"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Son Şahitlerden Sobacı Hacı Ali Osman Ağabey

Mehmet ÇETİN
07 Nisan 2018, Cumartesi
Eskişehir’deki tahsilimizde sık sık ziyaretine gittiğimiz saff-ı evvel ağabeylerden Hacı Ali Osman Coşkun, “Tenekeci Ali Osman” diye tanınır idi.

Eskişehir çarşısının Sobacılar Mevkii’ndeki dükkânına uğramadan önce, rahmetli Mehmet Çalışkan Amcayı görmek için oğlu, perdeci Sadık Çalışkan Ağabeyin de dükkânına uğrardık.

Mercan marka sobaların sahibi Ali Osman Ağabey ile 04.12.1977 tarihinde yapılan görüşmenin müsvedde notlarını neşretmek bugüne nasib oldu.

Risaleleri yazmaya iki sefer ara vermiş. Bir gece rüyasında kendisine bir yazı gösterilir. Kırmızı mürekkeple yazılmış. Çok hoşuna gider. ‘Ne kadar güzel yazılmış,’ diye düşünür ve şevk alıp, derhal bıraktığı yazıya yeniden başlar. O zamanlar, risaleler el ile yazılarak çoğaltılıyor idi.

Bir risaleyi yazıp, Üstada götürür. Onu ziyarete vesile olması için bir hizmet yapması lâzım idi. Üstad, Risaleyi tashih eder ve arkasına duâ yazarmış.

Bir defasında Eskişehir’e gelmeden önceki ziyaretinde Üstad ona:

- “Eskişehir Medrese-i Yusufiyesi’nde bizim on tane Risalemiz te’lif edildi. Orayı benim namıma ziyaret et!” der.

Üstada, o zamanki hapishânenin sonradan çocuk hapishânesi olduğunu anlatır, ama Üstad bu sefer “Gardiyanına selâm söyle.” der.

Üstadın, dediğini yapmak üzere gardiyana gider ve selâmını nakleder. Üstadın kaldığı oda temizletilip, aydınlatılır.

Ali Osman Ağabey, su ibriği hediye etmek ister, ancak kabul etmeyen Üstad, şu izahı yapar:

- “Resulullah (asm) hediyeyi kabul ederdi. Fakat fazlasıyla mukabilini verirdi. Benim ise dünyada verecek bir malım olmadığından şeriatın mubah kıldığı hediyeyi kabul edemiyorum.”

Bu defa ibriği, Ceylan Ağabey ile gönderir. 

Mukabilinde iki Risale vererek kabul eder. Ceylan Ağabey haber gönderir:

- “Bizim Tenekeci Osman’a söyle, bir daha böyle yapmasın.”

Bir arkadaşı Ali Osman Ağabeye,

- “Siz, hapishânede yattınız mı? der.

- Yok, yatmadım, çalıştım. Yatsaydım Nur Talebesi olamazdım. Bizim için hapishânenin üç manası vardır.

1. Medrese-i Yusufiyedir.

2. Islahhânedir

3. Tımarhânedir.”

Ali Osman Ağabey, müttaki bir insan idi. İşyeri komşuları ona hürmet eder, nasihatlerine kulak verirlerdi.

Mustafa Sungur ve Ceylan Çalışkan ve Aydın, Sultanhisar’lı Atıf Hoca (Hasan Atıf Egemen) ile çok görüşmeleri olmuş.

Allah rahmet eylesin.

Okunma Sayısı: 2515
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı