Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Düşünce havuzu



İki nokta: Biri sağlık, diğeri eğitim ağırlıklı olmak üzere, iki konuda sizlerin de ciddî yardımını, desteğini, iştirakini talep ediyoruz.

Birincisi, sağlıktan başlayalım

Görebildiğimiz kadarıyla "obezite" denilen kâbus, yaygın bir hastalık halini almış durumda.

Genç yaşlı fark etmeksizin, pekçok kimse "fazla kilolar"dan şikâyet edip duruyor.

Şikâyet etmekte son derece haklılar. Zira, bu hastalık, bizzat kendi ifadelerine göre, iş hayatından sosyal hayata, aile hayatından özel hayata, ibadet hayatında hizmetteki koşturmaya kadar, hemen her alanda ciddî sıkıntılara yol açıyor.

Yani, abdest ve namazı zorlaştırdığı gibi, hayatın genel akışını da alabildiğine ağırlaştırıyor.

Öte yandan, kişinin sağlığını önemli ölçüde etkiliyor, kişiyi çeşit çeşit hastalıkların riski altına sokuyor.

Bu ağır yükten kurtulabilmenin mutlaka bir yolu, bir çaresi olmalı. Ama nasıl ve ne şekilde? En pratik ve uygulanabilir yöntemler neler?

Bu suâllerin cevabı ve bu meselenin izahı sadedinde, sizden kısa kısa pratik bilgiler bekliyoruz.

Meselâ, bir tanesini biz hatırlatarak geçelim.

Uygulanabilir diyetler bir yana, hemen herkesin müttefik olduğu husus, bol bol yürüyüştür.

Yürüyüşteki hareketlilikle bütün beden rahatladığı gibi, bilhassa fazla kilolar ve gereksiz yağlar de gıdım gıdım erimeye başlıyor.

Uzun zamandır bu uygulamayı yapan ve yaklaşık on beş senedir kilolarını ideal seviyede sabitleyebilen biri olarak, hergün birkaç kilometrelik yürüyüş yapmayı özellikle tavsiye ediyoruz.

Bu konuda herkese faydalı olmak için, diğer bazı tavsiyeleri de sizden beklediğimizi tekrar hatırlatarak geçiyoruz.

Temel strateji

Evet, ikinci konumuz, eğitimin en önemli şubesi olan "insan yetiştirme" stratejisi.

Sanırım, bizler için bugün bundan daha mühim, daha öncelikli ve daha hayati bir mesele yoktur.

Birkaç soruyla, meseleyi biraz daha açalım.

* Nasıl bir evlât yetiştirmek istiyoruz?

* Nasıl bir nesil yetişsin istiyoruz?

* Kısacası, ideal insan yetiştirmeye yönelik uygulanabilir bir planımız, programımız, yahut stratejimiz var mıdır? Varsa şayet, nedir ve nasıl işliyor?

* Çocuk dünyaya geldiği andan, büyüyüp tahsilini tamamlayıncaya ve hatta hayata atılıncaya kadar olan safhalarda ne yapmamız gerektiğini biliyor ve bildiğimizi tatbik edebiliyor muyuz?

* Geçerli ve kabule şâyân bir stratejimiz var mı?

* Yoksa, herkes bildiğini mi okuyor? Herkes el yordamıyla birşeyler mi yapmaya çalışıyor?

* Neticeye baktığımızda, umduğumuz ile bulduğumuz birbirini tutuyor mu? Ya da ne ölçüde tutuyor?

Bu son derece önemli konuya dair sorular, şüphesiz daha da çoğaltılabilir. Ama, bu kadarı da meramı anlatmaya herhalde kâfi gelmiş olmalı.

Eksik kalan nokta şu olabilir: Bir insan için 20–25 yıllık eğitim stratejisinden bahsederken, meseleyi Risâle–i Nur'da işaret edilen "insan yetiştirme" hedef ve gayesiyle irtibatlandırmak gerekiyor. Zira bu temel gayede, insanı iki dünyada mesud edecek bir hizmetin "en büyük mesele" ve en büyük dâvâ olduğu bâriz şekilde ifade ediliyor.

