"Gerçekten" haber verir 10 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

M. Latif SALİHOĞLU

Risâle'de hürriyet ve demokrasi



Hürriyet hakikatini kitlelere hitap ederek (Temmuz 1908) tesirli bir sûrette anlatan Üstad Bediüzzaman, imâna intisap ettiği ve Allah'a hakkıyla kul olmanın bir hususiyeti olarak kabul ettiği bu muazzam hakikati, en önce nefsine kabul ettirerek ona olan sadâkatini ibraz ve ispat ediyor.

Bediüzzaman'ın, seksen küsûr yıllık ömründe hükmünü nefsinde bilfiil tatbik ettiği “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” sözü, dillere destan olmuştur.

1908 yılı Temmuz ayı sonlarında önce Manastır'da, ardından Selanik ve İstanbul'da peşpeşe ilân edilen Hürriyet ve Meşrûtiyete hakkıyla sahip çıkan ilim erbabının başında Bediüzzaman Hazretleri gelir.

Bundan dolayıdır ki, bu büyük inkılâbın hemen üçüncü gününde Sultanahmet Meydanında ve muhtemelen bir hafta sonra da Selanik'teki Hürriyet Meydanında kalabalıklara hitaben "Hürriyet Nutku"nu irad eden Üstad Bediüzzaman, o günlerin en parlak şahsiyetlerinden biri olmuştur.

Bugün dahi büyük bir takdir ve hayranlıkla okunan "Hürriyete hitap" nutku, Üstad'ın "İki Mekteb–i Musibetin Şehâdetnâmesi/DHÖ" isimli eserinin sonunda yer almaktadır. İsteyen bu nuktun tamamını okuyabilir; biz burada çok kısa bir bölümünü sizlere takdim ediyoruz:

"Ey hürriyet–i şer’î! Öyle müthiş ve fakat güzel ve müjdeli bir sada ile çağırıyorsun ki, benim gibi bir bedeviyi tabakat–ı gaflet altında yatmışken uyandırıyorsun. Sen olmasaydın, ben ve umum millet, zindan–ı esarette kalacaktık. Seni ömr–ü ebedî ile tebşir ediyorum (müjdeliyorum.) Eğer aynü'l–hayat–ı şeriatı menba–ı hayat (hayat kaynağı) yapsan ve o cennette neşv ü nema bulsan; bu millet–i mazlumenin de eski zamana nisbeten bin derece terakki edeceğini müjde veriyorum. Eğer hakkıyla seni rehber etse ve ağraz–ı şahsî ve fikr–i intikam ile sizi lekedar etmezse..."

"Bu inkılâb–ı azîmin fatihası mucize gibi başladığı için bir fâl–i hayırdır ki, hâtimesi de pek güzel olacaktır. Şöyle ki:

Bu inkılâp, fikr–i beşerin ağır zincirlerini parça parça ve istidad–ı terakkiye karşı setleri zîr ü zeber ederek, hükûmeti varta–yı mevtten tahlis ve bu millet–i mazlumede cevahir–i insaniyeti izhar ve âzâde olarak Kâ'be–i kemâlata doğru gönderdiği gibi, hatimesi (neticesi) de, ...Asya’yı ve Rumeli'ni tenvir ve ...hürriyetin yağmuru ile neşvünema bularak rengârenk elvân ile tezyin edeceğini, bu fâl–i hayır bize müjde veriyor.

"Ey ebnâ–yı vatan! Hürriyeti sû–i tefsir etmeyiniz (yanlış yorumlamayınız), tâ elimizden kaçmasın ve müteaffin (köhnemiş, kokuşmuş) olan eski esareti başka kapta bize içirmekle bizi boğmasın."

Bediüzzaman: "Demokratlık, meşrûtiyet mânâsında"dır

Daha evvel olduğu gibi, bugünlerde de sıklıkla bize şu suâl soruluyor: "Bütün kuvvetiyle meşrûtiyete sahip çıkan Bediüzzaman Hazretleri, acaba demokrasiden de söz etmiş midir? Bazıları Hz. Üstad'ın demokrasiden hiç söz etmediği, bu iki mefhumu ayrı telâkki ettiği, dolayısıyla bizlerin de meşrûtiyete olduğu kadar demokrasiye sahip çıkmamızın gerekmediğini söylüyor. Bu doğru mudur?"

CEVAP: Risâle–i Nur'da aynen "hürriyet ve meşrûtiyet" gibi "hürriyet ve demokrasi" tâbirleri de yanyana zikrediliyor. Dahası, Bediüzzaman Said Nursî'nin "hürriyet ve demokrasi"nin tesisine bütün milletle beraber çalıştığı ve bu meyanda hasıl olan muvaffakiyetten dolayı da memnun olduğu açıkça ifade edilmektedir.

Benzer mânâdaki takdirkârâne ifadeler Risâle–i Nur'daki muhtelif bahislerde de zikredilmekle beraber, ayrıca bizzat Bediüzzaman Hazretlerinin de meşrûtiyeti "demokrat" ve "demokratlık" tâbirleriyle yâd edip tefsir buyurduklarını görmekteyiz.

