağduriyetleri ve darbecilerin talimatıyla haksızlığa uğrayan herkesi kucaklayacak bir adalet ve vicdan muhasebesinde mutabık olmamız lâzım."

HDP Milletvekili Kaçmaz: “Teklif önemli, ama sadece bir dönemi gündeme getirdiği için eksik.”

***
Bu tarihî adımın devamı gelmeli
Yassıada teklifi’nin Meclis’te oybirliği ile kabul edilmesi tarihÎ bir adım olarak değerlendirildi. Konuya dair konuşan, DP lideri Gültekin Uysal, “Herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi inşa edebilmeye vesile olmalı” dedi.

Yassıada teklifi Meclis’te oybirliği ile kabul edildi. TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen teklif ile; 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra, Yüksek Adalet Divanı’nın verdiği tüm kararlar hükümsüz hale getirilecek. Yassıada’da yargılananlara ya da varislerine tazminat hakkı doğacak.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve 192 milletvekilinin imzasını taşıyan kanun teklifi, 27 Mayıs 1960 darbesinin sonunda kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından gerçekleştirilen ve ‘Yassıada yargılamaları’ ile dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilirken, teklif, Yüksek Adalet Divanının kullandığı yetkilerin hukuki dayanağını oluşturan ve halen yürürlükte bulunan kanun hükümlerini geçmişe dönük olarak yürürlükten kaldırıyor. Yassıada yargılamalarından zarar görenler ve mirasçıları tarafından zararlarının karşılanması istemiyle yapılacak başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere Cumhurbaşkanı tarafından bir komisyon kurulacak. Mağdur yakınlarına belli bir miktar tazminat ödenmesi öngörülüyor.

BÜYÜK BİR BUHRANDI
Kanun görüşmeleri sırasında görüşlerini açıklayan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Demokrat Parti Erzurum Milletvekili Millî Eğitim eski Bakanı Rıfkı Salim Burçak, 27 Mayısı cumhuriyet ve demokrasimizin en büyük buhranı olarak tarif ettiğini hatırlatarak, “27 Mayısla beraber, tarihî çerçeveye baktığınızda tüm coğrafyamızda, Batılıların Ortadoğu diye tarif ettiği bu coğrafyada, âdeta bir siyasal kadastro geçirircesine din savaşları, etnik savaşlar, kaos dönemleri, Baas dönemleri, askerî darbeler, idamlarla beraber, deyim yerindeyse altyapı ve üstyapı kavramları olarak devlet ve milletin üst üste oturamaması için maalesef husumet tohumları, nefret tohumları ekilmiş ve bir ortak ideale, bir ortak hedefe doğru, bir program uygulayamaz hâle bu bölgenin millet ve devletleri bu noktaya getirilmiştir” diye konuştu.

YASSIADA’DA YARGILANAN, MİLLETİN HÂKİMİYETİYDİ
“Maalesef 27 Mayıs’la bir deli gömleği giydirilmiştir. Yassıada’da yargılanan, milletin hâkimiyetiydi, asılan ise Türkiye Cumhuriyeti devletiydi” diye konuşan Uysal şunları söyledi:
“İşte bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi, sadece bir yasal düzenleme yapmamaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, orada idama mahkûm edilen, evvelen ve bizatihi Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanı Koraltan, Başkan Vekilleri İbrahim Kirazoğlu, Agâh Erozan başta olmak üzere kendi iradesiyle meşruiyet kazandırdığı bir iktidarın, Başbakanın, bakanların ve Cumhurbaşkanının yargılandığı bir sürece şahit oldu. Parlamento olarak toplumun zaman zaman altmış yıl arkada bıraktığımız ve arkada açık defterler olarak, açık hesaplar olarak bıraktığımız bu defterleri akıl ve vicdan ölçüsüyle beraber milletimiz için ortak bir değer yargısı hâline getirmek adına bu toplantıyı ben de daha fazlasıyla önemsiyorum. Bu meseleyi bir siyasi rekabet meselesi, bir siyasi mücadele meselesi olarak değil, Türkiye’de kimse demokrat değil, herkes birbirinin celladı, sadece sırasını bekliyor noktasından çıkararak mağdur olmamış hiçbir siyasal ve toplumsal kesimin kalmadığı bu ülkede herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi inşa edebilmek adına vesile yapmak mecburiyetindeyiz.”