Nureddin Tokdemir Ağabeyimiz, Allah rahmet eylesin, enteresan bir insandı. Risale-i Nurlar’la müşerref olduğumuz zamandan itibaren, yarım asra yakındır tanırız onu. Pertevniyal Lisesi’ndeki muallimliğinden tutun… Ta vefat ettiği zamana kadar…
Çok münasebetimiz oldu. Çok hukukumuz vardı. Hangi bir hatıramızı anlatsam, bilmem ki?
Bundan, otuz beş sene önce Balıkesir’de beş sene kadar çalışmıştım. Kendisi, muhterem Dr. Mehmed Akay Ağabeylerin damadıydı. Akay Ağabeyin ahvâlini, bazen sorardım Nureddin Ağabeye, anlatırdı. İşte ne bilsin ki, Akay Ağabey yaşayacak da, kendisi ondan önce vefat edecekti… Kader-i İlâhî işte…
Balıkesir’e geldiğinde, her sefer görüşürdük. Lâtif insandı. Zaten, onun; beyefendi, kibar özelliklerini birçok kimse bilir.
Memleketi olan Hatay’dan milletvekili seçilmişti. Kendisini tebrik için Meclis’e gitmiştim. Epey sohbet ettik. Enteresan bir şey anlattı. Seçmenlerin, milletvekillerinden birçok istekleri oluyor tabi. Birisi, biraz komik bir mektup yazmış. Bana dedi ki, “Ya, şu mektubu bir oku hele.” Adam, kendisinin seçmeni olduğunu ifade ettikten sonra, bir ev yaptığını ve mutfak fayanslarının eksik kaldığını, kendisine bir kaç kutu fayans yollamasını söylemiş. Hem garibimize gitmiş, hem de gülüşmüştük.
Milletvekilliği bittikten sonra da, Ankara’ya her gidişimizde bir araya gelir, sohbet ederdik. Bizi, Ankara Yeni Asya Bürosu’nda yapılan bürokrat sohbetine dâvet ederdi. Kendisiyle aynı dönem milletvekilliği yapmış olan, Nevzat Ercan ile de, beraber bu yerlere giderdik.
Nur’un kahramanları; Zübeyir ve Kutlular Ağabeylerden çok şey öğrenmişti. Onları anlatırdı bize. Birçok mevzuda, fikir teatisinde bulunur, umumiyetle, aynı şeylerde mutabık olurduk.
Şunu anlatmıştı bana: “28 Şubat sonrası, bazı milletvekilleriyle köşkün yürüyüş yolunda yürürdük. Abdullah Gül de, benim yürüyüş arkadaşımdı. 28 Şubat hadisesini nazara vererek bana ‘Nureddin Bey, Said Nursî Hazretleri’nin sözünü dinlememekle hata yaptık. Hakikaten din adına siyaset yapmak yanlışmış’ dedi. Tabi daha sonra AKP’nin kuruluşunda da beni aralarında görmek istediklerini söyledi. Ben de, kibarca teklifi kabul etmedim.”
Kemal Kılıçdaroğlu’na, Üstad ve Risale-i Nurlar’ı anlatması ve Kılıçdaroğlu’nun da “Beni aydınlattınız” diye teşekkür etmesi… Gençlerle ayrı bir alâkadar olması, yabancılarla, yabancı talebelerle münasebet tesis etmesi, ayrı bir şeydi.
Sevdiklerine, akraba ve dostlarına veda ederek, ahiret âlemine uçtu gitti Nureddin Ağabeyim. Kadere bakın ki, birçok kimsenin vefatında Ankara’da idim ve onunla beraber cenaze namazlarına iştirak etmiştik. Vefat haberini aldığımda; Bursa’da idim. Cenaze merasimine iştirak edemedim ve çok üzülmüştüm. Makamı Cennet olsun. Sevenlerinin, arkadaşlarının ve aile efradının başları sağ olsun.