Pek az insan işlediği hata ve kusurlarının farkına varır ve onları düzeltmeye çalışır. İnsanların çoğu da bilerek işledikleri hata ve yanlışlarını görmezler gelirler.
Çoğu insan da işledikleri kusur ve hatalarına, inandırıcı olmayan te’vil ve yorumlarla kılıf hazırlamaya çabalarlar. Böylece yanlış ve hatalarına devam ederler.
Bahsettiğimiz bu durumun en çok revaç bulduğu alan da siyaset alanıdır. Gizli hatta aleni olarak hata ve yanlışları işleyenlerin ilk sıralarında yer alanlar, siyaset ile iştigal edenler olsa gerek. Seçmenlerin desteklerini almak için her şeyi mübah gören siyasiler vardır.
Siyasiler, zaten yapmakla mükellef oldukları icraatlarını fazladan bir iyilik ve lütufmuş gibi takdim ederken; diğer taraftan da yapmadıkları icraatlara da sudan bahaneler bulup; işin içinden çıkarlar.
Bilerek veya bilmeyerek işledikleri hata ve kusurların farkına varan ve onları itiraf eden siyasiler çok azdır.
Tek parti döneminde, hatta sonraki zamanlarda da dinî değerlere ve dindarlara olmadık haksızlıklarda bulunmayı âdet haline getiren malum parti gecikmeli de olsa yaptıklarından nedamet edip, pişman olduğunu; ifade ediyor. Bu müspet adımları hayra yormak gerekmez mi?
Bu hayra alamet dönüşümleri görmezden gelerek “Bakmayın bunların söylediklerine… Bunlar sizi kandırıyorlar” gibi yaklaşımlarda bulunmak doğru olur mu?
Sayısız yanlış uygulamada bulunan bir partinin gecikmeli de olsa tek adam ucube sistemine karşı çıkarak adaletin tekrar gelmesi bir çabanın içine girmesini hayırlı bir adım olarak mı görmeli; yoksa “İnanmayın bunların söylediklerine...” demesine mi inanmalı?
Adı geçen partinin müspet adımlardan memnun mu olmalı, yoksa mahzun mu olmalı?
Keşke yirmi senedir bizi idare etmekte olan iktidar da; hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın, binlerce masuma reva gördüğü haksızlıklardan pişman olduklarını itirafla beraber yaptıkları bu mağduriyetlerine son verebilseler.
Keşke bu güne kadar “Ya bendensin ya düşmanımsın” anlayışıyla kendileri gibi düşünmeyen herkesi damgalamakta herhangi bir beis görmeyen bu iktidar da, yaptığı bu çeşit ağır ithamların farkına varıp, vatandaşlardan özür dileyebilme kemalatını gösterebilse...
Dert başka… Malum partinin bu müspet manadaki dönüşümünden rahatsız olanlar istiyorlar ki, o parti geçmişte yaptığı gibi Kemalizm adına dinî değerlere ve dindarlara yine hakaretlerde bulunsun… Tek adam rejimini savunup; demokrasiyi, hak ve hürriyetleri hiç gündeme getirmesin... Ta ki o partinin yetmiş-seksen sene önce yaptığı haksızlıkların benzerini yapmakta olan iktidar da bu şekilde yoluna devam etsin.