İstibdat hakikaten her türlü olumsuzluğun ve tuhaflığın ana merkezi. Her şeyi kendine almak ve kontrolü altında tutmak hedefinde.
Tenkit yok, itiraz yok, farklı bir görüş beyan etmek yok. Sizden kodlanmış bir robot gibi yaşamanızı istiyor. Böyle olursan sana dar bir alanda yaşama hakkı ihsan ediliyor. Kendisinin çizdiği sınırları aşmamak ve kurulan setlerden taşmamak şartı ile hayatını devam ettirebilirsin. Eğer düzeni bozar işlere çomak sokarsan senin için yazılan, çizilen ve biçilen cezayı çekersin.
İstibdada karşı suskun kalmak sana uğrayacağı zamanı beklemekten başka bir şey değildir. Sustukça sıranın sana da geleceği malumdur. Demokrasi ve hürriyet için mücadele etmediğinin sürece zarar sana da dokunacaktır. Bediüzzaman Said Nursi’nin işaret ettiği gibi artık kabr-i kalpten (kalp kabri) hakaik çıplak çıktı. Kalbin kabrine gömülmüş fikirler, düşünceler, hedefler, gayretler kendini yeniden göstermeli. Bütün gerçekler ortaya konulmalı. Korkulardan, baskı ve tehditlerden meydana gelen ölü toprağı üzerimizden atılmalı. Kalbin hürriyet sevdası bir meşale halinde yanmalı. Öldü sanılan hamiyetli insanların nasıl diri oldukları kuvvetli bir şekilde gösterilmeli. Namahrem olan kimselerin nazar etmesinden çekinilmemeli. Cemiyet-i beşeriyenin gaddarane hallerini tenkit etmeyi bırakın, herkes gibi her hâlimizi sizde takdir edin diyenlere kulak asılmamalı ve gerekli olan cevap verilmeli. Biz istibdadı takdir değil ancak tenkit ederiz denilmeli.