Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin cumhuriyet tarihinde özel bir yeri var. 90’lı yıllardan “karanlık” sıfatı ile birlikte bahsediliyorsa, bunun en önemli nedenlerinden biri de halen özel yetkili terör mahkemelerinde ruhunu yaşatan DGM’ler. DGM’lerden söz edildiğinde akla gelen ilk isim olan Nusret Demiral, kalp krizi sonucu öldü.
Ancak mirası ilk günkü kudretiyle ayakta. Eski Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral, öylesine mühim bir isimdi ki imza attığı soruşturma ve davaların etkisi hala sürüyor. Dahası, o günden bugüne miras kalan uygulamalar da devam ediyor. Demiral, henüz görevdeyken, “Türklük ideolojisine” ve ülkücülere yakınlığını gizlemeyen bir isim. Emekli olduktan sonra da bu kimliğini sürdürdü. Türkiye, Demiral’ı, 80’li yıllardan itibaren tanıdı. Ancak hukuk değil “devlet adına yaptıkları” çok daha öncesinden başlıyordu. 1984-1995 yılları arasında yürüttüğü Ankara DGM Başsavcılığı görevi ise tarihe geçmesini sağladı.
Kısakürek hayranı
Demiral’ın hayranlık duyduğu isimlerin başında, şahsen de tanıştığını söylediği Necip Fazıl Kısakürek geliyor. Kısakürek’ten o kadar etkilenmiş ki Demiral’ın en büyük hassasiyeti olarak nitelendirdiği “Atatürk”e olan karşıtlığı bile sempatisini ortadan kaldırmamış.
Haber Merkezi