Yaşadığımız hayatta, siyasi idarede yaşanan hadiseler elbette bizleri de tesiri altına alıyor…
Geçmiş yıllarda, siyasi hayat daha canlı ve ideolojikti… Böyle olmasına rağmen; liderler bir araya gelirler, koalisyon yaparlar, hatta televizyonda fikir teatisinde bulunurlardı.
Bu anlamda en toleranslısı ise, merhum eski başbakan ve cumhurbaşkanı Süleyman Demirel idi. Hükümetin yatırımlarını anlatırken kürsüde,
Bir miting esnasında, Demirel’e yakın bir kasketli vatandaş, “Bunları, babanın parası ile mi yaptın?” der. Oradaki kolluk kuvvetleri vatandaşı kollarından tutup götürürlerken; Demirel onlara müdahale eder ve. “Bırakın vatandaşı, konuşsun” diyerek, şunları söylemiş:
“Vatandaş doğru söylüyor, bu yatırımları ne kendi param ile ne babamın parası ile yaptım. Bu yatırımları sizin verdiğiniz yetki ile yaptım.” Bunun üzerine o vatandaş, “Evet başbakanım, anladım doğru söyledin” der ve olay tatlıya bağlanır.
Süleyman Demirel vatandaşı ne kötülemiş ne de kolluk kuvvetlerinin sorgulamasına fırsat vermiştir. Ben bir vakit, Çorum DYP İl Başkan Yardımcısı olduğum dönemde, arkadaşlar ile yaptığımız bir ziyarette kendisine, “Beyefendi, bu ihtilâl lideri hakkında açıklayıcı beyanlarda bulunmayacak mısınız?” demiştim. Cevaben, “Bak kardeşim, ben bu siyasi hayatım içinde birçok olaya şahit oldum, bunların hepsini biliyorum. Bunların bazıları vardır ki devlete zarar verir, onun için merak etmeyiniz, zamanı gelince her şey anlatılır” demişti.
Demirel bu müsamahalı anlayışı ile kaç defa koalisyon hükümeti kurmuş, ülkeyi çok badirelerden kurtarmıştır. Cumhurbaşkanlığı döneminde de kendi zararına olsa da, ülkenin demokratik yapısını bozdurmamak maksadı ile sıkıntılara göğüs germiştir.
Bugünkü siyasi hayatımızda ise; cumhurbaşkanı tek sesli bir anlayış ile, sayısız davaları ile muhataplarına mukabele etmektedir. Ülkemizin müsamahaya ve müsbet anlayışa ihtiyacı vardır.