ADALETİ ORTADAN KALDIRAN, HUKUKU HİÇE SAYAN, MECLİSİ İŞLEVSİZ HALE GETİREN TEK ADAM REJİMİ EKONOMİYİ ÇÖKERTİRKEN MİLYONLARI FAKİRLİĞE MAHKÛM EDİYOR. İKTİDAR EKONOMİK KRİZİ GÖRÜNMEZ KILMAK İÇİN KUTUPLAŞTIRICI POLİTİKALARINI SÜRDÜRÜYOR. ANCAK YOKSULLUK ALTINDA EZİLEN MİLYONLAR “ARTIK YETER” DİYOR.
Ülke sorunları arasında ekonomik krizin temel sorun olma hali değişmiyor. Adaleti ortadan kaldıran, hukuku hiçe sayan, Meclis’i bir aparat haline getiren rejim, ülkenin çöken ekonomisi karşısında adını koyamadıkları IMF programına sarılırken başarı nidaları atmaktan geri durmuyor. 23 yıllık iktidarı boyunca kutuplaştırıcı siyasetinin, kimlikler üzerinden yürüttüğü ayrışmaların birçok kez ürünlerini toplamayı başardı. Ancak yıllar sonra geldiği noktada bu politikaların hala bir albenisinin olup olmadığı soru işareti. Bunun başarılı olabilmesinin tek şartı Erdoğan’ın çizdiği sınırlar dışına çıkamayacak bir muhalefetin olması. Aksi takdirde ülkenin yüzde 80’ni bu yoksulluk ve yoksullaşma girdabının içindeyken kimlikler üzerinden yürütülecek politikaların karşısında sınıf mücadelesi oldukça net. Fabrikalardan tarlalara, ilkokullardan üniversitelere, kadınlardan gençlere, emeklilere kadar ayrım zenginlerle yoksulların arasında.
HALKIN % 20’Sİ YARDIMA MUHTAÇ
BirGün’ün haberine göre rant, talan, yolsuzluklarla gündemden düşmeyen iktidar yıllar içerisinde halkı daha fazla yardıma muhtaç haline getirdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi verilerine göre yılın ilk 7 ayında 3 milyon 792 bin hane sayısı olarak açıkladı. Bu veri 15 Milyonu aşkın vatandaşın yardım aldığını ortaya koyarken toplumun neredeyse yüzde 20’si yardıma muhtaç hale getirildi. Kişisel gelir dağılımını ölçmek için, yaygın olarak kullanılan bir dağılım olan gini katsayısına göre Türkiye 2023’te Avrupa’da gelir adaletsizliğinde birinci sıraya yerleşti. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada. Merkez Bankası ve DİSK AR verilerine göre ise toplumun yarısından çok daha fazlası asgari ücretli. Tekstil, deri, mobilya imalatı, gıda, turizm, inşaat sektörlerinde ise asgari ücretin altında maaş olanların payı da oldukça yüksek. Buna göre 2023 yılında Türkiye, Makedonya, Sırbistan gibi ülkelerin ardından Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip beşinci ülke.
ÇİFTÇİ ARTIK ÜRETEMİYOR
Son zamanların en büyük isyan dalgası ise üreticilerin eylemleriyle ortaya çıktı. Çay, buğday, fındık, kayısı, pamuk, domates üreticileri başta olmak üzere ülkede tarımı bitirme noktasına gelen iktidar, uyguladıkları neoliberal politikalarla beraber üreticileri tefeci ve tüccarların insafına bıraktı. Devletin alım kapasitesine kotaların koyulduğu, kooperatiflerin bilinçli politikalar etrafında işlevsizleştirildiği koşullarda üreticiler artan hayat pahalılığı ve yoksullukla baş başa. Ürünlerini dahi satamayan çiftçiler tarlalardan, kapattıkları otoyollara iktidarın il binaları önündeki eylemlerine kadar isyanda. Krizden en çok etkilenen gruplardan birisi ise işçiler. Bursa’dan Gebze’ye Ordu’dan İzmir’e memleketin dört bir köşesinde seslerini duyuran işçilerin talepleri aynı. Hak kayıplarına, düşük ücretlere, ağır çalışma koşullarına, sermaye ile kol kola yürüyen iktidara karşı artık yeter sesleri yükseliyor.
Haber Merkezi