"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âfâkî meselelerle meşgul olmanın zararları

Hüseyin GÜLTEKİN
04 Mart 2024, Pazartesi
Üstad Bediüzzaman’ın, “âfâkî” olarak tavsif ettiği, bizi alâkadar etmeyen meseleler-olaylar, çoğu zaman zihnimizi meşgul ediyor. Bu da asli vazifelerimizi unutmamıza veya ihmal etmemize sebep oluyor.

Ülkemizde hatta dünyada, irademizin dışında cereyan eden haberleri ve olayları merakla takip etmenin faydasız olduğu bellidir. Ayrıca işlenen haksızlıklara, zulümlere bilmeden ortak olma ihtimali var. Bazen, ehl-i dünyaca büyük olarak lanse edilen, hakikat-ı hâlde ise hiç hükmünde olan hadiseleri merakla takip ediyoruz.

İki-üç sene boyunca; camiyi-cemaati, hatta asla terk etmememiz gereken kudsî hizmetlerimize ara vererek, merakla, korku ve endişe ile Covıd-19’u takip ettik, pandemiyi konuştuk. Yaklaşık bir senedir de; nice canlara, mallara, servetlere mal olan depremi konuşuyoruz.

Üstelik bu gibi belaların ve musibetlerin; Gayretullah’a dokunan, gadab-ı İlâhî’yi celbeden hatalarımızın, kusurlarımızın, isyanlarımızın, işlediğimiz günahların neticesinde meydana gelen birer ikaz-ı İlâhî, birer ihtar-ı Rabbani olduğunu kulak ardı ederek, birer ciddi uyarı niteliğindeki bu felaketlerin, gereksiz hatta zaman zaman zararlı te’villerini ve yorumlarını yaptık.

Bilindiği gibi, uzunca bir zamandır, bu defa milleti sıkboğaz eden hayat pahalılığını, canavarlaşan enflasyonu konuşup duruyoruz.

Siyaset, nerede ise hiç gündemimizden düşmeyen bir konu. Hemen her gün, her saat siyasilerin hamasî nutuklarına, milleti galeyana getiren içi boş sloganlarına deyim yerinde ise aşina olduk.

Üstad Bediüzzaman’ın “âfâkî” olarak adlandırdığı, yukarıda bazı örneklerini nazarlara verdiğimiz meseleleri izlemenin herhangi bir faydası mı var? Yoksa tam tersine halet-i ruhiyemiz bozuluyor ve karamsarlıklarımıza mı sebep oluyor?

Üstad Bediüzzaman, bizi alâkadar etmeyen âfâkî meseleler karşısında şöyle diyor: “Hâl-i âlemin salâhını temenni ediyorum, dua ediyorum ve ehl-i dünyanın ıslahını arzu ediyorum, fakat irade edemiyorum. Çünkü elimden gelmiyor. Bilfiil teşebbüs edemiyorum. Çünkü ne vazifemdir, ne de iktidarım var.”

Biz de, bizi üzen, dünyevi ve uhrevi hayatımızı karartan bütün belaların acilen son bulmasını istiyoruz, arzu ediyoruz. Ama irade edemiyoruz, elimizden bir şey gelmiyor, ancak dua ediyoruz.

İslâm’ın mukadderatı ile alâkalı Harb-i Umumî’nin bütün şiddetiyle devam ettiği o hengâmede birçok ehl-i din, camiyi-cemaati terk edip, merakla radyo başına koşup haberleri dinlerken, Üstad Bediüzzaman’ın bu haberleri merak edip dinlemediğini biliyoruz. İslâm’ın geleceğini alâkadar eden böyle bir harbe neden merak edip bakmadığını soranlara da, ebedî ve sonsuz bir hayatı kazanmak veya kaybetmek gibi önemli ve ciddi bir meselenin yanında bu harbin hiçbir öneminin olmadığını ifade ile, İngiliz ve Alman kadar da servetimiz olsa ve aklımız da varsa, dönüp bu gibi dünyevi ve geçici meselelere bakmamamız gerektiğini söylüyor Üstad Bediüzzaman.

Biz de, dünyaya bakan âfâkî meseleleri merakla takip etmenin, yerine getirmekle vazifeli olduğumuz kudsî hizmetlerimize perde olacağını, zarar vereceğini bilerek; bizi alâkadar etmeyen meselelere bakmamalıyız. Bütün himmetimizle, gayretimizle, bütün mesaimizi iman-Kur’an hizmetlerine sarf etmeliyiz.

Okunma Sayısı: 1340
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Salih baş

    4.3.2024 20:09:47

    Hakk'ın hatırı Ali'dir hiçbir hatıra feda edilemez haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır

  • Osman Okçu

    4.3.2024 16:50:28

    Allah razı olsun. Bende böyle düşünüyorum. Bizim oyumuzla bir şey değişmiyor. Sabahtan akşama kadar günde 25 saat demokrat misyonu anlatsak ne kadar tesiri var. Herkes bildiğini yapıyor. Zaman böyle. O halde enerjimizi değiştiremeyeceğimiz şeyler için ve dahi insanlar talep etmediği halde harcamaya değil de, insanların ekmek gibi su gibi ihtiyaç duyduğu iman hizmetine harcasak daha tesirli olmaz mı? Çevrenize bir bakın, hangi partiden olursa olsun çocuklarına dini eğitim aldıracak bir yer bulma derdindeler. Biz iman hizmetine ağırlık verelim. Siyasette sözümüz belli zaten ihtiyaç duyan gelip alsın. Zoraki vermeye uğraşmayalım. Tekrarını bekliyorum bu yazıların. Çok istifade ettim.

