Çocuk yaştan itibaren Bediüzzaman’ın hizmetinde bulunan, Üstadın “manevî evlâdım ve vekilim" dediği, Cennet yaşı olan 33 yaşında dâr-ı bekâya irtihal eden Ceylan Çalışkan Ağabeyi vefatının 62. yılında rahmetle yâd ediyoruz.
İSTANBUL - MEHTAP YILDIRIM YÜKSELTEN
Bediüzzaman’ın hizmetinde
Babası Mehmed Çalışkan, Ceylan’ın, Üstadın hizmetine girişini şöyle anlatıyor: “Nihayet askerliğini bitirdi ve geldi. Bir gece evde kaldıktan sonra ertesi gün, Üstad: ‘Bak kardaşım, senin çok evlâdın var; bunu da bana ver’ dedi.‘Üstadım, biz Ceylan’ı daha evvel size vermiştik’ dedim. Böylece, Ceylan yatağını evden toplayıp, Üstadın yanına gitti.” 1 İşte bundan sonra, Ceylan Çalışkan, zekâsı ve çalışkanlığıyla Bediüzzaman Hazretlerinin hem yanında, hizmetinde hem de manevî bir evlâdı olmuştur.

Risale-i Nur’da Ceylan Çalışkan
Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’da “mânevî evlâdım, fedakâr hizmetkârım” şeklinde bahsettiği Ceylan Çalışkan için şunları da söyler: “Ceylân, merhum biraderzadem Fuad bedeline verilmiş diye mânevî ihtar aldım.” 2
“..küçücük bir Hüsrev, hem küçücük bir Abdurrahman hükmünde Ceylan namında çok çalışkan bir çocuk, Risâle-i Nur’a tam hizmet ediyor.” 3
Ceylan Ağabey, Tahirî Mutlu, Zübeyir Gündüzalp, Bayram Yüksel, Mustafa Sungur gibi ağabeylerle birlikte Üstad'ın vefatına kadar onun yanında olup ondan ders ve feyiz almıştır. Üstadın Ceylan Ağabeye dünyaya aldanmaması hususunda sık sık tembihleri ve ikazları vardır. Bunlardan en çok bilineni: “Ceylan kabiliyetli bir genç. Dünya işini de yapar, ahiret işini de. Fakat onu dünyaya vermeyeceğim. Ceylân, senin hayatın uhrevîdir. Eğer dünyevî olsa pek azdır!”

"Ceylan benim vekilimdir"
Bediüzzaman’ın vefatından sonra İstanbul’a giderek, hizmetine orada devam eder. Bir yandan da minibüs alarak taşımacılık işine girişir. Evlenme kararının ardından Nur Talebelerinin tavsiyesi üzerine 22 Nisan 1962'de Haydar Morgül'ün kardeşi Talia Hanım ile evlenir. 22 Ağustos 1963 yılında aldığı senedi tahsil etmek için Küçükçekmece tarafına giderken bindiği bir minibüsün başka bir araçla çarpışması sonucu otuz üç yaşında vefat eden Ceylan Çalışkan’ın cüzdanından Üstad Said Nursî’nin kendi el yazısı ile yazdığı şu not çıkar: “Ceylan benim vekilimdir. Nur’a ait işleri benim hesabıma yapar. Said Nursî.” Bu vesikadan sağlığı müddetince kimsenin haberi olmamıştır.

Gündüz çalışır, gece risale tashih ederdi
Kızı Nuran Çalışkan, dünya gözü ile göremediği babasını, annesinden, akrabalarından ve ağabeylerden dinlediği şekilde böyle anlatıyor: "Talia annem, çok önemli hususiyetlerini anlatmıştı. Gündüzleri çalışır, geceleri Risale tashih edermiş. Cuma günleri çalışmayıp, hanımları derse götürüp çocuklarla ilgilenirmiş." Bu hususta, rahmetli Şükran Berk Abla da "Minibüsüyle bizi dershaneye bırakırdı ve anneleri derste olan çocukları ders bitene kadar gezdirir, ilgilenirdi." demişti.

Ceylan Çalışkan Ağabeyin mezarı Emirdağ kabristanında bulunmaktadır.
Manevî telefonu vardı
Nuran Çalışkan: "Ayrıca, büyük halam anlatmıştı. Bir gün babam, halamları Sakarya Nehri'nin kaynaklarından biri olan Sakar Başına pikniğe götürmüş. Onlar sofrayı hazırlarken babam da subaşında geziyormuş. Aniden gelerek, Üstad Hazretleri çağırıyor deyip, onları hemen geri getirmiş. Halam; onun (babamın) manevî telefonları var, diyordu." 4
Ceylan Çalışkan kimdir?
Ceylan Çalışkan, 1929 yılında Emirdağ’da dünyaya gelmiştir. Babası, Bediüzzaman Said Nursî’nin 1944 senesinde sürgün olarak Emirdağ’a gelişinden itibaren Nur hizmetine giren Çalışkanlar hanedanından Mehmet Çalışkan’dır. Annesi ise Ayşe Çalışkan’dır. Annesi, Ceylan çok küçükken vefat etmiştir. Ceylan'ın küçük yaşta yetim kalması, amcalarının, yengelerinin ve diğer Çalışkanlar hânedan mensuplarının şefkatini celbettiğinden herkesten hususî bir ihtimam görerek büyümüştür.

Mehmet Çalışkan
Nasıl talebe oldu?
Mehmed Çalışkan, oğlu Ceylan’la birlikte Üstada nasıl gittiğini şöyle anlatmaktadır: “Bir gün Ceylan’la beraber Üstadı ziyarete gitmiştim. Üstad: 'Oğlun mu?' diye sordu. 'Evet' dedim. Fırsat düşmüşken çocuğun mektep işini danışayım dedim: ‘Efendim, çocuk çalışkan ve zeki, onu yüksek mekteplere vermek istiyorum, ne buyurursunuz?’ Üstad: ‘İyi! Zeki ve çalışkan olduğu için evvelâ benden iman dersi alsın, sonra yüksek mektebe devam etsin’ diye buyurdu. Böyle bir cevap beklememekle beraber, hemen razı oldum. Zaten Üstad’ın her emrini yerine getirmeye çalışırdık. Ev işlerimizi olduğu gibi, hususî meselelerimizi dahi hep kendisine danışırdık."
Trafik kazasında üç kişi öldü
Avcılar köyü Şükrübey durağında, dün saat 12:30’da bir turist arabası ile bir minibüs çarpışmış, kazada 3 yolcu ölmüş, 4 yolcu ile bir Alman turist yaralanmıştır. Yaralılar hastaneye kaldırılmış, olayla ilgili kovuşturmaya başlanmıştır. (23.8:1936-Milliyet)

Dipnotlar:
1-Son Şahitler, 2. Cild, s. 380
2-Şuâlar, s. 459
3-Emirdağ Lâhikası, s. 24
4-22.08.2022 Yeni Asya, röp. Mikail Yaprak