Evet, "Risâle-i Nur’un o kadar dehşetli muannidlere karşı gâlibâne mukâvemeti, sırr-ı ihlâstan ve hiçbir şeye âlet edilmemesinden ve doğrudan doğruya saadet-i ebediyeye bakmasından ve hizmet-i îmâniyeden başka bir maksat takip etmemesinden" kaynaklanıyor. (Hizmet Rehberi, s. 222)

Hâsılı, bu önemli hususla da ilgili olarak, pratikte geçerli bir–iki misâl vererek, şimdilik bir nokta koyalım. Her türlü sarsıntıya karşı mukavemetli dâvâ ve hizmet erbabı yetiştirmek için, meselâ 1) Çocukları, gençleri mümkün olduğunca emsâlleriyle buluşturup görüştürerek yetişmelerini temine çalışmak; 2) Birinin çocuklarıyla başka ebeveynlerin de yakından ilgilenmesini sağlamaya çalışmak.

NOT: 1) Kısaca ifade edilmek şartıyla, aynı düşünce havuzu içine sizlerin de pratik hayata dönük bilgiler aktarmanızı hasseten bekliyoruz. 2) Uzun yazmak kolay, kısa yazmak zordur. 3) Zor olana talip olmak durumundayız.

AKP

"Milliyetçi oy" hevesi

Erdoğan başta olmak üzere, bir kısım üst düzey AKP'lilerin son zamanlarda milliyetçiliğe heves etmesini anlamak kolay değil.

Dört yıl sonra siyasî üslûplarını değiştirmiş görünüyorlar.

Ama, bu yaptıklarının partilerine ve ülkeye bir fayda getireceğini hiç sanmıyoruz.

Siz istediğiniz kadar milliyetçilik yapın, o kesimin kahir oyları yine MHP'ye akacaktır.

Milliyetçilik yarışında bu partiyi geçmeniz mümkün değil.

Hani, vaktiyle Tansu Çiller de denedi bu yolu. Ama, partisi adına sonuç hüsran oldu.

Alkışlar Çiller'e geliyordu; ama, oylar yine başka tarafa gidiyordu.

Anlaşılan o ki, yine geldi oy zamanı.

AKP'liler milliyetçi oylara oynuyor; ama, Bahçeli anında yapıştırdı etiketi: "Bunlar protokol milliyetçisi."

Bence söz tuttu ve önünüz kesildi, daha şimdiden.

Acaba diyorum, Erdoğan geçmişten bir ders çıkaramıyor mu, yoksa Allah mı şaşırtıyor?

Bekleyelim, görelim.

Bize yakışan

Papa'ya ilmî cevaplar verelim;

pata–küte girişmeyelim.

Günün Tarihi

Ahmet Rasim

21 Eylül 1932: Edebiyatın değişik dallarında eserler veren gazeteci yazar Ahmet Rasim’in ölümü.

1864’te İstanbul’da doğan yazar daha doğmadan annesiyle babası ayrıldıkları için sıkıntılı bir hayat yaşadı.

Tercüman-ı Hakikat ve Ceride-i Havadis gazetelerinde yazılar yazdı.

Roman, hikâye, tarih ve hatıra kitaplarıyla makalelerinden derlenmiş birçok eseri var.

Roman ve hikâyelerde, daha çok İstanbul hayatına dair tasvirlerde bulundu.

Liselerde okutulmak üzere Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi kitapları (1910-1912 yılları) yayınlandı.

Yazarın en önemli bir özelliği de, yazılarını bir sohbet havası içinde yazması ve okuyucuyu daha ilk cümleden itibaren kucaklamaya başlamasıdır.

21.09.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.09.2006) - Taban sağlam

  (19.09.2006) - Papanın fazileti (!)

  (18.09.2006) - Bir mukayese

  (16.09.2006) - Yassıada'da hazân günleri

  (15.09.2006) - Nurs'ta külliye inşası

  (14.09.2006) - Resmî karartma, fahrî aydınlatma

  (13.09.2006) - Dine müdahale çabaları

  (12.09.2006) - Yassıada belgeleri

  (11.09.2006) - Elemli, ölümlü dünya

  (21.08.2006) - Yakın tarih kaynakları

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004