  • A.Yılmaz

    4.3.2024 13:25:05

    Bizim bugün muhalefette kefil olabileceğimiz bir lider var mı? Yok. Menderes ve Demirel gibi güveneceğimiz bir lider olmadan muhalefetin ipi ile kuyuya inmemeliyiz. Bu günkü muhalefetin eleştirdiğimiz iktidardan kalır bir yanı yok. İktidarı ile muhalefeti ile antidemokratik bir yapı var karşımızda. Neden kefil olalım. Çiller, Ağar, Soylu ne verdi bizlere... O yüzden herhangi bir partiye angaje olmadan bu süreci atlatalım. Bizim için bir insanın kime oy verdiği önemli değildir. İman dersine talip olup olmaması önemlidir. Siyaseti değil hizmeti ön plana almalıyız.

  • Mustafa Said Kara

    4.3.2024 13:21:06

    Çok güzel bir yazı. Bu işin lamı cimi yok. Siyasi alana indiğimiz anda en az %50 ile siyasi rakip pozisyonuna düşülmektedir. İktidarı destekleyen nurcu gruplar için de muhalefeti destekleyen nurcular için de durum bu. Halbuki ülkenin her bir ferdinin iman dersine ihtiyacı var. Ne yandaş ne muhalif görünmeye gerek yok. Biz prensipleri ifade edelim yeter. İlla bir parti ismi altında toplanmayalım. O yüzden chp ile yanyana gelen bir parti ile adımızı yanyana getirmeye gerek yok. Biz demokratik bir cumhuriyetin ilkelerini ifade ederiz. Oy tercihi sizin fehminize kalmış deriz.

  • A. AYDIN

    4.3.2024 02:34:37

    Bu değerli ve eskimez olan yazınızın bazı sathi nazarlı mübarekler tarafından istismar edilmemesi için müsaadenizle şöyle bir not düşebilir miyiz? İşin ehli olan talebelerin, bilhassa seçim dönemlerinde siyasi gelişmeleri takip edip R. Nur ölçülerine göre değerlendirmesi, yorumlaması, tanımlaması, nokta-i istinat olunması gereken tarafı belirlemesi ve Üstadın yaptığı gibi siyasetçinin ihtiyacı olan Kur'ani dersi ona vermesi afaki meseleler değildir. Belki "yüksek İslam siyaseti ve Kur'an siyasetidir." “Risale-i Nur sadece iman dersi değil, içtimai ders de verir.” “Şu Münâzârât, hem de siyâset tabiblerine, teşhis-i illete dâir hizmet ile mükellef ve muvazzaftır.”

  • Semanur Tunoğlu

    4.3.2024 01:02:12

    Güncel siyasi meseleler bizleri umutsuzluğa sevk ediyor. Yapılan her seçimde iktidar değişmedikçe bu ülkeden adam olmaz diyoruz. İman hizmetine küsüyoruz. Bizler şu ramazan ayı vesilesi ile güncel siyasete bir ara verelim. Seçimleri kimin kazandığı ile meşgul olmak yerine kaç çocuğa iman dersi ulaştırabiliyoruz ona bakalım. Lütfen bu yazıyı hepimiz teenni ile defaatle okuyalım.

  • Semanur Tunoğlu

    4.3.2024 00:58:08

    Okuduğumda ne kadar heyecan duyduğumu anlatamam. Çok güzel bir yazı. Bizim cemaat olarak acilen iman hizmetinde atılım yapmamız lazım. Mevcut durumda yaptığımız hizmet önemsiz değil elbette. Ama bizler cemaat olarak çocuklardan başlayarak bir talebe hizmeti furyası başlatmalıyız. Hizmet yapmak için iktidara demokratların gelmesini beklemeyelim. Hizmet için en iyi zamandayız. Çocuklarımız elimizden kaymadan talebe hizmeti ile onların iman derslerini verebiliriz. Allah razı olsun bu yazı için.

  • Osman Yıldirim

    4.3.2024 00:39:34

    Evet maalesef din gibi mukaddes bir alan siyaset gibi çok kaygan ve kaypak bir alana alet edilirse inananlar aslı vazifesini terk edip boş ve malayani şeylerle vakitlerini asrederler ki günümüzde yaşadığımız felaketde bu olsa gerek. Adam bugün ak dediğine yarın kara diyor ve dindar Müslüman'a her ikisini alkışlıyor ve kayıtsız şartsız destekliyor. Böylesi bir toplumda huzur ve mutluluk bulunurdu. Adamlar günlük siyasetleri için yasal olmayan tarzda yapılan inşaatları imar barışı diyip rant devsiriyorlar gadab ı ilahi hiddet gelince de Asrın felaketi diyip kendi sorumluluklarını gizliyorlar ve bunada dindarlık vatanseverlik diyorlar. Ne yazıkki bunların hepsini yakın zamanda gördük ve yaşadık. Cenab ı Hak basiret ihsan eylesin inşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı