İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, siyasette “hesaplaşma” ve rövanşizm dilinin hukuku zedelediğini belirterek, gerçek değişimin intikamla değil hukukla mümkün olacağını vurguladı.
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in son dönemde kullandığı sert siyasî dile ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel’in Edirne’de partisinin mitinginde AKP’liler için kullandığı “Edirneliler, Meriç’i sıkı tutun. 15 Temmuz darbesinden sonra 1 yılda 2 bin FETÖ’cü yakalandı ya burada, bu darbeciler de günü gelince Edirne’den kaçmak isterlerse Meriç’ten Dedeağaç’a size emanet serhat şehri” sözlerini değerlendiren Yeneroğlu, muhalefetin maruz kaldığı hukuksuzluklara karşı duyulan öfkenin insanî olduğunu ancak, bu öfkenin “rövanşizm vaadine” dönüşmesinin ve bunun halka emanet edilmesinin ciddi bir tehlike barındırdığını ifade etti.
“Hesaplaşma dili hukuksuzluğu büyütür”
Yeneroğlu, siyasetin hararetiyle kullanılan “hesaplaşma” söyleminin, hukuk dışı uygulamaları gerekçe göstererek yeni bir hukuk dışılığa kapı araladığını belirterek, “Kürsü heyecanıyla veya siyasetin hararetiyle ‘hesaplaşma’ dilinin, üstelik hukuk dışı uygulamaları örnek vererek yine hukuk dışı bir ‘linç’ imasına evrilmesi; demokrasiye değil, daha büyük hukuksuzluklara hizmet eder” değerlendirmesinde bulundu. Mevcut sistemin en büyük kusurunun yargının bir “sopa” gibi kullanılması olduğunu ifade eden Yeneroğlu, bu anlayışın el değiştirmesinin çözüm olmayacağını vurguladı. Yeneroğlu, “Eğer vaat edilen değişim sadece ‘sopayı tutan elin’ değişmesinden ibaretse, Türkiye bu fasit daireden asla çıkamayacaktır” dedi.
Yargı halka emanet edilemez
Hukuk devletinin temelinin, adaletin kalabalıkların öfkesinden alınarak tarafsız kurumlara teslim edilmesi olduğunu belirten Yeneroğlu, yargının halka emanet edilmesi söyleminin açık bir yanılgı olduğuna dikkat çekti. Yeneroğlu, “Cezalandırma yetkisini sokağın veya meydanların insafına terk etmek, hukuku değil kaosu kutsamak olur. ‘Halka emanet edilen’ bir yargı süreci, yargılama değil linç olur; bu ise demokratik bir vaat değil, orta çağın “meydan adaleti”ne rücudur” ifadelerini kullandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının ve evrensel hukuk standartlarının göz ardı edilmesinin, hukuk devleti yerine “kabile asabiyeti”ni beslediğini ifade eden Yeneroğlu, bugün kullanılan dilin yarının hukuk düzenini şekillendirdiğine dikkat çekti.
Rövanşizm demokrasi getirmez
Yeneroğlu, rövanşizm anlayışının siyasî ve hukuki bir yanılgı olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Hukuksuzluk vaat eden bir yaklaşıma, hukuk içinde bir iktidar teslimi beklemek sadece saflık değil, siyasetin doğasına aykırı bir yanılgıdır. Rakibinize adalet değil ‘intikam’ vaat ettiğinizde; iktidar değişimi, ‘hayatta kalma’ hatta ‘ölüm kalım mücadelesine’ dönüşür ve dolayısıyla her türlü hukuk dışı yönteme yakıt taşır. Gerçek bir demokratik dönüşüm; rakibine bile ‘Ben geldiğimde hukuk hüküm sürecek, kimse linç edilmeyecek, herkes adil yargılanacak’ güvencesini verebilen bir olgunlukla mümkündür. Bu güvence verilmediği sürece toplumsal kutuplaşma kemikleşecek, değişim umudu yerine ‘iç hesaplaşma’ korkusu büyüyecektir.”
YENİ ASYA - NURSEZA PARLAKOĞLU