"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kudüs meselesi

Hakan Özlen
18 Ekim 2023, Çarşamba
Kudüs; İslamiyet, Yahudilik ve Hıristiyanlık için mukaddes bir şehirdir. Kudüs; İslamiyet’te Miraç’ın gerçekleştiği yer ve ilk kıble olması bakımından, Yahudilikte İsrail Krallığı’nın başkenti ve Hz. Süleyman’ın (as) inşa ettiği tapınağın yer alması bakımından, Hıristiyanlıkta ise Hz. İsa’nın (as) çarmıha gerildiği mekân olması bakımından mukaddestir.

Kudüs, tarihî ve dinî öneme sahip bir şehir olduğundan çeşitli inançlara sahip insanlar için mukaddes bir yerdir. Bu nedenle, Kudüs’ün ideolojik saplantılardan ve siyasî hesaplardan uzak bir şekilde savunulması önemlidir. Müslümanlar ve Hıristiyanlar, Kudüs’ün barış içinde, hoşgörülü ve adil biçimde yönetilmesini desteklemek için bir araya gelmeli ve birlikte çalışmalıdır.

Ancak Kudüs’ün mevcut statüsü farklıdır. Batı Kudüs İsrail’in kontrolü altındadır. Asıl mesele Doğu Kudüs’te toplanmakta. İsrail, 1980’de Doğu Kudüs dahil Kudüs’ün tamamının kendi başkenti olduğunu iddia etti, ancak bu iddia BM tarafından kabul edilmedi. BM, Kudüs’ün, uluslararası bir rejime tabi tutulması ve “corpus separatum” olarak koruma altına alınması gerektiğini belirten bir karar aldı.

Buna rağmen İsrail, Kudüs üzerindeki hak ve yetkisini aşarak şehirde tacizlerde ve katliamlarda bulundu. Bu nedenle Güvenlik Konseyi İsrail aleyhine kararlar aldı. 

Avrupa Birliği gibi birçok uluslararası örgüt de “corpus separatum” planını kabul etti.

Hamas’ın silahlı kanadının Gazze’ye başlattığı saldırı sonrası İsrail’in müdahalesi, çocuklar başta olmak üzere sivilleri öldürmek suretiyle soykırıma neden olmuştur.

Bu durum asla görmezden gelinemez. 

Bu çatışmanın temelinde Kudüs meselesi yatmaktadır. 

Uluslararası örgütler Filistinlilerin haklarını destekleyen bir dizi görüş ve karara sahiptir. 

Bu durumu ele almak ve çözmek için aşağıdaki adımların mutlaka atılması gerekir.

Türkiye ve diğer Müslüman devletler, İsrail’e karşı sert bir tavır sergilemek için bir araya gelmelidir. Diplomatik yollarla İsrail hükümetine baskı yaparak, Gazze’ye dönük saldırılarda ateşkes ilan edilmesi için uyarmalıdır.

Uluslararası toplum, ateşkesi sağlamak için çaba göstermelidir. Bunun için Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi gibi uluslararası örgütlerce İsrail’in uluslararası konumu zayıflatılmalıdır. 

İsrail’in Gazze’ye yönelik politikalarının soykırıma yol açtığına dair iddialar, uluslararası hukuk çerçevesinde ele alınmalıdır. Uluslararası Adalet Divanı’na başvurarak bu konunun objektif bir inceleme altına alınması gerektiği savunulmalıdır. 

Sonuç olarak, Kudüs meselesi ve Filistin-İsrail çatışması karmaşık ve hassas bir konudur. Çözüm için çok taraflı diplomasi ve uluslararası iş birliği elzemdir.

Üçüncü bir dünya savaşı çıkarma temayülünde sokulan devletlere ve onları buna yönlendiren gruplara da aldanılmamalıdır. 

Ve Türkiye’ye çok iş düşüyor. Yöneticilerimizin bu konuda, Suriye meselesinde yapıldığı gibi ele yüze bulaştırmadan, akıllıca ve çözüm odaklı hareket etmesi için de dua ediyoruz. 

Okunma Sayısı: 1921
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı