23 Nisan’da tamamlanması planlanan proje, bir aylık gecikmeyle İstanbul için önemli olan bir tarihin yani 29 Mayıs’ın hemen öncesinde 26 Mayıs’ta açıldı. 100 futbol sahası büyüklüğünde bir alana kurulan park, belediye tarafından 30 yıllığına yap-işlet-devret modeliyle özel sektöre kiralandı. ‘Türkiye’nin en eğlenceli markası Eyüp’de inşa ediliyor’ denilerek başlanılan projede, belediye başkanının ifadesiyle ‘Eyüp Sultan’a yeniden eski eğlence anlayışının kazandırılması’ amaçlanıyor. ‘İstanbulumuz’da standartların üzerinde, dünya standartlarının bile üzerinde, İstanbul’un ruhuna, özüne, kimliğine çok uygun bir eseri kazandırıyoruz.” denilerek açılışı gerçekleştiren Vialand’de ‘Roller Coaster’, ’Rapid Ride’, ‘Splash Coaster’, ‘Family Coaster’, ‘King Kong’, ‘Vikingler’, ‘Safari’, ‘Vialand Şatosu’ ve Efsaneler Dünyası gibi ünitelerin olduğu ‘Fun Zone’, ‘History Zone’, ‘Adventure Zone’, ’Shopping Zone’  gibi Batı tipi eğlence alanları mevcut. Bu ‘eser!’le fethinin hemen sonrasında şehrin ilk büyük camisinin yapıldığı ‘Maneviyat Merkezi’ Eyüp Sultan, artık Vialand’le ‘Eğlencenin Merkezi’ olmaya da hazır.
Yaklaşık yedi sahabenin medfun olduğu, onlarca sahabenin makam kabirlerinin ve bazı mukaddes emanetlerin bulunduğu Eyüp Sultan Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra dördüncü önemli ziyaretgâhtı. Padişahlar cülus (tahta oturma) merasimi sonrasında Eyüp Sultan’da kılıç kuşanır, devlet halk ile buluşur, millet sünnet ve düğünlerinin hayır duâsı, hacı adaylarıysa ‘Mihmandar-ı Resulullaha (asm)’ selâm için Eyüp Sultan’a uğrardı. Ruhu daralan ve kirlenen kendini Eyüp Sultan’ın kollarına bırakır, onun hamuşuyla sükûneti yakalardı. 
Ne var ki cumhuriyetin ilk yıllarında Batıdan getirilen şehir ‘planlama uzmanları!’ ne hikmetse bu beldeyi sanayi bölgesi olarak planlar. Özellikle 1936’da ‘Prost Planı’ ile ekolojik cinayet işlenerek Altın Boynuz Haliç tam bir sanayi bölgesine çevrilir. Haliç’in etrafındaki sahil saraylar yıkılarak çeşitli fabrikalar ve imalathaneler inşa edilir. Yine aynı yıl halkın Eyüp Sultan’ı ‘Eyüp’ adıyla ilçe olur. Bazı kutsal emanetler de güvenlik gerekçesiyle Topkapı Sarayı’na transfer edilir. Fakat bütün bu yaşananlara rağmen halkın gözünde ‘Sultan’lığını hiçbir zaman kaybetmez.
40 yılını Eyüp Sultan’da geçirmiş biri olarak bu güzel sükûnet köşesinin ‘Sanayi Merkezi’ oluşunun nelere malolduğunu yakinen gördüm. Haliç’in adeta bir bataklığa dönüşünün son demlerine şahit oldum. Esen lodosla bütün mahalleyi saran kokuları hâlâ hatırlarım. Fakat burnumuzun direğini kıran kokularına rağmen Eyüp Sultan, ruhumuzu savuran lodoslara yakalandığımızda bize hep sakin bir liman olurdu.
Çok şükür ki son yıllarda Haliç o pisliklerden tamamen kurtuldu. Mezarlıklar ve tarihî yapılar aslına göre restore edilerek ihya edildi. Kaybolan tarih ve hatıralar yeniden canlandırıldı. Eyüp Sultan artık kendi dışından ziyaretçiler almaya ve belki de yeniden cazibe merkezi olmaya başladı. Ticarî hayat canlandı ve özellikle caminin etrafı restaurant ve incik boncukçularla çevrildi.
Özellikle Feshane’de gerçekleştirilen eğlence ve faaliyetlerle uhrevî ticaret ve maddî ticaret bir arada yaşanır oldu. Ve benim için bir Ramazan vakti akşam namazı sonrasında bütün kafeteryaların ağzına kadar dolu olduğunu ve teravih vakti geldiğinde ise kimsenin yerinden bile kıpırdamadığını görmek düşündürücü oldu.
Kalkıp kendinizi soluk almak için camiye attığınızda ise ne yazık ki dışarıdan pek farkının olmadığını görmek daha da acı geliyor insana. Sükûnetin ve dinginliğin kucaklamasını umarken patlayan flashlar, çalan telefonlar, konuşan insanların uğultusu sizi hayal kırıklığına uğratıyor.
Büyük şehrin gürültü ve telâşından kurtulmak isteyenlere bir sığınak olan Eyüp Sultan şimdi Vialand’le ‘eğlence arayan’ 30 milyon turist bekliyor. 40 yıllık Eyüp Sultanlı biri olarak manevî hatıralarımın çoğu talan edilmişken bu tablo ne yazık ki ürkütüyor beni.
 Fethin yıldönümünün hemen akabinde ‘Maneviyat Merkezi Eyüp Sultan’, ‘Eğlence Merkezi Eyüpland’ olur mu acaba? diye sormadan da edemiyorum kendime.
İnşaallah Eyüp Sultan yeni Akşemseddinler aramak mecburiyetinde kalmaz.