Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Rahmetle uyanan dünyamız



Zaman korkunç bir fırtına, dehşetli bir hortum. Her şeyi sürükleyip sonsuzluklar ülkesine götürmekte. Dünyamız, mahşer meydanı etrafında titiz bir daire çizerken, üzerinde yaşayanlara zaman zaman Mahkeme-i Kübrâ’yı, hesabı, büyük sorguyu hatırlatırcasına deprenmekte, her fırsatta sert mizacıyla celâl ve izzet Sahibi Rabb-i Zülcelâl’i zikretmekte.

Yuvarlanıp giden dünyamız içinde biz de varız. Biz de dünyamızla birlikte sür’atle, sağa sola sapmadan, ebediyete doğru hızla yol almaktayız. Dehşetli bir yolculuk, damarlarımızdaki kan gibi, hızla devam etmekte. Gidiyoruz. Aldanmakta çare yok.

Yolumuzu bazen rahmet ve mağfiret günleri de kesmese, nice olurdu hâlimiz Ya Rab? Günahlarımızla, isyanlarımızla, cürümlerimizle, hatalarımızla, kusurlarımızla, noksanlıklarımızla, hâlimiz ne olurdu? Zat-ı Zülcelâl’ine sonsuz şükürler olsun ki, rahmetin var! Cemal Sahibi Zat’ına sınırsız hamd ü senalar olsun ki mağfiretin var! Kemal Sahibi Zat’ına hesapsız minnettarız ki, bizimle günahlarımızla, kusurlarımızla, zaaflarımızla değil; affınla, bağışlamanla, muhabbetinle, lütfunla, merhametinle muamele buyuruyorsun.

Rabb’im; bu kıymet biçilmez rahmet günlerine bizleri ulaştırdın; kadir ve kıymetini bilmeyi de nasip ve müyesser kıl. Bizleri “kıymet bilmeme” vahametinden koru! Bizleri “kadir bilmeme” körlüğünden muhafaza buyur! Bizleri nankörlük belâsından halâs eyle! Rabb’im, bizleri şükredenlerden eyle. Âmin.

Bu sabah uyandık ki, rahmetin gölgesi üzerimize düşmüş. Rahmet, yolumuzun üzerinde. Hani yolda sokakta yürürken, elimizi uzatsak ona ulaşacağız, gözümüzü ve gönlümüzü açsak ona ereceğiz, yüreğimizi yoklasak onu yüreğimizde bulacağız. Çünkü o bize canımız kadar yakın, ruhumuz kadar bizim içimizde, kalbimiz kadar bizim derinliğimizde. Biz onunla olabilirsek eğer!

Çünkü o Allah’ın kâinatı ihata eden, âlemleri kuşatan, dünyayı ve âhireti kabzası içine alan Rahman ve Rahîm isimlerinin eseri. Samed iminin eseri. Çünkü o Kur’ân ayı, Rahmet ayı, Ramazan ayı, Oruç ayı. Bizi ona, varlığımızı ibadetine, ruhumuzu rahmetine, duygularımızı muhabbetine eriştiren Rabb-i Rahîm’e kâinatın zerrâtı adedince hamd ü senalar olsun. Âmin.

Bu ayda Kur’ân arzımıza indi, aramıza indi, gönlümüze indi. Onun inişini farz oruçla kutlamak ve tebrik etmek ne büyük kadirşinaslık! Bu bir ayın içini gelin, Kur’ân’la dolduralım. Onu defalarca okuyalım; üzerinde düşünelim; âyetlerini tefekkür edelim; mesajlarını alalım; Sâni-i Zülcelâl ile bire bir muhatap olalım, konuşalım; O’na yönelelim, O’na müteveccih olalım; O’nun marziyâtının, razı olduğu şeylerin ve bizden istediklerinin ne olduğunu öğrenelim; O’nunla dolalım; O’nunla taşalım bu ay.

Bu ay Rahmet ayı. Rahmet bekleyen, rahmete muhtaç ve rahmete muntazır bizler, küçüklerimize, büyüklerimize, yaşlılarımıza, hastalarımıza, kimsesizlerimize, yetimlerimize birer “merhamet meleği” kesilmeyi ihmal etmeyelim. Ağlayan çocuktan, düşen yaşlıya kadar; inleyen hastadan, hüzünsüz günü geçmeyen garip ve kimsesizlere kadar her yürek sahibi, ilgi ve merhamet alanımıza muhakkak girsin. Onlara yüzümüz bir başka gülsün, gönlümüz bir başka eğilsin, kucağımız bir başka açılsın, ellerimiz bir başka uzansın, yüreğimiz bir başka çarpsın bu ay.

Yaklaşalım ki, Allah’ın yakınlığını kazanalım. Merhamet edelim ki, Allah’ın rahmetine nail olalım. Sevelim ki Allah’ın rızasına erelim. Verelim ki, Allah’ın sonsuz ikramlarına erişelim. Kucaklayalım ki, Allah’ın şefkatine ulaşalım. Allah’ın izni ile, inâyeti ile, lütfu ile, bereketi ile.

Rahmet ayının tüm İslâm âlemi ve tüm insanlık için hayra, muhabbete, sevgiye, dostluğa, barışa, kardeşliğe vesile olmasını Rabb-i Rahîm’den niyaz ederim. Bu ay hürmetine niyaz edelim ki, Müslümanların, masumların ve mazlumların üzerinde dönüp duran kara bulutlar dağılsın, savaşlar kalksın, vahşetler kalksın, katliâmlar bitsin, terör bitsin, kanlı eylemler sona ersin, hileler, tuzaklar nihayete ersin, adavetler son bulsun, husumetler bitsin, dargınlıklar ve kırgınlıklar gönül bahçemizden kovulsun.

Mübarek Ramazanınızı tebrik ederim. Farz orucunuzu tes’îd ederim. Her şey gönlünüzce olsun. Kalbinize, ruhunuza, evinize, barkınıza, yuvanıza, işinize, dünyanıza, âhiretinize nur ve bereket dolsun. Cümleniz, bu aydaki oruç vesilesiyle, Reyyan kapısından Cennete girenlerden olun. Âmin.

13.09.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.09.2007) - Günahları eriten ay geliyor

  (11.09.2007) - Oruç barıştır

  (10.09.2007) - Ramazan orucunun hikmetleri

  (09.09.2007) - Kur'ân-ı Kerim'i okuma adabı

  (08.09.2007) - Ruhun mahiyeti

  (07.09.2007) - Gücünün yettiği kadar yapmak

  (06.09.2007) - Hukukun kestiği parmak acımaz

  (05.09.2007) - Yemin bozmak

  (03.09.2007) - İmam-ı Azamın fıkıh akademisi

  (02.09.2007) - Münafık kime denir?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri