Kiev, bu amaçla hem Batı’ya askerî yardımı arttırması hem de Rusya’ya ağır yaptırımlar uygulanması çağrısında bulunuyor. Ukrayna basınında, savaş ihtimalinin hakim olduğu aktarılıyor. Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky de, 20-25 Ocak 2022 tarihlerinde Ukrayna halkına hitaben “Rus propagandasının hedefinde olduğunu ve bununla ilgili paniğe karşı uyarılarda bulunduğu” belirtiliyor.

Zelenski’nin ülkesinin savunması için 28 Ocak’ta yaptığı toplantıda “ordu komutanları, Savunma Bakanı, Başbakan, vd. resmî yetkililerin ülkenin kendisini savunmaya hazır olduğu ve ekonominin dayanıklılığı hususunda güvence verdikleri” kaydediliyor. Ayrıca Zelenski’nin “Ukrayna’nın kuzey sınırlarının belediye başkanları ve yerel yönetim temsilcileri ile aynı tarihte Ukrayna Şehirler Birliği Yönetim Kurulu toplantısında bir araya geldiği” bildiriliyor. Toplantı gündeminde “bölge ve şehirlerin temsilcilerinin savunma hazırlarının durumunun” tartışıldığı gelen haberler arasında. Yine yapılan açıklamalarda “olası bir Rus silâhlı saldırısını önlemek için halkın ülkeyi savunmaya kararlı olduğu” vurgulanıyor.

Ekonomik krizle de başa çıkmaya çalışan Zelenski’nin açıklamalarının “vatandaşlar arasında savaş histerisinin patlak vermesinin göz önünde bulundurarak, güven arttırıcılığına” işaret ediliyor. Ukrayna hükümetinin çabaları, Rusya’nın etkili bir şekilde caydırılmasını sağlamak için Batılı ülkeleri Rusya’ya yönelik yaptırımlara yoğunlaştırma gayretinde. Bununla birlikte Kiev, “Rusya’nın, Ukrayna karşıtı eylem ve söylemlerini de Batı’dan daha fazla destek almak hususunda kullanmaya çalıştığı” bildiriliyor. Desteklerden en önemlisi “NATO üyeliğinin, Rus saldırganlığına karşı koymanın tek yolu olacağı” hakkında. Aynı zamanda “NATO üyeliği ile, Ukrayna’nın yeni silâh ve teknolojilere erişiminin sağlanması ve NATO güçlerinin ülke hava sahasında ve Karadeniz’de varlığının arttırılması” amaçlanıyor.

Ukrayna basınında “işgal ihtimalinin düşük ve Ukrayna’nın, Rusya’ya direnmeye hazır olduğunu iddia eden üst düzey yetkililerin mesajlarına” yer verildiği yazılıyor. Elbette Ukrayna-Rusya silâhlı kuvvetlerinin arasındaki kapasite orantısızlığı biliniyor. Ukrayna’nın “muhtemel bir savaş durumunda sivil unsurlarına da güvendiği” ileri sürülüyor. Bu iddia “2014’ten beri ülkenin doğusundaki çatışmalarda kazanılan savaş tecrübesine” dayandırılıyor.

Ukrayna’da Ocak 2022’de yapılan bir ankete göre “ulusal direniş”, halkın en güçlü seçenekleri arasında gösteriliyor. Böylelikle silâhlı Rus tehdidinin gerçekten anlaşıldığı yorumlanıyor. Ukrayna toplumunun “ülkenin muhtelif yerlerinde gerçekleştirilen Rusya karşıtı geniş katılımlı protestolarda” seferberlik ve direniş eğiliminin güçlü olduğuna dikkat çekiliyor.

Diğer taraftan Zelensky’nin meşgul olduğu gündem maddesi sadece Rusya değil. Buna ek olarak “Batı’daki, Ukrayna lobisinin güçlendirilmesi çabaları” da mevcut. Ancak bu lobinin de güvenilirliği zaman zaman sorun oluşturabiliyor. Birde Zelensky’nin, ülke içindeki oligarklar ve siyasî muhalifleriyle de mücadelesi devam ediyor. Geçtiğimiz Kasım 2021’de, ülkenin en etkili ve en zengin oligarkı “Rinat Akhmetov, planlı bir operasyona katılarak darbe girişiminde bulunduğu iddiasıyla” suçlandı. Ayrıca eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko hakkında Aralık 2021’de “vatana ihanet ve terör örgütlerini desteklemek” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı. Bu gibi iç gelişmeler, Rus tehdidinin ülke içi siyasî hesaplaşmalarda kullanıldığına yorumlanıyor.

Zelensky’nin bir yandan Rusya’ya karşı Batı’nın desteğini arttırmaya çalışırken, diğer yandan da ulusal direniş duygusunu güçlü tutmaya çalışıyor. Ancak “iç siyasetteki hesaplaşmalar ve ekonomik krizden çıkış yolları arayışı” da devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde “ABD, İngiltere ve Avustralya’nın diplomat ailelerine Ukrayna’daki Büyükelçiliklerini terk etmelerini bildirmesi” Kiev yönetimini kızdırmıştı. Bütün bunlar karşısında “paniğe gerek yok” diyen Zelensky’nin “sakin kalmanın gücünü kullandığı” ihtimal dahilindedir.