"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

28 Şubat’tan 17 Ağustos’a

Ömer Faruk ÖZAYDIN
20 Ağustos 2023, Pazar
17 Ağustos 1999 Marmara’yı vuran depremin ardından 24 sene geçmesine rağmen, tesirleri ve gelecek depremlerin korkusu hâlâ devam ediyor.

Zilzal sûresi kıyametten haber verdiği gibi, depremleri de iktiza ve ikaz ediyor ki, insanoğlu sadece jeolojik bir sebep aramasınlar.

Bediüzzaman Zilzal sûresini tefsir ederken; “Şu sûre kat’iyyen ifade ediyor ki: Küre-i Arz, hareket ve zelzelesinde vahy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor. Bazen de titriyor.”1

Deprem gibi felâketlerin bir maddî sebebi olduğu gibi bir de manevî sebepleri vardır. Çünkü madem ki insanı derinden etkiliyor, yerini yurdunu mahvediyor, on binlerce insana mal oluyor, o halde bunun sebep ve sebepleri olması, insanın başıboş olmadığının bilinmesini gerektiriyor ki, “O gün yer, bütün haberlerini anlatır.” âyeti (Zilzal, 4) bunu açıkça belirtiyor. Evet, Rabbimiz bizi fiillerimizde serbest bırakmıştır, ancak bütün bütün de başıboş bırakmamıştır. Çünkü insan tamamen başıboş bırakılsa idi dünya yaşanmaz bir hâl alırdı. Bu sebeple mühlet verse de, azan kavimlere hadlerini bildirmek, taraf olanları da günahlardan tövbe ettirmek için semavî ve arzî musibetleri vermek Celal isminin gereğidir. Zira hiçbir canlı/cansızın hukukunu zayi etmeyen Adil-i Mutlak; insanın, hele ki mazlum Müslümanların hukukunu asla çiğnetmez, çiğnetmemiştir.

Yine Bediüzzaman; “Kavm-i Âd ve Semud’dan tut, tâ şu zamanın mütemerrid kavimlerine kadar gelen sille-i te’dib ve tâziyane-i tazip, gayet âlî bir adaletin hükümran olduğunu hads-i kat’î ile gösteriyor”2 diyor. 

***

17 Ağustos 1999’da bir büyük yıkım yaşandı. Akdeniz’den Trakya’ya, oradan İç Anadolu’ya kadar Batı sallandı. Merkez üssü Gölcük olan depremde özellikle İzmit, Adapazarı, Yalova ve İstanbul’da çok yıkım oldu. Binlerce insanımız vefat etti, çok kişi de yaralandı. Sakat kalanlar, ailesini yitirenler, evsiz barksız, yetim kalanlar oldu, nice insanımız acılar yaşadı.

Peki, ne olmuştu, bu kadar geniş alanda ve nüfusun yoğun olduğu bu bölgede milyonlarca insana tesir etmişti de gadab-ı İlahiyeyi celb etmişti?

12 Eylül ile başlayan millete ayar verme ve “sen bilmezsin, ben bilirim” hoyratlığında demokrasiye dolayısıyla din ve vicdan hürriyetine pranga vurmak, gelişen din/iman hizmetlerine ket vurmak, cemaatlere ve tarikatlara kumpas kurmak/bölmek, fitnelerle içeriden çökertmek kısaca Hz. Adem’den (as) kıyamete kadar gelmiş geçmiş en büyük tahribatçı Süfyanizmi ayakta tutmak için millete süngü doğrultulmuştu.

Genel geçer darbelerin gayesi bu iken 28 Şubat’ta açıktan bir darbe olmasa da, tesirleri 1000 yıl sürecek bir niyetle her yere saldırıldı. BÇG, ADD, Ulusalcı ve Kemalist gruplarla beraber millete kan kusturdular. İkna odaları, zorla başörtüsü açmalar, çarşafa dokunmalar, gençlerin okuma haklarını elden almalar vs. derken direkt mukaddeslere saldırdılar. Rivayet odur ki; 17 Ağustos deprem gecesi Gölcük donanma komutasında gadab-ı İlahiyi celbedecek ve Gayretullaha dokunacak kelamlar ettiler ki hadler aşıldı, bardak taştı.

Allah mühlet veriyor, fakat ihmal etmiyor. Mazlumların ahını yerde bırakmıyor. 

“ Ve insan şaşkın şaşkın ne oluyor buna” (Zilzal, 3) dedi. 

Zulüm de bitmiyor, Zilzal de...

Peki ya 6 Şubat?! 

Dipnotlar:

1.2.Sözler 

Okunma Sayısı: 1749
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    20.8.2023 21:27:50

    6 Şubat İlahi ikazından, ardından gelen ikinci bir şiddetli depremden ve de sel felaketlerinden, şimdi de görülmemiş şiddetli sıcaklar ve gittikçe çekilmez hale gelen hayat pahalılığından da hala ders alınmıyor. Dindar görünümlü iktidar perdesiyle öyle kalın bir gaflet örtüsü örtüldü ki, ehl-i iman korkulur ki ancak ahirette uyanacak gibi. Yada çok daha büyük felaketlere maruz kalacağız demektir. Hala musibetleri sebeplere vererek haşa Allah'ın sonsuz kudret ve tesarrufundan gaflet edenler ne zaman uyanacaksınız???

  • Mehmet Ali

    20.8.2023 00:26:26

    Daha şiddetli bir deprem olmasından anlıyoruz ki gayretullaha dokunan daha büyük hatiat olmuş.

  • Aysuna

    20.8.2023 00:26:07

    Âhh temsiliyet!!Ağızlarda mukaddesat,icraatta haksızlıkları alkışlama ya da duyarsız kalma..Bilmek,okumak...yetmiyormuş😔Rabb'im ihlâslı kullarından eylesin.Kulaklar doydu,gözler aç...

  • Aysuna

    20.8.2023 00:21:02

    Üzücü olan şu ki hiçkimse ders almadı,düşünmedi..Ve Allâh'ın "Azap etmekten haya ederim."dediklerine azap etmekten adeta zevk duymaya devam ediliyor.Nereye bu gidiş,nereye kadar!??

  • Aysuna

    20.8.2023 00:15:03

    6 Şubat'ı ikaz olarak görmüyorlar Hocam...İnsan gerçekten çok cahil,çok zalim...Allâh'ın insana vereceği en büyük ceza,ona kendini unutturmakmış.."Fay"deyip geçtiler😔

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı