Hastalar Risalesi kampanyası Nevşehir’de

Eskişehir’de Hastalar Risalesi dağıtıldı

Hastanın hastalıklara bakışı nasıl olmalı?

Koronavirüs’e karşı manevî tedbir amacıyla gerçekleştirilen faaliyet hakkında Samsun Yeni Asya Derneği şöyle açıklama yaptı: “Hastalık ve musîbetler, zahiren şer gibi görünse de hakikatte hayırdır, güzeldir. Ancak genel kabulde meselenin zahirî boyutu nazara alınarak bakıldığından yaşadığımız musîbet-i ammenin altında yatan güzellikleri nazara sunmak ve hikmetin tahakkukuna vesile olunması gayesiyle Hastalar Risalesi’nin daha fazla okunması zaruretini nazara alarak Samsun Yeni Asya Derneği olarak bir faaliyet düşündük. Böylece Samsun Yeni Asya Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Hastalar Risalesi dağıtım faaliyeti gerçekleştirdi.

Dernek Yönetiminin almış olduğu kararla yardımsever üyelerin katkılarıyla 500 adet Hastalar Risalesi getirildi ve dernek başkanı Selim Çepni’nin gayretleriyle kitaplar Samsunlu esnaflara ve halkımıza dağıtıldı.” Umumî bir musibetin yaşandığı bir zamanda nazarları hastalığın ve musîbetin hikmet boyutuna ve kader cihetine çevirmek için böyle bir hizmet yapmayı uygun gördüklerini belirten Dernek Başkanı Selim Çepni, kitapları verdiği insanların memnuniyetini ifade ettiklerini söyledi. Bu tür hizmetlere dernek faaliyeti olarak devam edeceklerini belirtti.

Hastalar Risalesi’nin mahiyeti nedir?

Lem’alar isimli eserin Yirmi Beşinci Lem’ası olan Hastalar Risalesi’nin başında Bediüzzaman Said Nursî “Hastalara bir merhem, bir teselli, mânevî bir reçete, bir iyâdetü’l-marîz ve geçmiş olsun makamında yazılmıştır” diyor. Aynı eserin Fihrist kısmında ise yine Hastalar Risalesi’yle ilgili olarak şu dikkat çekici ifadeler yer alıyor: “‘O sabredenler ki, başlarına bir musîbet geldiğinde ‘Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz’ derler. (Bakara Sûresi: 156.)’ gibi âyetler, ehl-i îmanın musîbetleri musîbet olmadığını, belki bir ihtâr-ı Sübhânî ve iltifât-ı Rahmânî olduğunu gösterir. Gayet muknî bir tefsir ve o ehl-i îmânın on kısmından bir kısmını teşkil eden musîbetzedelere karşı mânevî bir tiryak ve gâyet nâfı bir eczahane gibi olduğunu, hattâ herbir devâ, ayrı ayrı binler çeşit ilâçlar gibi hâsiyetlerini gösteren bir eczahâne hükmünde ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın eczahane-i kübrâsı olan “Beni yediren ve içiren Odur. Hastalandığımda bana şifâ veren de Odur. (Şuârâ Sûresi: 79-80.)’ gibi şifâ hakkındaki yüzer âyâtın sırr-ı tesirine şifâlı, devâlı bir mübârek mâkes ve bir mâ-i zemzeme-i Kur’ân hükmünde olduğunu gösterir.”

Samsun – Yeni Asya