"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kabullen artık!

Mehmet ÇETİN
01 Ekim 2022, Cumartesi
Hışımla bakkala girdim, selâm bile veremeden: -Yapılan tenbihleri unutuyorsun, bir yerine ikinci sefer gidiyorsun ister anla ister anlama, ama artık kabullen ki yaşlandın, ihtiyarladın!

Bakkal şaşırmaya ama yanı sıra gülmeye devam ediyor, ancak sadece o değil ben de devam ediyordum:

-Anladım artık, hem nasıl anladım, zira “Çabuk gel!”, dediler, “çocuklar sofrada”

Eve geldiğimde anladığımı ifade edercesine:

- “Bu sefer gecikmedin, çabuk geldin, hayırdır inşaallah.”, dediler ama onlar erken gelmeme sebeb olan alınacak üç şeyin ikisini unuttuğumu bilmiyorlardı.

Ve artık kabullendim. İşte itiraflarım:

Günün ortasında bahçedeki direğe kamerayı taktığımı, bahsetmişim. İkindi sonrası bahçeye kamerayı taktığımı, bir güzel anlatayım derken laf ağzıma tıkıldı; “Bunu söylemiştin, ciddi misin hatırlamadığına!” az fırçalı uyarısıyla. İçimden bir ümit tuğlası daha düştü, hayallerimden.

Hâl hatır arasında, babasını sormanın ön hazırlığını yapayım, dedim ve sözü yavaş yavaş evirip çevirirken, “Babam, sizlere ömür, bugünlerde dördüncü ayı geçmek üzere.”, ifadesi ile sessizce irkildim.

Bir müddet anlattığını dinliyorum, sanki çok ciddi bir şekilde ama ben, bende değilim, zira karşımdakini hatırlamak üzere, laflarından bir ipucu aradım çaresizce. Ve nihayet hürmetlerini arz ederek gitti ama bendeki hatırlayamamanın tortusu olan şaşkın duyguyu bırakarak.

Niye mi anlatıyorum, bunları? Yoksa siz de mi hatırlayamadınız, aşkolsun doğrusu! İhtiyarlandırıldığımın alâmetlerini yazıyla tesbit ediyorum, zaten fiilen o işi ifade etmişim, diyenlere göre.

Şimdi bu, nefsime göre girdap olan bu ahvalden nasıl çıkmam lâzım, bugünlerde bunu araştırıyorum. Kan tahlili yaptırmamı tenbih eden doktor dostum, onların listesini verdi bile! Duygumu ikna ettiğim an, doktordayım, bunu bilin! Diyeceğim ki “Sevgili doktorum, vaziyet malûm. Bak saçıma sakalıma, hâlimi anlatıyor sana. Şu elimdeki listeye göre kan tahlili yaptırıp, hocasına okutacağım da dermana vesile olsun, diye.”

Aslına bakarsanız, içten içe yaşlandığımı ben çoktan fark ettim. Henüz çiçeği burnunda iken, 33 yaşımda hac vesilesiyle sakalımı bırakmıştım. Tezgâhtayım, bir kız çocuğu çok derinden beni süzdü ve hâlimin şu hakikatini o zaman yüzüme, “Dedeee!”, diye, haykırdı.

Ve hiç yalan söylemeyen aynanın dobra dobra yüz hatlarımı yansıtması, yarıya inen göz kapaklarımı bana göstermesi, yolun sonuna doğru giden yolculuğa ünsiyet etmemi ikaz ediyor. Çaresizlikten ünsiyet ettiğimi de yazayım da âhirdeki delikanlılık bende kalsın, diyeyim. İşte söylüyorum:

Sonraki yıllarda üç torunumun “dede”leri, kucağımda sakalımı sevmeleri, kel olan başıma şaplakları, en yakınımdan en uzağıma herkes tarafından hürmet görmelerim, yer vermeler, konuşmamı ciddi ciddi dinlemeleri, bir şeyler biliyorum hüsn-ü zannıyla danışılmam, eskiden hızlı kıldığım namazı şimdilerde huzurla ve huşu ile yavaş kılmam gibi güzel gelişmeler var, ümit verici. Alınganlığım biraz daha arttı ama artık yaşlanmama değil de yaşıma vereyim, diyorum ama çabuk da affediyorum, ha!

Okunma Sayısı: 1773
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    2.10.2022 01:03:36

    "Fakat âhiret imanı onlara der: "Merak etmeyiniz, Sizin ebedî bir gençliğiniz var, gelecek ve parlak bir hayat ve nihayetsiz bir ömür sizi bekliyor. Ve zayi' ettiğiniz evlâd ve akrabalarınızla sevinçlerle görüşeceksiniz. Ve ettiğiniz bütün iyilikleriniz muhafaza edilmiş, mükâfatlarını göreceksiniz." diye, iman-ı âhiret onlara öyle bir teselli ve inşirah verir ki; her birinin yüz ihtiyarlık birden başlarına toplansa, onları me'yus etmez." Bediüzzaman Said Nursi, Asa-yı Musa - 42

  • S.topuz

    2.10.2022 01:02:29

    "Hem insanın bir rub'unu teşkil eden ihtiyarlar; yakında hayatlarının sönmesine ve toprağa girmelerine ve güzel ve sevimli dünyalarının kapanmasına karşı teselliyi, ancak ve ancak âhiret imanında bulabilirler. Yoksa o merhametli muhterem babalar ve fedakâr şefkatli analar, öyle bir vaveylâ-yı ruhî ve bir dağdağa-i kalbî çekeceklerdi ki, dünya onlara me'yusane bir zindan ve hayat işkenceli bir azab olurdu. " Bediüzzaman Said Nursi, Asa-yı Musa - 42

  • Abdullah

    1.10.2022 12:30:53

    • Ey ihtiyarlar! Hadis-i Şerifte vardır ki:"Altmış yetmiş yaşlarında bir mü'min, dergah-ı İlahiyeye elini kaldırıp dua ederken, rahmet-i İlahiyye onun elini boş döndürmeye hicap ediyor." Madem rahmet size karşı böyle hürmet ediyor. Siz de rahmetin bu hürmetine ubudiyetle ihtiram ediniz. O hicap ediyor, biz de müstecap dua bekliyoruz..

  • Abdil Yıldırım

    1.10.2022 11:52:45

    Unutma dostum, ihtiyarlık, bahtiyarlıktır! Cenab-I Hak, bahtiyar ihtiyarlardan eylesin.

  • Musa

    1.10.2022 09:41:24

    ALLAH Râzî olsun birçok güzel duyguyu aynı anda yaşadım okur iken ...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı