"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diplomasideki zaafiyet, dış gaileyi büyütür

M. Latif SALİHOĞLU
12 Temmuz 2019, Cuma
Siyasetteki zaaf ve istikrarsızlık iç kargaşaya meydan verdiği gibi, diplomasideki zaafiyet de dış gaileyi ziyadeleştirir.

Dış gaile, şu sıralar tavan yapmak üzere. Dört bir yandan ciddî sıkıntılar sökün etmeye başladı. Yani, “yedi düvel” ile problemli hale gelmiş bulunuyoruz.

Özetle: Artık kronik hale gelen Kıbrıs, Filistin ve Doğu Türkistan (Uygur, Sincan) coğrafyasındaki sıkıntılar had safhaya çıkmışken, Mısır, Libya, Kuzey Suriye, Kuzey Irak, Doğu Akdeniz’deki kritik gelişmelerde de hararet giderek yükseliyor. 

Eş zamanlı olarak, Rusya ve ABD ile bağlantılı olarak yaşanan S-400 ve F-35 projesi tartışması, devlerle aramızdaki gerilimin tırmanmasına sebebiyet veriyor.

* * *

Anlatmak istediğimiz ana fikir şudur: Diplomasisi emin ve ehil ellerde olup dahilî ittifakını sağlama almış bir Türkiye, kolay olmamakla beraber, aslında bütün bu sıkıntıların üstesinden yine de gelebilir. 

Ne yazık ki, gelemiyor. Burada zikrettiğimiz iki ana sebepten dolayı.

Birincisi: Türkiye diplomasisi, ehil, sağlam, güvenilir ellerde değil. Gerek komşu, gerek müttefik olduğumuz ve gerekse sâir dünya ülkeleriyle sıklıkla yaşadığımız gel-gitli veya U dönüşlü münasebetler, bu acıklı halin en bâriz birer göstergesi mahiyetinde.

İkincisi: Dış dünyaya ve dış problemlere karşı da, maalesef ki dahilî ittifak sağlanamıyor. Özellikle Afrika (Mısır, Libya) ve Orta Doğu (Suriye, Irak, Filistin, İsrail) ülkeleriyle olan diplomatik münasebetlerde, iktidar ile muhalefet partileri arasında neredeyse taban tabana bir farklılık, hatta bir aykırılık durumu söz konusu.

Böyle bir ihtilâf doğru olmaz, olamaz.

Dış politikada ve temel millî meselelerde, iktidar ile muhalefet hem fikir durumda olmalı. Birlik-beraberlik görüntüsü verilmeli.

Hem ideal, hem zarurî olan bu durumun sağlanamaması, dış dünyanın vahşilerini, leş yiyicilerini tahrik etmeye ve sonunda işlerini kolaylaştırmaya yarar.

Bu noktaya, hem iktidar, hem muhalefet partileri dikkat etmeli, hassasiyet göstermeli. Zira, bunda mesul ve mükelleftirler.

Mesuliyetin büyüğü, şüphesiz iktidar kanadında. Karşılaştıkları her farklı fikir veya eleştiriyi hoş karşılayıp dikkate almalı. Farklı yaklaşımları, hemen “Düşman tarafın ağzı” gibi görüp, muhalefeti damgalamamalı.

Meselâ, muhalif görüş sahiplerine şunları söylemekten kaçınmalı: Bakın, aynı Esed ağzıyla konuşuyor... Zaten, PKK da aynı şeyleri söylüyor... Siz de tıpkı darbeci Sisi gibi konuşuyorsunuz... Siz düşmandan yana mısınız, yoksa bizden yana mı?

Buna mukabil, fikrî veya siyasî yönden iktidara muhalefet edenler de, aklına gelen olur-olmaz her şeyi hemen ortaya dökmemeli; mümkün olduğunca, usûlüne uygun şekilde ilgililere iletmeye çalışmalı.

Zira, haklı çıkmak, tek başına herşey demek değildir; ülke ve millet olarak zarar görmemeyi ve haksız duruma düşmemeyi de hesaba katarak konuşmak icap eder. Millî ve vatanî sorumluluk duygusu, böyle davranmayı gerektirir.

***

GÜNÜN TARİHİ: 12 Temmuz 1975

Bahsız kadın: Latife Hanım

En bahtsız kadınlardan biri olan Latife Hanım, 12 Temmuz 1975’te İstanbul’da vefat etti. Kabri, Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile mezarlığında.

17 Haziran 1899 İzmir doğumlu Latife Hanım için neden “En bahtsız kadın” ifadesini kullandık? İşte sebebi:

Düşünün ki, Mustafa Kemal Paşa ile evli kaldığı 2,5 yıllık (1923-25) kahırlı, çileli, meşakkatli, ıztıraplı bir evliliğin ardından, bir tek istisna kişi olarak “Bakanlar Kurulu Kararı”yla resmî boşanma işlemi gerçekleştirilmiş oluyor.

Boşandıktan sonra “baba evi”ne gelip sığınıyor. Hiç konuşmaması, bir tek sır vermemesi istendiği için, adeta “ev hapsi”ne mahkûm ediliyor.

Sosyal ve kültürel seviyesi hayli yüksek (Paris Üniversitesi mezunu) olan bu “mahpus kadın”, bir süre verem hastalığının pençesinde kıvranıyor.

M. Kemal’in ölümünden sonra, yurt dışına çıkmaya mecbur kalıyor. İki sene sonra dönüp, yine ev hapsinde çile doldurmaya devam ediyor.

Ahir ömründe ise, bu kez kansere yakalanıyor ve bu hastalık sebebiyle vefat ediyor.

Okunma Sayısı: 1695
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı