Emekli zamları açıklandığı zaman birçok emeklinin arzu ve istekleri suya düşmüştü… Yedi bin beş yüz lira alan emeklilere on bin lira verilmesi ve enflasyon farkı üzerine yüzde beş ilave edilmesi emeklileri memnun etmedi.

Cumhurbaşkanının bu yılı “emekliler yılı“ ilan etmesi istihza ile karşılandı… Zamanla birinin güzel bir ev kedisi varmış, bu zat kedisini iktisada alıştırmak için günden güne kedisine rızkını ve yiyeceklerini azaltıyormuş. Bir sabah kalktığında bakmış ki kedisi ölmüş. Sandalyeye oturmuş ve kedisine şöyle demiş: “Hay mübarek! Ne güzel alışmıştın, şimdi niye vefat ettin.” 

İşte mevcut iktidarın yaptığı bundan farklı değildir… Yirmi sene önce emekliler asgari ücretlilerden daha fazla maaş alırlardı. Şimdi ise, asgari ücretlilerin yarısını alır hale geldiler. Bu anlam da emeklilerin bu seçimde iktidara bir mesajları olması gerekiyor…

Eğer hükümet bir iyileştirme ve refah payı anlamında bir müdahalede bulunmaz ise Mart ayının sonunda karşılaşacağı tablo hiç hoşuna gitmeyeceği şimdiden bellidir.

Bu bir hak kaybı anlamına geliyor. EYT’lilerin hükümete baskıları onların geri adım atmalarına neden olduğunu gördük.

“Bir millet cehaletle hukukunu bilmezse ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder” diyen Bediüzzaman hazretleri önemli tespitte bulunur. Hükümetin bu anlamda keyfimayeşa (keyfine göre)tutumu, kendilerinin iktisada aykırı tutum ve davranışları bu milletin artık gözünü açmasına vesile olmalıdır.

Her bir emtianın fiyatının günbegün değiştiği bir ülke de maaşların yerinde sayması veya gittikçe hayat şartlarının ağırlaşması yetkilileri derinden düşündürmesi gerekir.

Zira maddi hayatın ağırlaşması elbette insanlarımızın manevi hayatına da tesir etmektedir.

Bizden söylemesi vesselam…