"Gerçekten" haber verir 12 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

M. Latif SALİHOĞLU

12 Eylül'ün siyasî tasarrufu



Boğazına kadar siyasete bulaşmış olan muhtıracıların (12 Mart 1971) bölüp parçaladığı siyaset, Ahrar–Demokrat fedâilerinin yoğun gayretleri sayesinde dokuz–on yıl sonra yeniden derlenip toparlanmaya başladı.

Siyaset, fıtrî bir seyirle 1980'e doğru tam rayına oturarak yoluna devam ediyor derken, bizzat darbecilerin teşviki ve tahrikiyle olduğu anlaşılan anarşi belâsı, Türkiye'yi bunaltıcı bir kaosun eşiğine getirdi.

Askerî cunta, anarşiyi bahane ederek darbe yaptı. Ancak, asıl maksat başkaydı. Darbeciler, yakınlaşan genel seçimlerde Adalet Partisinin tek başına iktidara geleceğini anladılar. Esasen, müdahaleyi de bu maksatla yaptılar: Demokratlar bir daha iktidara gelmesin, gelemesin diye...

Evet, darbecilerin asıl maksadının bu olduğu, bilâhare yaşanan tüm hadiselerin şehadetiyle sabittir.

Darbeciler, 82'deki Anayasa Referandumundan hemen sonra, iki hususta şaşırtıcı bir tavır sergilemeye başladılar.

Birincisi: Sosyal ve eğitim hayatındaki başörtüsü düşmanlığı. Evet, gayet iyi hatırlıyorum. O dönemde henüz üniversite talebesiydim. Referandumdan hemen sonra (yani, oylarını da aldıktan sonra), üniversitede okuyan başörtülü kız öğrencilere karşı amansız ve acımasız bir baskı ve yasaklama sürece başlatıldı.

İkincisi: Eski partilere ve başındaki politikacılara yasak getiren darbeciler, 1983'te yeni partilerin kurulmasına izin verirken, özellikle Demokrat Parti geleneğini sürdürecek olan partilere karşı yine amansız ve insafsızcasına bir tavır sergiledi. Bu tavrın gereği olarak, Büyük Türkiye Partisi kapatıldı ve yöneticilerine de sürgün cezası verildi. Yine aynı vahşî anlayışın bir neticesi olarak, 1983 seçimlerine hazırlanan Doğru Yol Partisinin kadroları da veto darbesiyle biçildi ve seçimlere sokturulmadı.

Haliyle, meydan Özal'a ve onun şahsıyla kaim olan ANAP'a kaldı.

Bir teknokrat olarak AP hükümetiyle de çalışan Turgut Özal, siyaseten—tıpkı kardeşi Korkut Bey gibi—Erbakan'ın Millî Selametine yakındı. Nitekim, 1977 seçimlerinde MSP'nin İzmir listesinden milletvekili adayı olmuş, ancak kazanamamıştı.

1983'te ANAP'ı kuran ve aynı yıl yapılan genel seçimleri yüzde 45'lik oy nisbetiyle kazanarak tek başına iktidara gelen Özal, her ne kadar "dört temayül"den dem vuruyor olsa da, hakikatte hem kendisi, hem de partisinin çekirdek kadrosu eski Millet Partisi geleneğiyle bağlantılı olan kimselerdi.

Bu tarz–ı siyasetin Türkiye'de hayat bulması ve meydan alması, esasında darbecilere akıl veren stratejistlerin de işine geliyordu. Zira, onların yegâne gayesi, bir misyon sahibi olan Demokratların önünü kesmek ve onları siyaset sahnesinde tüketmekti.

Nitekim, bu maksatla hareket ederek "Biz hiçbir partinin devamı değiliz" diyen Özal'ın önünü açtılar, siyaset meydanını ANAP'a peşkeş çektiler ve eskileri kötüleyip karalamak üzerine yeni politikalar geliştirdiler. Özal ve partisi da, bu kirli ve kinli siyasete tam mânâsıyla âlet oldu.

