Beyaz İhtilâl diye isimlendirilen 14 Mayıs (1950) seçimleri, Demokrat Partinin açık galibiyeti, Halk Partisinin ise kesin mağlubiyetiyle neticelendi.
CHP'nin yüzde 39 oy oranına mukabil, yüzde 52'nin üzerinde oy alan DP tek başına iktidara geldi.
Bu tablo karşısında sukût–u hayale uğraşan "Millî Şef" İsmet Paşa, tam bir çaresizlik ve perişaniyet içinde bir sonraki seçim dönemini beklemeye koyuldu. Paşa, ümidini 1954 seçimlerine bağladı. Hem kendi partisini düştüğü vaziyetten kurtarmayı hayal ediyor, hem de Demokratlara giden oyların bu sefer ciddî şekilde bölüneceğini ümit ediyordu. Zira, Cumhuriyetçi Millet Partisine dönüşen MP'nin seçimlere çok iddialı şekilde hazırlandığını, bunun yanı sıra, Türkiye Köylü Partisi ile bağımsız adayların da seçimlere vargücüyle asıldıklarını görüyordu.
Ne var ki, İsmet Paşa bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacak ve ümit ettiğinden çok farklı bir tablo ile karşılaşacaktı: Demokratlar, 1954 seçimlerinde oylarını üç puan daha artırıp yüzde 57'ye çıkarken, Halk Partisi ise dört puan kaybederek yüzde 35'lere indi.
İkinci kez hezimete uğrayan İsmet Paşa, 1957 seçimleri için daha farklı bir dümeni çevirmeye yöneldi. Bu kez, Demokrat Partiyi kendi içerden bölüp parçalamayı tasarladı. Seçimler yaklaşırken, çok kuvvetli bir yarma harekâtı sonrası, DP'den kopartılan bir milletvekili grubu ile Hürriyet Partisi kuruldu.
Başkanlığını Lütfi Karaosmanoğlu'nun yaptığı bu partinin yönetim kadrosunda ayrıca şu isimler yer aldı: Turan Güneş, İbrahim Öktem, Cihat Baban, Fethi Çelikbaş (Burdur!), Ekrem Alican, Raif Aybar, Enver Güreli, Kasım Küfrevi, Hayri Üstündağ, Ziyat Ebüzziya.
Üye sayısı kısa sürede 28'e çıkan HP, Meclis'te grup kurdu ve üçüncü büyük parti konumuna yerleşti.
Hüsameddin Cindoruk ile—sonradan pişmanlık duyduğunu söyleyen—Şerif Mardin'in de fikrî ve siyasî yönden destek verdikleri HP, seçim tarihi yaklaştıkça Demokrat iktidarı yıpratma yönünde her türlü propagandaya tevessül etti. Daha çok kısa bir süre öncesine kadar aynı partiye mensup olan kimseler, ülkenin her yanına dağıttıkları afiş ve ilânlarda şu ifadeleri kullanıyorlardı: "Adı Demokrat, kendisi istibdat, korkusu hakikat!"
HP'nin seçim propagandasının arkasında CHP'nin kesin desteği vardı. Hatta, müzmin Halkçı olan Nadir Nadi'nin Yeni Gün isimli gazetesi, bu partinin adeta yayın organı haline getirildi. Ancak, bu partinin bizzat İsmet Paşa ve ekibi tarafından desteklendiği hususu bilâhare açık bir surette anlaşılır hale geldi.
Nitekim, 1957 seçimlerinde umduğunu bulamayan bu parti, kısa bir süre sonra (28 Kasım) sadece Burdur'dan kazanmış olduğu dört milletvekili ve bütün mal varlığıyla birlikte CHP'ye iltihak etti.
Muhterem Selahaddin Akyıl'ın anlattıklarına ve bizim de birçok kaynaktan teyidini aldığımız bilgilere göre, bu tarihte Isparta'da ikamet etmekte olan Bediüzzaman Hazretleri sandık başına gittiğinde oyunu açık bir surette kullanmış ve özellikle Hürriyet Partisi taraftarlarının kendisini istismar etme oyununu bozmuştur. Üstad Bediüzzaman, nakledilen bilgilere göre "Şayet reyimi alenen kullanmamış olsaydım, Hürriyetçiler bu meseleyi istismar cihetine gidebilirlerdi" demiştir.
Gariptir ki, Üstad'ın bu "alenen tercih" tavrını hoş karşılamayanlardan biri de Hüsrev Altınbaşak olmuştur. (Bkz: Son Şahitler–4, s. 199–200)
* * *
Bir yandan CK Millet Partisi, bir yandan da Hürriyet Partisinin şiddetli hücûm ve menfî propagandasına mâruz kalan DP'in oy oranı, 1957 seçimlerinde ilk kez olmak üzere yüzde 50'nin altına (% 48) inmiş oldu.
Ancak, vaktiyle İsmet Paşanın yürürlüğe koyduğu seçim sistemi gereği, milletvekillerinin yarıdan fazlasını, hatta üçte ikisi kadarını yine de DP almış oldu.
Her türlü hile ve desiseye rağmen demokratik yoldan Demokratları mağlup edemeyen İsmet Paşa ve partidaşları, son çare olarak ümitlerini darbecilere bağladılar.
27 Mayıs 1960'ta yapılan kanlı askerî darbeye sadece CHP'liler değil, Demokratlara muhalif olan bütün siyasî gruplar taraftar oldular ve bu zalimane müdahaleyi memnuniyetle karşıladılar.
* * *
HP hareketinde yer alan siyasetçiler, '60 darbesinden sonra "Demokratları bölmek için" bir kez daha sahneye çıktılar. Bu partinin popüler isimlerinden Ekrem Alican, 1961 seçimlerinde Yeni Türkiye Partisinin başına geçerek, kendisine biçilen o müzmin "şaşırtmaca rolünü" siyaset sahnesinde bir kez daha sergilemiş oldu.
Seçimde, Ekrem Alican'ın YTP'si ile Osman Bölükbaşı'nın CK Millet Partisi oyların yüzde 28'ini (14+14=28) alırken, DP'nin devamı olan AP ise yüzde 36 civarında kaldı. Onu sadece bir puanla (yüzde 37) geçen İnönü'nün CHP'si kendini seçimin galibi ilân etti ve ilk koalisyon hükümetinin başına geçti.
Türkiye, böylelikle koalisyonlar hükümetiyle de tanışmış oldu.
03.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|