"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bana Tılsımlar’ı gönder!”

M. Said ZEKİ
19 Aralık 2022, Pazartesi
Soruşturma, telefonda söylediği ‘bana Tılsımları gönder’ cümlesinin teknik takibe takılmasıyla başladı.. Ona ‘akşam sohbete gel, orada alırsın’ denilmişti.

Sohbete gitmek için kapıdan çıkınca, görevliler onu alıp doğru karakola götürdüler. Zavallı Abdullah amca, sohbetin karakolda olacağını nereden bilebilirdi ki!..

***

Kendi halinde, halim selim bir adamdı Abdullah amca. Yaşını soranlara, -Hz. Peygamberin (asm) 63 yaşında vefatından kinaye- “haddi aştık evladım” derdi. Bu güne kadar karakolla, adliye ile işi olmamıştı.

İnsanın yolculuğu devam ettiği sürece, önüne yeni duraklar hep çıkıyordu ve çıkacaktı. Şimdiki durağı ise karakoldu. Nezarethanede uzun süre kaldıktan sonra sorguya aldılar. Orada ‘bana tılsımları gönder’ demekle şifreli mesaj gönderdiğini(!) ve örgüt üyesi(!) olmakla suçlandığını öğrendi! ‘Sohbet’ de şifreyle örgüt toplantısı anlamına geliyormuş!..

***

Dilinin döndüğü kadar anlatmaya çalıştı: “Gazetedeki Tılsımlar Mecmuası’nın ilanını görmüştü. Kitapçı bir dostuna telefon edip istemiş, dostu da akşamki sohbet toplantısına gelirse orada alabileceğini söylemişti.”

Tevafuk bu ya; tılsım, lügatlerde “sır, gizli ve kapalı mana, muamma, bilmece” gibi anlamlara geliyordu. Olay bundan ibaretti, ama sorgu uzadıkça, onun anlatması da uzadı:

“Üstad Bediüzzaman, ‘Tılsımlar Mecmuası’nda din, iman ve Kur’ân’ın içindeki yüzlerce muammâ (anlaşılması zor sır) ve tılsımlarla ilgili keşiflerden bir kısmının beyan ediyordu.

Risale-i Nur, Kur’ân ve Hadis-i Şeriflerdeki ince manaları ortaya koyarak, dinin yüzyıllar içerisinde —bazı hikmetler gereği— mana olarak kapalı kalmış, hatta tam keşfedilip anlaşılamadığı için kimilerince hücum ve inkâra da uğramış meselelerine tam bir açıklıkla izahlar getiren, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akidesini muhafaza eden muhteşem bir eser külliyatı, muazzam bir İslâm medeniyeti birikimiydi.”

Komiser ikna olmadı, fezleke hazırlayıp savcılığa gönderdi. Savcı, büyük emekler sarfederek iddianame düzenleyip Mahkemeye gönderdi.

Bereket; Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma çabuk bitti. Mahkeme başkanı, meseleyi anlamış ve Adliyenin böyle şeylerle meşgul edilmesine kızmıştı. İddia ve savunmayı dinledi ve.. Karar: Beraat!..

Savcı öfkeyle itiraz etti ama Başkan; ‘Dilerseniz temyiz edebilirsiniz Savcı bey’ dedi ve bu trajediye son verdi.

***

“Ramazan’a ait bir risaleden dolayı, hiç alakası olmayan Ramazan adındaki Atabey’li gariban köylünün Nur talebeleriyle iki ay -yanlışlık anlaşılana kadar- Eskişehir’de hapis yattığını, mazlum ve masum Ramazan Efendi’yi Bediüzzaman’ın tebessüm ederek ‘Kardaşım Ramazan, hakkını helal et’ diye teselli ettiğini” bilenler bilir.

Fakat yaklaşık 85 yıl sonra, Abdullah amcanın ‘Tılsımlar Mecmuası’ndan dolayı yargılanacağını ise, kimse bilemezdi.

Okunma Sayısı: 1653
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sertaç LÜSER

    19.12.2022 08:30:36

    Zulmün değişmediğini fakat adaletin er yada geç tecelli ettiğini gösteren tablo.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı