"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Futbol ve siyaset

Ömer Faruk ÖZAYDIN
22 Temmuz 2020, Çarşamba
Pandemi dolaysıyla her şey gibi ara verilen ligler tad vermese de, sıkıştırılmış maçlarla tamamlanıp şampiyon belli oldu; Başakşehir, bir başka deyişle Bilal Erdoğan.

Bir takım bileğinin hakkıyla şampiyon oluyor, şahıslar özellikle memleketin CB’si veya ailesi nasıl şampiyon olur, bu bir seçim mi denilebilir?

Elbetteki hayır. Ancak demokrasinin az olduğu ya da tek adam rejimiyle yönetilen memleketlerde; ya bir şeyhin ya da bir prensin tuttuğu veya sahibi olduğu kulüpleri çokça duymuşuzdur. Özellikle milleti açken futbola paranın su gibi akıtıldığı yaşı geçmiş futbolcuları milyon dolarlarla alındığı bilinir ki, Birleşik Arap Emirlik’leri, Katar ve Suudi Arabistan’ın bir futbol pazarı olduğu da..

Memleketimize gelince, onlar kadar şahsiyetlerin futbol kulübü yoksa da, son zamanları, özellikle futbol oynamış Kasımpaşa’lı Erdoğan’ın, eski İstanbul Belediye Başkanı olması hasebiyle, önce adı İBB olan sonradan adı Başakşehir olarak değiştirilen takımını desteklemesi gayet tabii de..

RP ile başlayan AKP ile devam eden şehir takımlarına karşı belediyesporlar bütün Anadolu’ya yayılmaya başladı. Ilk başlarda göz alıcı çıkışlar yaşansa da belediyelerin el değistirmesiyle başarıları da kısa vadeli oldu. Ancak İstanbul belediye, 25 senelik bir zaman AKP’de kalınca, İBB futbol kulübü ister istemez Erdoğan ve AKP ile anıldı. CB’nin kendi beyanıyla “Kendi elimle kurdum, (nam-ı diğer) Başaksehir’in sampiyonluğuyla gurur duyuyorum” demesi her şeyi özetliyor.

Geçen sezon da şampiyonluga oynayan Başakşehir’in, uzun süre götürdüğü liderliği, 31 Mart seçimleriyle beraber düşüşe geçse de, ligin son haftasına kadar üst sıralarda müthiş bir cekişme yaşandı. Açıktan olmasa da seçimler gibi millet ittifakıyla Cumhur ittifakının arasında bir çekişmenin futbol sahalarına da yansıması dikkatlerden kaçmadı.

AKP, iktidara geldikten sonra spor dünyasında tuhaflıklar yaşanmaya başlandı. Özellikle tek adam rejiminin hayata geçmesiyle nasıl ki 1150 odalı Sarayda her birime bir yetkili tayin edildiği gibi, medya organlarının Saraya yakın damat ve akrabalar arasında pay edilmesiyle spor kanalları ve TFF, MHK ve spor yazarları da Saraya bağlı olarak çalıştılar.

Tüm federasyonlar, başkanları ve kurulları, iktidar partisinin süzgecinden geçerek kendilerine yakın kişilerden seçilince, topluma adeta “Cumhurbaşkanı olmazsa spor olmaz” düşüncesi aşılandı.

2000’ler de GS’ın Avrupa Şampiyonluğu ve Milli Takımın dünya üçüncülüğünden sonra AKP dönemiyle ciddi bir başarı olmadığı gibi, Edirne’den öteye de geçilemedi. Yerli oyuncuların harcanması, kimisinin Avrupa’ya gitmesiyle Milli Takımlar da çöküşe geçti.

Bu sene özelinden bakacak olursak, kısır bir futbol da olsa beş altı takımın başabaş gitmesi futbol adına sevindirirken, araya siyasetin daha çok girmesi Başakşehir’in ve Okan Buruk’un başarısı da gölgelenmiş oldu.

Sarayın veliahtları kendi aralarında çekişince, ortaya siyaset-futbol karışımı bir menü geldi. Bir yandan Süleyman Soylu, damat Berat Albayrak, Erdoğan’dan sonra veliahtlığa soyunurken, Trabzonspor’la da gövde gösterisi yaptılar.

Diğer yandan asıl oğlan (veliaht) Bilal Erdoğan, İBB’den vakıflara aktarılan nemalar kesildiğinden, geçen sene kaybedilen şampiyonluğu bu sene var güçleriyle (Sarayla) destekleyerek elde ettiler.

Esas film sezon ortasında yaşandı.

İyi giden bir Trabzonspor’a siyaset el atınca dengeler de değişti. İddialara göre; milliyetçi ve Anadolu’nun mert bir çocuğu olan Ünal Kahraman’a Trabzon’lu damat ayar vermeye kalkınca olanlar oldu. Damat bir maçtan sonra soyunma odasına girer ve Ünal Hocaya “Böyle top mu oynatılır?” diye basar fırçayı. Hoca da cevabı yapıştırır; “Ben size, bu ekonominin durumu nedir böyle, diye sormuyorsam siz de bana takımımı nasıl oynatacağım hakkında laf söyleyemezsiniz” deyince bileti kesildi.

Netice: Futbol, siyasetin arenası haline gelince, veliahtılığın çekişmesine de sahne oldu.

Okunma Sayısı: 1663
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Musa

    22.7.2020 13:41:46

    Cok güzel bir yazı olmuş ama ünal kahraman değil karaman olması lazım sayın hocam

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı