"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslam kardeşliğini geliştirmede ulema ve şeyhlerin görevi

M. Ali KAYA
02 Eylül 2017, Cumartesi
Müslümanlar arasındaki ihtilafların giderilmesinde, İslam kardeşliğinin tesisinde en büyük görev ilmiye sınıfı dediğimiz ulemaya ve kanaat önderleri denilen şeyhlere düşer.

Ama ne var ki gerçekte ilim sahibi olmayan yanlışa düşmüş “ulema-i sû” hitabına layık ilim adamları ve “bid’a” denilen yanlış fikir ve kanaate sahip şeyhler müslümanların birliğini sağlamak yerine ihtilafları körükleyerek müslümanların birbirlerine düşmelerine sebep olmuşlardır.

 **

Bediüzzaman bu sebeple “Şimdiki şeyhlerden ne istersin?” diyenlere şöyle cevap verir:

“- Daima onların demdemelerinin mevzuu olan ihlası; hem de tekke denilen manevîleşmiş kışlalarda, tarîkat denilen ruhanîleşmiş askerlikte ona murabıt oldukları cihad-ı ekberi ve terk-i iltizam-ı nefsi; hem de onların şiarı olan, zühdün manası olan terk-i menafi’-i şahsiyeyi; hem de daima iddiasında bulundukları ve mizac-ı İslâmiyetin mayesi olan muhabbeti isterim. Zira onlar, bizi istihdam ederek ücretlerini almışlar. Şimdi bize hizmet etmek borçlarıdır. 

S- Nasıl olsunlar? 

C- Ya başlarımızdan kalksınlar yahut inad, gıybet ve tarafdarlığı mabeynlerinden kaldırsınlar. Zira bir kısım dalalet ve bid’at fırkalarının teşekkülüne, bazı bidatkâr müteşeyyihler sebebiyet vermiştir. 

 **

Evet, müslümanlar arasındaki ihtilaflara ve bölünmelere sebebiyet verenler maalesef ilim sahibi olmayan ilim adamları ve inancı bozuk, kendisini “fırka-i naciye” görüp kendi fikrinde olmayanları “dalalet ve küfür” ile suçlayıp müslümanlar arasına ihtilaf sokan müteşeyyihlerdir.

Bediüzzaman “Tevhid-i imanî elbette tevhid-i kulûbü ister, vahdet-i itikat dahi vahdet-i içtimaiyeyi iktiza eder.” (Mektubat, 444.) buyurur. Kalplerin bir olmaması ve toplumda birlik ve beraberliğin olmaması tevhid inancının zaafa uğramasından ve inancımızı bozan yanlış, bid’a ve dalalet fikirlerden kaynaklanır. İnanç ve fikir birliğinin olmadığı yerde birlik ve baberlik, uhuvvet ve muhabbet de olmaz.

Bu sebeple Bediüzzaman’a soruyorlar:

S- Nasıl birbiriyle ittihad ve ittifak edecekler? Halbuki bazıları bazılarını münkirdir. Onların düsturlarındandır ki; münkir ile muhabbet, belki ünsiyet dahi haramdır. İnkâr mes’elesi mühimdir? 

C- Öyleyse size şöyle bir hitab etmek hakkımdır: Ey divaneler! İşitmediniz mi, anlamamış mısınız ki: “Mü’minler kardeştir” (Hucurat Suresi, 49: 10.) bir namus-u İlahîdir. Veya körleşmiş misiniz ki, görmüyor musunuz ki: “Kendisi için sevip istediğini mü’minler için de sevip istemedikçe gerçekten iman etmiş olmazsınız” (Müslim, İman, 71; Buhari, İman, 7.) bir düstur-u Nebevîdir. Acaba şu sıdk ve kizb mabeyninde mütereddid olan inkâr mes’elesi, nasıl oldu şu iki esas-ı azîm ve metine nâsih olabildi? Bu inkâr mes’elesi doğru olsun; Allah’ın kelâmı değil ki, mensuh olmasın. İşte zaman onu nesheder. Zararı faidesine galebesi, neshine fetva verir. Mensuh ile amel caiz değildir.” (ESDE, Münazarat, 282-283)

 **

Maalesef yüce Allah’ın “Mü’minler kardeştir” emri, hükmü ve kanunu firak-ı dalle denilen ve müslümanları yetmiş iki fırkaya ayıran bid’akar alimler ve şeyhler tarafından rafa kaldırılmış, yani neshedilmiş... 

İşte Bediüzzaman Said Nursi hazretleri “UHUVVET RİSALESİ” ile Allah’ın bu emri, hükmü ve kanununu yeniden tesis etmeye çalışıyor...

Bu vazife ulema ve meşayih denilen dini liderlere ait iken, onlar terk ve ihmal edip kendi anlayışlarını kabul etmeyenleri gerçek mü’min saymayıp bölünmelere sebep olduğu için bu vazife Bediüzzaman, Risale-i Nur ve hakiki Nur Talebeleri tarafından yapılmaya çalışılıyor...

Yeni Asya’nın müslümanların kim olursa olsun hukukunu müdafaa için verdiği mücadelenin amacı da, hedefi de “İslam kardeşliğinin” tesis edilmesi ve “Mü’minler kardeştir” prensibinin hayata geçirilmesi içindir....

Okunma Sayısı: 2671
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı