Değerli kardeşlerim.
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimize bir süre ara vermiştik, biliyorsunuz. Şimdi vize muafiyeti konusunda tekrar çalışmalara başladık. Vize konusu çok önemli, neden önemli olduğunu söyleyeceğim.
Ben üniversite okurken-ki bunu daha önce söylemedim sanırım- vizeler vardı. Vizelere ve finallere girerdik. Nereden nereye… O vizelerden iyi notlar almak için sabahlardık. Şimdiki gibi fotokopiler, internetler kitaplar yoook… Tabletten çalışırdık biz, tabletten! Hayır evlâdım, o elindeki tabletten değil! Taş tabletlere çivilerle çakmak suretiyle çalışırdık. Kızım gelir kapının üstüne bir not bırakırdı “baba seni özlüyoruz” diye, ki düşünün, daha kendisi doğmamıştı bile. Eski Türkiye böyleydi. Şimdi öyle mi? Üniversiteye girmek çocuk işi… Her ilçeye bir yüksekokul açmışız. Özeli var, devleti var, açığı var, kapalısı var… Üniversiteye gitmeyeni dövecekler neredeyse.
Şimdi, herkes üniversiteye gitti diye hemen kendisine iş bulacağız demedik… Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok. Çalışacak, sınavlara girecek. Bir de üniversite mezunu olunca iş beğenmiyor beyefendiler. Asgarî ücret neyinize yetmiyor sizin? Ne okumamış adamlar var ki, geldikleri makamları görünce şaşarsın… Diyeceğim, iş meselesini çok kafanıza takmayın. Nasipse olur…