İşte, bu noktayı ispat eden pekçok delilden birkaç tanesi...

BİR: Üstad Bediüzzaman'ın yine Divân–ı Harb–i Örfî isimli eserinin sonlarında yer alan ve "Ey mebûsân!" nidâsıyla başlayan bir hitabesi var.

Vaktiyle Volkan gazetesinde (Mart 1909) "Yaşasın şeriat–ı garrâ" başlığıyla neşrolan ve 1950'li yıllarda "Yaşasın Kur'ân'ın kànun–u esâsileri" başlığıyla son şeklini alan bu makalede, yeni yeni teşekkül etmeye başlayan demokratik cumhuriyetin meşrûtiyet mânâsında olduğu aynen şu sözlerle nazara veriliyor: "Cumhuriyet ve demokrat mânâsındaki meşrutiyet ve Kânun–u Esasî denilen adâlet ve meşveret ve kànunda cem–i kuvvet...."

Kaynak: Bu kısım, adı geçen eserin Sözler Yayınevi ile Envar Neşriyat (2000, s. 80) baskılarında olduğu gibi Yeni Asya Neşriyat (1995, s. 69) nüshalarında da aynen yer alıyor.

İKİ: Hemen bütün yayınevlerinin basmış oldukları "Emirdağ Lâhikası" isimli eserin sonlarında "Kalbe ihtar edilen içtimaî hayatımıza ait bir hakikat" başlığıyla yer alan Üstad Bediüzzaman'ın o meşhûr mektubunda, "demokratlık" şeklinde telâffuz edilen demokrasi, "İslâmiyetin bir kànun–u esâsisi" ile irtibatlandırılarak şu hakikatli sözlerle nazara veriliyor: "İslâmiyetin bir kànun–u esasîsi olan, hadis–i şerifte (Seyyidü'l–kavmi, hâdimuhum) yani 'Memuriyet, emirlik ise, reislik değil, millete bir hizmetkârlıktır.' Demokratlık, hürriyet–i vicdan, İslâmiyetin bu kànun–u esasîsine dayanabilir."

Kaynak: Age, s. 386; Yeni Asya N., 1994.

ÜÇ: 1952’de İstanbul’da görülen Gençlik Rehberi mahkemesine, ehl–i vukufa cevaben verilen itiraznameden kısacık bir bölüm: "Ey adâlet–i hakikiyenin mümessilleri sıfatıyla hukuk–u umumiyeyi ve haysiyet–i milliyeyi muhafaza eden hâkimler! Gençlik Rehberi’nin ...adalet–i kanun ve hürriyet–i fikir ve vicdan düsturuyla mahkûmiyeti ve muhakemesi mümkün değildir. Hürriyet–i fikir ve hürriyet–i vicdan düsturunu en geniş mânâsıyla tatbik eden cumhuriyet idaresinin demokrasi kànunlarıyla asla kabil–i telif değildir."

Kaynak: Emirdağ Lâhikası, s. 365.

DÖRT: "Tarihçe–i Hayat" isimli eserin 633. sayfasında yer alan İsa Abdülkadir'in yazısından kısa bir bölüm: "...Nur Talebeleriyle Nur Risâleleri ve onların bu büyük hizmet–i Kur’âniyeleri Demokrat hükûmetinin bir büyük hasenesidir ki, mübârek âlem–i Islâmdaki hareket–i Islâmiye bu hükûmet–i demokrasiyi takdir ve tahsinle karşılıyor."

BEŞ: Yine "Tarihçe–i Hayat" isimli eserin 567. sayfasında yer alan Avukat Mihri Helav'ın mahkemedeki müdafaasından hürriyet ve demokrasi ile ilgili bölümde aynen şu ifadeleri okumaktayız: "Filhakîka, müvekkilim (Bediüzzaman Said Nursî), bütün milletle beraber istibdâda karşı mücâdele etmiş, hürriyet ve demokrasinin tesisine çalışmış ve bu hususta husûle gelen muvaffakıyetten dolayı da memnun olmuştur."

Netice: Üstad Bediüzzaman'ın hürriyet ve meşrûtiyet gibi, cumhuriyet ve demokrasiye de hak ve hakikat nâmına sahip çıktığına dair, yukarıda sıraladığımız delil ve ispat listesini daha da uzatmak mümkün. Ümit ederiz ki, bu muhkem deliller, aksi iddialarda bulunanları ya iknaya, ya da ilzâm etmeme kâfi gelsin.

10.02.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.02.2009) - Hürriyet aşkı ve demokratlık

  (07.02.2009) - İşte Kemâl'in "Rüyâ"sı

  (05.02.2009) - Bayraktar Namık Kemâl, Sancaktar Bediüzzaman

  (03.02.2009) - Davos, seçimlere tahvil edilmesin

  (02.02.2009) - Yeni Osmanlılar/Ahrarlar

  (31.01.2009) - Tenkitçilerin mantığı

  (29.01.2009) - Latife Hanım ve gizli Lozan görüşmesi

  (28.01.2009) - Üniversiteli gençlerle...

  (26.01.2009) - İstiklâl kahramanı, istiskal edildi

  (24.01.2009) - Buzdağı (aysberg)

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır