Her mühim işin tehlikeleri vardır. Kur’ân hizmetkârlarının ise başta nefis ve şeytanları olmak üzere yüzlerce tehlikeleri vardır.
Kendine güvenen, nefsine itimad eden adamlar ise tehlikenin tam içinde, orta yerindedirler. Kur’ânî, imanî, İslâmî hizmetler hiçbir zaman “ben, ben” diyerek, nefsin aldatmacalarına daima açık kapı bırakılarak yapılamaz.
İşbaşındaki hizmetkârlar, Kur’ân hademeleri evvelâ şunu hiç unutmamalıdırlar; Kur’ân, iman, İslâmiyet hizmetlerinin sahibi, banîsi Cenab-ı Hâk’tır.
Şuursuz ve gaflete düşmüş olanların yapacakları Kur’ânî, imanî, İslâmî hizmetlerde evvelâ birinci şart olarak işin sahibinin Allah olduğunu, Allah için sebeplere müracaat ile işi Allah’a bırakmaları lâzım geldiğini bilmelidirler…
Şimdi moda olmuş, hadi işi takip eden Kur’ân hizmetlerinde koşanları nefis ve şeytanlar aldatıyorlar bazen “ben, ben” diyorlar… Ama şimdi işi yapan da yapmayan da “ben yaptım, ben yaparım, benim eserim…” diye söyleyip bir kenara çekiliyorlar.
İnsan kendini kandırabilir, aldatabilir, ama kesinlikle Cenab-ı Hakk’ı tecrübe mahiyetinde gibi yapmadığı, çalışmadığı, uğraşmadığı kudsî hizmetleri sahiplenmeye ve milleti de aldatmaya kalkışmamalıdır.
Şu kudsî iman hizmeti zaten akla, kabiliyete, beceriye çok çok gayret ve çalışmaya bakmıyor. Belki bütün imanî hizmetler inayât-ı İlâhiye ve ihsanat-ı İlâhiye ile bir istihdam ile nasibi olanlara boynunu bükerek mütevazi bir şekilde ben elimden geleni yaptım, nusret, muvaffakiyet Allah’tandır diyebilenlere yaptırılıyor.