İfade-i Meram
Malûmdur ki insan, hasbe’l-kader çok yollara sülûk eder ve o yolda çok musibet ve düşmanlara rastgelir. Bazen kurtulursa da, bazen de boğulur. Ben de kader-i İlâhînin sevkiyle pek acib bir yola girmiştim. Ve pek çok belâlara ve düşmanlara tesadüf ettim. Fakat acz ve fakrımı vesile yaparak, Rabbime iltica ettim. İnayet-i ezeliye, beni Kur’ân’a teslim edip, Kur’ân’ı bana muallim yaptı. İşte Kur’ân’dan aldığım dersler sayesinde o belâlardan halâs olduğum gibi, nefis ve şeytan ile yaptığım muharebelerden de muzafferen kurtuldum. Bütün ehl-i dalâletin vekili olan nefis ve şeytanla ilk müsademe “Sübhanallah” ve “Elhamdülillah” ve “Lâilâheillallah” ve “Allahuekber” ve “Lâ havle velâ kuvvete illâ billah” kelimelerinde vuku buldu.
Bu kelimelerin kalelerinde tahassun ederek, o düşmanlarla münakaşalara giriştim. Her bir kelimede otuz defa meydan muharebesi vukua geldi.
Bu risalede yazılan her bir kelime, her bir kayıt, kazandığım bir muzafferiyete işarettir.
Bu risalede yazılan hakikatler, zıtlarına bir imkân-ı vehmî kalmayacak derecede yazılmıştır. Uzun bir hakikate, delili ile beraber, bir kayıt veya bir sıfatla işaret yapılıyor.
İhtar
Bu zamanın cereyanı, benim gibi çoklarını vehmî tehlikelere atmıştır. İnşaallah bu eser Allah’ın izniyle onları kurtaracak ümidindeyim.
Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdülillahi vessalâtü alâ nebiyyihî.
Bu risale dört bab ile bir hâtime ve bir mukaddeme üzerine tertip edilmiştir.
Mukaddeme
Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelime ile dört kelâm öğrendim; tafsilen beyan edilecektir. Burada yalnız icmalen işaret edilecektir.
Kelimelerden maksat, ‘mana-yı harfî, mana-yı ismî, niyet, nazar’dır.
Şöyle ki: Cenab-ı Hakkın masivasına, yani kâinata mana-yı harfiyle ve O’nun hesabına bakmak lâzımdır.
Mana-yı ismiyle ve esbab hesabına bakmak hatadır.
Mesnevî-i Nuriye, s. 63
(Devamı var)