Demokrasi ve Eğitim Stratejik araştırma Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı: Artık ‘reform’ kelimesini süs olarak değil, karar olarak kullanacağız. Her hükümetin değiştiği gün, eğitim politikası sıfırlanmayacak. Sınav odaklılıktan öğrenme odaklılığa geçeceğiz. Çocuklarımız ezber değil, düşünme becerisi kazanacak.
ANKARA - MEHMET KARA
Avcı, Türkiye’nin çağı yakalaması için eğitim sisteminde eşitlik ve kaliteyi yakalaması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin artık bir dönüm noktasında olduğunu, bir yanda çağın aklı, dijitalleşen dünya, yapay zekâ, uzay ekonomisi, diğer yanda ise yorgun bir eğitim sistemi, umudunu kaybeden gençler olduğunu söyleyen Avcı, “Bu tabloyu değiştirmek zorundayız. Yoksa, kaybeden sadece bir nesil değil, geleceğimiz olacak. Çünkü elimizde artık inkâr edilemeyecek iki büyük gerçek var: Birincisi, eğitim sistemimiz alarm veriyor. İkincisi, gençlerimizin siyasete ve geleceğe olan inancı hızla eriyor” dedi.
EĞİTİMİN KALİTESİ VE FIRSAT EŞİTLİĞİ ÇÖKÜYOR
Son otuz yılda yüzlerce reform yapıldığını, adı değişen sistemler, kısaltmalarla dolu sınavlar, sürekli yenilenen müfredatlar olduğunu dile getiren Gürkan Avcı, “Ama değişmeyen bir şey var: öğrencinin yorgunluğu, öğretmenin yalnızlığı, velinin umutsuzluğu. Bugün Türkiye’de on milyonlarca öğrenci aynı soruyu soruyor: ‘Ben ne olacağım?’ Ve biz bu soruya hâlâ ortak bir cevap veremiyoruz. Eğitim artık bir yarış pistine dönmüş durumda. Okul öncesinden başlayan bir eşitsizlik, lisede derinleşiyor, üniversitede kronikleşiyor. Çocuklarımız test kitapları arasında büyüyor ama hayatın sorularına cevap bulamadan mezun oluyor. Üniversitelerimizin sayısı arttı, ama mezunlarımızın iş bulma oranı düştü. Diplomalar çoğaldı, ama nitelikli iş gücü azaldı. Eğer bu gidişat devam ederse, Türkiye’nin en büyük ihracatı ne yazık ki genç beyinlerimiz olacak” diye konuştu.

ÇÖZÜM: KURUMLARI VE ZİHNİYETİ YENİDEN İNŞA ETMEK
Gürkan Avcı çözümlerini de şöyle açıkladı: “Artık ‘reform’ kelimesini süs olarak değil, karar olarak kullanacağız. Her hükümetin değiştiği gün, eğitim politikası sıfırlanmayacak. Sınav odaklılıktan öğrenme odaklılığa geçeceğiz. Çocuklarımız ezber değil, düşünme becerisi kazanacak. Zorunlu eğitim ücretsiz ve yaygın olacak. Öğretmen sadece maaşla değil, itibarla desteklenecek. Üniversitelere özerklik, bilimsel özgürlük ve performans bazlı finansman sistemi getirilecek. Beyin göçünü tersine çevirecek burs ve dönüş programları hayata geçirilecek. Kısa vadede: Öğrenciler umutla, öğretmenler motivasyonla çalışacak. Üniversitelerimiz yeniden saygınlık kazanacak. Genç işsizlik oranı düşecek. Orta vadede: Türkiye, bilimde ve yenilikte bölgesel bir merkez olacak. Beyin göçü yerini beyin dönüşüne bırakacak. Uzun vadede: Türkiye sadece bugünün değil, geleceğin ülkesi olacak. Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmaya başlayacak.”
KURTULUŞ; EĞİTİMDE, HÜR DÜŞÜNCEDE VE LİYAKATTEDİR
DESAM Başkanı Avcı şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu ülkenin kurtuluşu ne petrol borularında, ne yabancı kredilerde, ne ithal modellerdedir. Kurtuluş; eğitimde, hür düşüncede ve liyakattedir. Artık günü kurtaran reformlar değil, yüzyılı kurtaracak dönüşüm gerekiyor. Bu ülkenin eğitim sistemi, siyaset kültürü ve kalkınma modeli, yeniden inşa edilmek zorunda. Türkiye artık bir sınav ülkesi değil, bir gelecek ülkesi olmak zorunda! Eğitimde, siyasette, ekonomide, her alanda aklın, adaletin ve liyakatin yeniden hüküm sürmesi gerekiyor.”
SİSTEM İNŞA ETMİYORUZ, SÜREKLİ YAMA YAPIYORUZ
“Sorun eğitimde değil, zihniyette. Sorun gençlerde değil, sistemde. Biz yıllardır sistem inşa etmiyoruz, sürekli yama yapıyoruz. Yeni sınavlar, yeni isimler, yeni sloganlar... Ama özde değişmeyen bir şey var: Planlama eksikliği, liyakat eksikliği, sürdürülebilirlik eksikliği” diye konuşmasını sürdüren Avcı, devlet denilen kurumun, günü kurtaran değil, geleceği planlayan yapı olduğunu, eğitim politikasının da, siyaset kültürünün de bir hafıza meselesi olduğunu, ülkenin bu hafızayı kaybettiğini dile getirdi.