Öte yandan, ANAP'ın diğer kurucu üyelerine ve özellikle Özal'ın has adamlarına baktığınızda da, yine eski Millet Partisi ile Millî Selamet Partisinin izlerine ve Millî Mücadeleciler ile Millî Görüşçülerin has isimlerine rastlarsınız.

Meselâ, MSP eski Konya Belediye Başkanı Mehmet Keçeciler, aynı görüşten Vehbi Dinçerler, Abdülkadir Aksu, eski Millî Mücadelecilerden Cemil Çiçek, A. Talip Özdemir, Millet Partisinin milliyetçi kanadından Mehmet Altınsoy, Halil Şıvgın, Güneş Taner gibi isimler, ANAP'ın hangi siyasî temayül esas alınarak kurulduğunu açıkça gösteriyor. Başka temayülden trasfer edilenler, bir figüran veya bir vitrin malzemesinden öteye gidememiştir.

TASARRUF DEVAM EDİYOR

ANAP'tan sonra parlayan Erbakanlı RP ile FP, Millet Partisi orijinli olduğu gibi, gerçekte aynı geleneğin son versiyonu olması hasebiyle AKP de bir yönüyle 12 Eylül Darbesinin siyasî tasarrufu altında bulunuyor: "Demokratları iktidara getirtmeme" inadına dayanan bir tasarruf...

Demokratların önünü kesmek için CHP'yi iktidara getirmenin imkânsızlığı, 1977 genel ve 1979 ara seçimlerinde adeta tescillenerek anlaşıldı.

Bu gerçeği üzülerek gören darbeciler, 1983'ten sonra taktik değiştirdiler ve Demokratların önünü Halkçılarla değil, bu kez Milletçilerle kesmenin yolunu tuttular. Yani, Demokratları İsmet'in Halkçı partisiyle yenemediklerini anlayınca, bu kez Fevzi Paşanın Milletçileriyle bertaraf etmeye koyuldular.

Bu zaviyeden bakıldığında, bugünkü AKP'nin de ANAP'ın devamı mahiyetinde ve Millî Görüş geleneğinin gömlek değiştirmiş bir versiyonu olduğu kolaylıkla görülebilir.

Meselâ, ANAP'ın kurucu üyelerinden olan Adâlet Bakanı Cemil Çiçek (1984'te Yozgat Belediye Başkanı), aynı zamanda yıllardır AKP hükümetinin sözcülüğü görevini de yürütüyor.

Keza, 1985'te "yılın bürokratı" seçildikten sonra ANAP'a, 1996'da RP'ye ve bu partinin kapatılmasından sonra FP'ye, oradan da AKP'ye geçen Abdülkadir Aksu, yıllarca İçişleri Bakanlığı yaptı; halen, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın parti yönetimindeki en yakın (Mir Dengir'in yerine geçen) siyaset arkadaşıdır.

Yani, bu iki şahsiyetin de siyasî hayatı, hep Millet Partisi geleneğini sürdüren bir çizgide devam edegelmiştir. Dolayısyla, 12 Eylül'ün "anti–Demokrat" zihniyetine dayanan bir tasarrufun el'an devam ettirilmeye çalışıldığı da anlaşılmış oluyor.

12.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.03.2009) - Darbe anayasası, yol ayrımı oldu

  (09.03.2009) - Darbeli siyaset

  (07.03.2009) - Siyasette efsane isimler

  (05.03.2009) - Siyasetteki büyük vazife

  (04.03.2009) - Demokratlara iki müthiş darbe

  (03.03.2009) - Yarma harekâtı

  (02.03.2009) - Dostlarla siyasetteki yol ayrımı

  (28.02.2009) - İlk icraat, ezanın serbest oluşu

  (26.02.2009) - İnönü, kurduğu tuzağa düştü

  (25.02.2009) - Namuslu seçim sistemi

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla