"Gerçekten" haber verir 13 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

AKP ve Atatürk



Erdoğan’ın, “Obama gibi geldi, Bush’a benzedi” eleştirisine cevap verirken, “Ben ne Obama’yım, ne Bush’um. Ben Tayyip Erdoğan’ım” deyip, “İllâ birilerine benzetecekseniz, Atatürk’ten başlayın, Kanunî’lere, Yavuz’lara, Fatih’lere, Osman Gazi’lere kadar gidin” diye devam eden son çıkışı, hem başından beri saklamayıp “Lider olunmaz, lider doğulur” diye açığa vurduğu “ego”sunun daha da güçlenerek devam ettiğini, hem de Atatürk’ü Osmanlı padişahlarıyla eş tutan tuhaf anlayıştan vazgeçmediğini yeniden gözler önüne sermiş oldu.

M. Kemal’in Kanunî, Yavuz, Fatih ve Osman Gazi’yle nasıl bir ortak noktası ve benzerliği var ki, Erdoğan bu isimleri birlikte zikredebiliyor?

Bir defa dünya görüşleri tamamen farklı. Adı geçen padişahlar i’lâ-yı kelimetullahı misyon edinmişken, Atatürk’ün gerek İslâma, gerek Osmanlıya bakışı onlarınkinin tam tersi değil mi?

Bu çıkışı, bir taraftan millî görüşü Hz. Àdem’le başlatıp, bütün peygamberleri ve İslâm tarihinde Osmanlı padişahlarının da dahil olduğu cihangir sultanları millî görüşçü olarak nitelerken Atatürk için de “Hayatta olsaydı partimize katılırdı” diyen Erbakan’ın yaklaşımını Erdoğan’ın da içselleştirdiğini gösteren bir örnek.

Demek ki, şimdiye kadar her fırsatta tekrarladığı “Değiştim, millî görüş gömleğini çıkardım” söylemlerine rağmen, temelde bir değişme yok.

Öte yandan Erdoğan, kendisi için zaman zaman yapılan Atatürk benzetmelerinden de rahatsız olmak şöyle dursun, ziyadesiyle memnun olduğunu, hattâ “gurur” duyduğunu söylemişti.

İktidarının ilk günlerinde İsrailli diplomat Alon Liel’in dile getirdiği “Erdoğanizm Kemalizmin güncellenmiş versiyonudur” iddiası için yorumu sorulduğunda böyle bir cevap vermişti.

Aynı şekilde, hayli zaman önce yaptığı Avustralya-Yeni Zelanda gezisinde “Türkiye’de Atatürk’ten sonra lider gelmedi, ikinci lider sizsiniz” diye bağıran kişiye, “Modernleşmede en büyük liderimiz Atatürk’tür. Onu aşmanın değil, örnek almanın gayreti içindeyiz” demişti.

Şimdi de kendisini önceki tavrıyla Obama’ya, son geldiği noktayla Bush’a benzetenlere “İllâ birine benzetecekseniz Atatürk’e benzetin” diyor.

Erdoğan’ın bu Atatürk tutkusu, şahsıyla da sınırlı değil. Geçen dönem Meclis Başkanlığı yapan, partinin ağır toplarından Bülent Arınç’ın ve 28 Ağustos 2007’den beri Çankaya’da oturan Abdullah Gül’ün de benzer beyanları mevcut.

Daha ötesinde ise kurumsal sahiplenme söz konusu. Nitekim AKP’nin 2002 seçimi öncesi açıkladığı programında Atatürk ilke ve inkılâpları “toplumun ortak paydası” olarak niteleniyor.

Geçen yıl 22 Temmuz seçiminden kısa süre önce yapılan parti kongresinde de Erdoğan “Atatürk ilkelerini, Cumhuriyet değerlerimizi her türlü gündelik siyasî tartışmanın üzerinde tutarak, ayrıştırıcı değil, birleştirici, milletimizin bütün fertlerini kucaklayan bir mutabakat zemini haline getirmeliyiz” ifadelerini kullanmıştı.

AKP’nin seçim kampanyası çerçevesinde hazırlanan medya reklamlarında da aynı ifadelere yer verilmiş ve bunlar defaatle yayınlanmıştı.

Yakınlardaki bir örnek de, Erdoğan’ın geçtiğimiz Nisan ayı sonunda partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şu şekilde yer almıştı:

“Atatürk, devrimleri millete emanet etmeden yaşatmanın mümkün olmadığına inanmış; yeni düzeni millete dayatmayı değil, benimsetmeyi amaçlamıştır... Atatürk ilke ve inkılâplarının koruyucusu, onları hayata geçiren TBMM’dir, bir bütün olarak Türk milletidir.” (aa, 23.4.08)

Anayasa, Cumhurbaşkanına ve milletvekillerine metazori “Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalma” yemini ettiriyor. AKP’nin, daha yola çıkarken söz verdiği halde altı yıllık iktidarı boyunca değiştirmeye yanaşmadığı Siyasî Partiler Kanunu da partilere aynı bağlılığı dayatıyor.

Ancak görünen o ki, AKP’lilerin Atatürk tutkusu zoraki değil, içselleştirilmiş bir bağlılık...

13.11.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.11.2008) - Alternatif arayışı ve DP

  (11.11.2008) - Fırat ve Erdoğan

  (09.11.2008) - Şevk, gayret, ciddiyet

  (08.11.2008) - Maskeler düşerken

  (07.11.2008) - Türkiye ve Obama

  (06.11.2008) - ‘Rüya gerçek oldu’

  (05.11.2008) - Terör ve vesayet

  (04.11.2008) - 2006’dan bugüne

  (02.11.2008) - Hizmette hırs ve kanaat

  (01.11.2008) - 12 Eylül’de bile...

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır