"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman korkmadı - 2

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
15 Nisan 2022, Cuma
Havf duygusu niye verilmiş ve nasıl kullanmak gerekiyor.

Cenâb-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrip etmek veya azap yapmak için vermemiştir. “Havf iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, hattâ beş altı ihtimalden bir olsa, ihtiyatkârâne bir havf meşru olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimalle havf etmek evhamdır, hayatı azâba çevirir.”4

Korku duygusuna sınır konulmadığını ve onu dengede muhafaza etmek gerektiğini de şu ifadelerden anlıyoruz:

“Ve keza, kuvve-i gadabiyenin tefrit mertebesi, cebanettir ki korkulmayan şeylerden bile korkar. İfrat mertebesi tehevvürdür ki, ne maddî ve ne mânevî hiçbir şeyden korkmaz. Bütün istibdadlar, tahakkümler, zulümler bu mertebenin mahsulüdür. Vasat mertebesi ise şecaattir ki, hukuk-u diniye ve dünyeviyesi için canını feda eder, meşru olmayan şeylere karışmaz.”5

Burada hiçbir şeyden korkmamak cesaret olmadığı gibi, her şeyden korkmak da tedbir amaçlı değildir. İstikametli olan yol, hayatımızın muhafazasına çalışarak, haricine bakmamaktır.

Bediüzzaman’ın hayatı bunun sayısız örnekleriyle doludur. İstiklal mahkemesindeki duruşu, Rus kumandanına boyun eğmemesi, İngiliz hükümetinin suallerine karşı tükürmesi...

“Sen de şeriat istemişsin?” diyenlere “Şeriatın bir hakikatine, bin ruhum olsa feda etmeye hazırım. Zira şeriat, sebeb-i saadet ve adalet-i mahz ve fazilettir. Fakat, ihtilâlcilerin isteyişi gibi değil!” diyerek divan-ı harpte kahramanca bir duruş göstermiştir. O dehşetli mahkemeden idamını beklerken beraat etmiş ve mahkemeye teşekkür etmeyerek, yolda Bayezid’den tâ Sultanahmed’e kadar, arkasında kalabalık bir halk kitlesi ile, “Zalimler için yaşasın Cehennem! Zalimler için yaşasın Cehennem!” diyerek ilerlemiştir.

Bediüzzaman, her şeyden evvel izzetini önde tutuyor. Zillet için yaşamaktansa izzetli ölmeyi tercih ediyor. İşte bu noktada ölüm bile bizi korkutmamalı. Nitekim birçok Nur Talebesi hayatını feda etmiş. Hafız Ali ağabey Bediüzzaman’ın bedeline şehit oluyor, Binbaşı Asım Efendi de sorgu esnasında Üstadı ve Risale-i Nur’u ele vermemek için Allah’tan ölmeyi istiyor. Nur Talebelerinin işkenceye maruz kaldığı bir zamanda Zübeyir Ağabey, ‘Sen de Nur Talebesiymişsin’ diyenlere, iftihar ederek kabul ettiğini söylüyor. Hepsi bir davaya gönül vermiş koca yürekli insanlar. Halktan değil, Hakk’tan korkuyorlar.

Dipnotlar:

4) Nursi, Age, s. 591.

5) Nursi, İşârâtü’l-İ’câz, s.29.

Okunma Sayısı: 2954
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    15.4.2022 21:10:28

    "İman hem Nur'dur hem kuvvettir. Evet,hakiki İMANI elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir." Cenabu Allah cümlemize Kamil ve tahkiki iman nasip ve ihsan etsin inşaallah.

  • Sertaç LÜSER

    15.4.2022 15:00:49

    İşaratül İcaz'daki atıf yaptığınız yer toplumun kronik sorunu maalesef.Korkulmayacak ve çekinilmeyecek şeylerden korkması.Hakkı, istibdat ve zulüm karşısında susarak sindirmesi.En ufak bir olayda bile hakkını korku damarı ile savunamayan bir kitle içinde büyüdük.Artık güldür güldür nesl-i ati'nin bu hakikatleri hazmedip yeni hayat standartlarını oluşturması duası ile.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı