18 Temmuz 2014, Cuma
Suriye’den gelen yangının külleri uçuştu günlerce havada. Arabaların, evlerin içi küllerle doldu. Gökyüzünde gri, kızıl ve mor renkler… Burunlarda yangın kokusu genzi yakan. Suriye savruluyor, Suriye yanıyor. Orman yangınları bizim ilçemizin ormanlarını da vuruyor. Ağaçsız, yeşilsiz ve susuz kalmaktan korkuyor insanlar.
Ama asıl yanan orman değil, insanlık ocağı Ortadoğu yanıyor. İnsanlık yanıyor… Bütün bu yangınlar Adem ve Havva’nın (as) yurdunda İslâm’ın bağrında, Halil İbrahim makamı, Peygamber yurdunda, Ortadoğu’nun ocağında mı tütmek zorunda? Zalimin bahanesi çok. Örgütler dizi dizi, IŞİD, ELKAİDE… Müslüman ve İslâmla ilgisi olma yan fitne korunda yanıyor Müslümanlar. Yandırılıyor…
Biz birbirimize düşmüş, fitneye ateş taşıyoruz. Tembellik, cehalet ve asrın ihtiyaç listesine eklediği bilumum gösteriş oyuncaklarının içinde kalplerimize, vicdanlarımıza, aklımıza giden, insanlığımızı canlı tutan yolları tıkamakla meşgulüz. Ramazanı yaşamak da o yolları açmak için vesile olmuyor. Oyunların fitnesi, oyunların sahnesini konuşmaktan öteye gitmiyor. Figüranlarla meşgul olmaktan, senaristin varlığını, gölgeyi seyrederken, kuklanın oynatıcısını ıskalayan ve ateşi harlayan Müslümanlar haline geldik. Ormana su taşımıyor, masum canları korumuyor, cılız birkaç sesin de canını okuyoruz. Biz başta kendi fitnemizin ateşinde yanıyoruz.
Kâinatla iletişime geçmeyen insan, kâinatın sahibine karşı sorumluluk hissetmeyen kalp, insanlığa karşı sorumluluk hisseder mi? Zalimi tanıyıp, mazlûmun ahını işitir mi? Kendi içindeki zalime karşı kendini eğitmeyen Müslüman, Müslümanları parça parça eden elin kanını görür mü? Görse de temizleyecek istikameti nasıl tayin edeceğinin adını koyabilir mi? İşte EL KAİDE’si, IŞİD’i ve daha bilumum sözde İslâm adına ortaya çıkmış, ama İslâmla ilgisi olmayan örgütlerin varlığı ortada. Ancak fitne odaklarının ekmeğine yağ sürüyor ve fitne ateşine odun taşıyorlar.
Ortadoğu yanıyor, Mısır, Suriye, Irak, Gazze... İnsanlık yanıyor. Müslümanlar yanıyor. Orman yanmış, içinde birkaç masum canlının külleri savrulmuş çok mu?
Sözde Arap Baharı, zemherisini yaşıyor. Bu gidişle daha da çok yaşayacağa benziyor…
Okunma Sayısı: 2101
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.