Yassıada’daki düzmece yargılamalar sonucu idam edilen Adnan Menderes hükümetinin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın darbeciler tarafından zulmen idamının üzerinden 64 yıl geçti.
Ankara - Mehmet Kara
[email protected]
Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden 1960 askerî darbesi sonrası, Yassıada’daki düzmece yargılamalar sonucu idam edilen Adnan Menderes hükümetinin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın vefatının üzerinden 64 yıl geçti.
1950’de iktidara gelen Demokrat Partinin (DP) iktidarının 10. yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu. Anayasa ve TBMM’yi feshetti, siyasî faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP’li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı.
Yassıada yargılamaları, 14 Ekim 1960’ta başlayıp 15 Eylül 1961’de karara bağlandı. 592 sanıktan 288’i için idam istendi. 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı eski Fatin Rüştü Zorlu, Maliye eski Bakanı Hasan Polatkan’ın idam kararları oy birliğiyle alındı. Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi sebebiyle müebbet hapis cezasına çevrildi.
Millî Birlik Komitesi’nin idam kararlarını 15 Eylül’de onaylamasının ardından 16 Eylül 1961’de İmralı Adası’ndaki cezaevine getirilen Polatkan ve Zorlu’nun cezaları sabaha karşı infaz edildi. (1 gün sonra da Menderes idam edildi.)

ZORLU ELLERİNİN ÖNDEN BAĞLANMASINI İSTEDİ
Hakkındaki suçlamalar, Yassıada’daki diğer 19 davayla birleştirilerek idam cezasına çarptırıldı. Zorlu’nun cezası 16 Eylül 1961’de sabaha karşı infaz edildi. İdama büyük bir metanetle giden Zorlu, kendisine dinî telkinde bulunan hocanın, Arapça kelimeleri telâffuzda düştüğü hataları düzeltti. Kolları arkadan bağlanan Zorlu, başsavcıya son bir ricada bulundu. Ellerinin önden bağlanmasını isteyen Zorlu’ya bunun kanunen imkânsızlığı anlatıldı. Zorlu’nun idamından önce ailesine mektup yazma isteği de başsavcı tarafından kısa olmak şartı ile kabul edildi.
DARBEYİ EŞİNDEN ÖĞRENDİ
Hasan Polatkan, Başbakan Menderes’le 26 Mayıs 1960’ta Eskişehir’deki programlara katılırken, askerî darbenin yönetime el koyduğunu sabah saatlerinde eşi Mutahhare Polatkan’dan öğrendi. Menderes’le birlikte Kütahya’ya geçen Polatkan, burada ihtilâlciler tarafından tutuklanarak Ankara Harp Okuluna sevk edildi. Polatkan, burada bir süre bekletildikten sonra diğer Demokrat Partililerle birlikte Yassıada’ya gönderildi. 16 Eylül 1961’de sabaha karşı gerçekleşen infazdan önce yanına gelenler arasında bulunan hemşehrisi bir üsteğmenle konuşan Polatkan’ın son sözleri ise “Karıma ve çocuklarıma söyleyin, suçsuzum. Allah’a ve vicdanıma güveniyorum. Aynı sözleri anneme ve kardeşlerime de söyleyin.” oldu.
TBMM İTİBARLARINI İADE ETTİ
TBMM tarafından 11 Nisan 1990’da kabul edilen bir kanunla Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun naaşı, 17 Eylül 1990’da İmralı’dan alınarak devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi’nde yaptırılan anıt mezara taşındı.