"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

EVLİLİK İMTİHANI VE FEDAKÂRLIK ÖLÇÜSÜ

Yasemin YAŞAR
15 Ocak 2011, Cumartesi

Asrın müceddidinin tesbitiyle Müslümanın tahassüngâhı olan aile hayatının ciddî sarsıntılar geçirdiğini görmekteyiz. Ailenin sağlam temeller üzerine kurulması ve üzerine bina edileceklerin de sağlam olması şarttır. Temelinde iman olan ve devamında da hayata tesir eden bir iman algısıyla şekillenen evlilikler daha baştan sarsıntılara karşı dayanıklı olacaktır.
İslâmiyetin sosyal hayatın düzeni için getirdiği düsturlar aynı zamanda aile hayatını da düzene sokan formüllerdir. Meselâ, uhuvvete ve ihlâsa dair ne kadar düstur varsa, hepsinin öncelikli uygulama alanı aile hayatıdır.
Evlilikler hiç şüphesiz her zaman güllük gülistanlık gitmez. Her dönemin kendine göre problemleri ve o problemlerin de çözümleri vardır. Yeter ki eşler çözüme dönük adım atma gayretinde olsunlar.
Evlilikte problem çözümünde en doğru ve sağlıklı olanı, hiç şüphesiz eşlerin karşılıklı adımlar atmalarıdır. Fakat bir taraf adım atmıyor ve halinden memnun bir tavır sergiliyor, fakat karşı taraf bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyor ve mutsuz oluyorsa, peki o zaman ne yapmak gerekecektir?
Problem çözümünde kadının şöyle yapması lâzım, erkeğin şöyle davranması lâzım söylemi, kolay bir söylemdir. Fakat asıl sıkıntı ortadaki problemi çözmede taraflardan birinin hiç umurunda olmaması, diğerinin kendini paralamasıdır.
İşte böyle durumlarda ehli dünya yaklaşımı, aman ne çekiyorsun, yazık değil mi sana, boşan gitsin tavsiyeleridir. Bediüzzaman’ın belirttiği gibi bu, haysiyeti milliyemize yakışmaz. O halde, hayatı Kur’ân nazarıyla, hikmet diliyle, peygamber gözüyle okuması gereken dindar insan, bu meseleye nasıl yaklaşacaktır.
Öncelikle, biz bize düşeni yapmaktan sorumluyuz. Neticeyi halk etmek, problemleri ortadan kaldırmak Cenâbı Hakk’ın işidir. Bu yüzden neticeye karışmadan, olması gereken kulluk yaklaşımı ile adım atmak doğru olacaktır.
İkinci olarak bir şeyleri biz düzeltiyor ve çözüyor değiliz. “İyilikler Allah’tan, kötülükler nefsindendir” hakikatince adım atmak, çaba sarf etmekle ve ihlâs ile Cenâbı Hakk‘ın rahmetini celbe çalışmak lâzımdır.
Üçüncü olarak, problem çözmede eleştiri oklarını karşı tarafa çevirmek yerine kendimize çevirmek iç muhasebemizi yapmak öncelikli olandır. Bu şekildeki yaklaşım karşı tarafı suçlamaktan ziyade oluşan problemlerde kendi hata ve ihmallerinin de olduğunu anlamak için önemlidir. Böylelikle muhasebe yapan, kendi kusurlarını gören kimse adım atmaya, kendini değiştirmeye daha yakın olacaktır. Zira kabul edilen hatalar, kazanılan zafer anlamındadır. Mevlânâ, “Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.” demiştir.
Bu dünya, imtihan dünyasıdır. Herkes bir şekilde imtihan olacaktır. İmtihan soruları kimisine rızık ile ilgili, kimisine çocuk, kimisine sağlık, kimisine eşi ile aile hayatı, kimisine de anne babası noktasında sorulur. Bu şekilde bir yaklaşımla bir imtihanda olduğunu ve sorulan soruları doğru cevaplandırdığı takdirde dünya imtihanını kazanacağını düşünmek insanın mukavemetini arttıracaktır. İnsanlar kul olarak imtihanlarını tek başına verirler. Bu imtihanda elbetteki hoşa gitmeyen, zorlanılan, nefsin istemediği sorular olacaktır. Bu yüzden yaşanan sıkıntıları nefsi terbiye basamağı yapmak ve Cenâbı Hakk’a yaklaşmada birer vesile olarak telakki etmek lâzımdır. Farabi, “Öldürmeyen her dert insanı daha da olgunlaştırır.” demiştir. İşte problemlerini çözmede gayrete gelen eş, bu sıkıntısını bir bakış açısı değişikliği ile dünyaahiret kazanımına çevirebilir.

Evlilik hayatında fedakârlığın
ölçüsü ne olmalıdır?
Fedakârlık, bütün işlerde özellikle de aile içi ilişkilerde çok önemli bir kavramdır. Zira kâinata bakıldığında her mevcudun yardımlaşma içerisinde olduğu görülür. Dolayısıyla ideal olan evliliklerde eşler kendisini düşündüğü kadar karşısındakini de düşünür. Bu düşünme sen ve benden ziyade bizi düşünmektir. Böyle olunca aile içindeki fedakârlık ailenin devamı ve sağlıklılığı açısından çok önemlidir. Çünkü fedakârlığın gereği, “önce ben” duygusundan ziyade “önce evliliğimiz, mutluluğumuz, biz” diyebilmektir.
Her olumlu davranış gibi fedakârlıkta da bir ölçü olmalıdır. Zira derman haddi aşarsa, dert hâline gelir. Bu yüzden fedakârlığın anlamı da kişiye ve yere göre değişecektir. Bir davranışın fedakârlık olabilmesi için kendi çıkarına rağmen karşı tarafı düşünen bir yapıda olması gerekir. Fedakârlık yapılacak kişinin buna lâyık olup olmadığı önemlidir. Eğer fedakârlığın karşıdaki kişi tarafından değeri bilinmiyorsa ve onu nankörlüğe sevk ediyor ve o kişinin kötülüğünü arttırıyorsa, bu fedakârlık doğru değildir.
Fedakârlığın sınırlarını iyi çizmek gerekir. Bir söz vardır, “Şeref ve izzet sahibi birine iyilik edersen onu elde edersin, aşağılık ve kötü birisine iyilik edersen o daha da azar” kaidesince, yapılan iyiliğin ve fedakârlığın karşı taraftaki etkilerini iyi okumak gerekir.
Hâsılı, karşılıksız yapılan fedakârlıkta tavrımız, karşı taraftakinin kişiliğine göre değişir. Fedarkârlık yapılan kişi, fedakârlığı gördüğü zaman daha faziletli davranıyorsa, o fedakârlık amacına ulaşmış demektir. Ama fazileti değil, bilâkis nankörlük ve bencillik duygularını arttırıyorsa, fedakârlık yapmak doğru değildir. Tabiî ki bunu da denemeden bilmek mümkün olmaz.
Aile içi ilişkilerde verici olmak, herkesin kazanacağı bir şeydir. Çünkü bu uzun vadede meyve veren bir seciyedir. Doğru kişiye fedakârlık yapılırsa, kaybedilmez ve aile içinde herkes kazançlı çıkar, mutlu olur.

Okunma Sayısı: 27790
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı