"Gerçekten" haber verir 10 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Kısa kısa hükümler



İsmet Aktaş: “Anne karnında iki aylık bir çocuk zayi olup, alınırsa nifas hükümleri uygulanır mı?”

Çocuğun el, ayak, parmak, saç, tırnak gibi uzuvları “teşekkül etmiş olarak” düşük olması, ya da alınması hâlinde “nifas” meydana gelir. Bu durumda nifas hükümleri uygulanır. Eğer uzuvlar teşekkül etmeden düşük olmuş, ya da cenin alınmışsa nifas hâli meydana gelmez. Nifas hâli meydana gelmeyince nifas hükümleri uygulanmaz. Böyle kadın ibadetlerine devam eder. Lohusalık veya nifas hâli tesbit olunsa bile, kanın kesilmesiyle bu haller de biter. Yani doğum yapan bir kadın, kan kesildikten sonra—kırk günü beklemeksizin—temizliğini yapar ve ibadetlerine devam eder. Çünkü kanın kesilmesiyle nifastan çıkmış olur.

***

Kamil Doğan: “1. Bir ilmihal kitabında diyanetin yayınladığı takvimlerdeki güneşin doğuşunun ihtiyatlı yazıldığı ve normalde bu yazılandan güneşin doğuşunun 5–6 dakika sonra olduğu yazıyordu. Peki, bu durumda bazen sabah namazlarına geç kalktığımızda takvimlerde yazan güneşin doğuşu girdiği halde ihtiyatlı yazıldığı için bu 5–6 dakika içerisinde sabah namazını kılsak olur mu? 2. Ben önceleri Ramazanda akşam oruca niyetlenip sabah kalktığımda ihtilam olduğumu anladığımda bu şekilde oruç tutulmaz diye oruca devam etmiyordum. Fakat öğrendim ki gusül abdesti alındıktan sonra oruç tutulabiliyormuş. Bu şekilde tutmadığım oruçlar için kefaret gerekir mi?”

1. Güneşin doğuşu, sabah namazının kılınma vaktinin sona erişi demektir. Güneşin doğuş saatinin takvimde 5–6 dakika öncelenerek yazılmış olması, dünya ile güneş arasındaki dengeye bağlı teknik bir meseledir ve namazı riske etmemek için gereklidir. Bu durum, namaz mükellefine o 5–6 dakikayı kullanma ruhsatı vermez. Öyleyse, güneşin doğuşu açısından takvimi esas almalı ve namazı güneşin doğuş saatinden önce kılmalıyız. Eğer bu saatten önce kılamaz isek, sabah namazını kuşluk vaktinde sünnetiyle birlikte kaza etmeliyiz.

2. Bu bir hatadır ve sehivdir. Bu durumda kefaret gerekmez. Bu şekilde kaç gün oruç yemişseniz gününe gün kaza etmeniz yeterli olacaktır.

***

Basri Bahar: “Ter kokusunu önlemek için parfüm sürmenin bayanlarda zina işlemek kadar günahı olduğu ve gusül abdesti almadan bu olaydan kurtulamayacağı belirtiliyor. Erkeklerde durum nasıldır? Sabahları duş almak bir nebze ter kokusunu önlese de, ilerleyen saatlerde yine ter kokusu yayılıyor. Ayrıca, parfümün içinde alkol maddesi de bulunuyor. Bu konularda beni aydınlatırsanız sevinirim?”

İslâmiyet’te böyle abartılı hükümler olmaz. Zina işlemek kendine özgü kötülüğü bulunan bir fiildir ve büyük günahlardandır. Kadının, sadeliği ve temizliği aşacak ölçüde çok bayıcı ve cezbedici parfüm kullanması caiz olmamakla beraber; bu fiili zina fiili yerine saymak son derece yanlış, isabetsiz ve tehlikelidir. Üzerine bir de gusül abdesti eklenince, söylem, Müslümanca bir söylem olmaktan tamamen çıkmış oluyor.

Peygamber Efendimizin (asm) yasaklaması şöyledir: “Ailesinden başkaları arasında süslenip salınarak yürüyen kadın, kıyamet günündeki karanlık gibidir. Ona aydınlık yoktur.”1

Bu hadiste, kadının cezbedici biçimde süslenip sokakta salınarak yürümesi, başka hiçbir fiil ile kıyaslanmadan yasaklanmıştır. “Aydınlık yoktur” ifadesinden kasıt, süslenen ve salınarak yürüyen kadının edepsizlerin göz hapsine mahkûm olması, bu durumdan içi kararması, bedbaht olması, psikolojik travma yaşaması ve kendini kötü hissetmesidir. Bu ona iç karartıcı bir durum olarak yeter. Tövbe etmez ise ahirette de karanlıklı haller yaşar. Ama tövbe eder ve durumunu düzeltirse, affedilmez değildir. Allah affedicidir.

Öyleyse bu hadisin hükmünü doğru okuyalım: Öncelikle, kadının ve erkeğin ter kokulu olmak yerine temiz kokulu olması dine aykırı değildir. Fakat aşırı kokular rahatsızlık vericidir ve edeple de bağdaşmaz. Bu durumda sadeliği ve temizliği esas almalı, parfüm veya muhtelif kokuları, etrafa rahatsızlık vermemek kaydıyla kullanmalıdır. Tercih imkânımız varsa alkolsüzünü kullanmalı; fakat alkollü koku ve parfümlerin namaza mani olmadığı, nihayet Şafii mezhebine göre elbisenin o yeri yıkanmak sûretiyle namaz kılmaya engel olmadığı bilinmelidir.

***

Almanya’dan Hatice Kayaokay: “Yedi yaşına giren kardeşimi bu günlerde sünnet ettirmeyi düşünüyoruz. Bizim kaldığımız yerde Müslüman doktor yok. Biz başka bir yerde ettirmeyi düşünüyoruz. Ama burada çocuklarını Alman doktorlara sünnet ettiren var. Böyle bir şey yapılabilir mi? Sünneti Alman, gayri Müslim yapabilir mi? Doktorun da Müslüman olması gerekmez mi?”

Varsa Müslüman doktor tercih edilir. Fakat yoksa şart değildir. Gayri müslim doktor da sünnet yapabilir. Sünnet eden doktorun işinde ehil ve uzman olması, sünnet etmeyi bilmesi, dürüst ve güvenilir olması yeterlidir. Allah kabul etsin. Âmin.

Dipnotlar: 1- Tirmizî, 2/323

10.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.08.2008) - Kaza namazı üzerine

  (08.08.2008) - Cuma günü oruç

  (07.08.2008) - Kabirde suâl ve hayat

  (06.08.2008) - Ölüm yaratılmıştır

  (05.08.2008) - Allah'ın emir ve iradesinin hâkimiyeti

  (04.08.2008) - Allah'ın emri ve dilemesi

  (03.08.2008) - Sosyal ilişkilerimiz

  (02.08.2008) - Kalbin teslimiyeti

  (01.08.2008) - Duâlarımızı ihmal etmeyelim

  (30.07.2008) - Boşanmak mı, sabır mı?

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır