H. İbrahim CAN |
|
Aleyküm Selâm Hüseyin Bey! |
ABD Başkanı Hüseyin Barak Obama’nın Kahire konuşması İslâm âlemi tarafından hayli olumlu karşılandı. Herkes uzun süredir bu konuşmayı bekliyordu. Ankara’da söylemediği sözleri orada söylemesi bekleniyordu. Nitekim “Esselamü Aleyküm” ile başlayan konuşma genel anlamda Amerika’nın İslâm dünyası ile son dönemde beklenebilecek en sıcak yakınlaşması oldu. “Tek bir konuşma yılların güvensizliğini ortadan kaldırmayacağını biliyorum… Ama ilerleme kaydedebilmek için kalbimizde olan ve çoğu zaman yalnızca kapalı kapılar ardındayken söylediklerimizi açıkça söylemeliyiz”. Amerikalılar ve Müslümanların karşılıklı önyargılarını aşmalarının şart olduğunu söyleyen Obama, kendi hayatındaki İslâm izlerinden söz ederek, sempati topladı. Amerikan hükümetinin başörtülülerin haklarını korumak için mahkemeye gittiğini anlatarak ülkesindeki din özgürlüğünü övdü. İlk olarak aşırılıklarla mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Obama, ülkesinin Afganistan’daki mücadelesinin amacını anlatarak, Irak ve Afganistan’ı kan gölüne döndüren, masum insanlara yıllardır kaos yaşatan müdahalesini savundu. Bu iki ülkede ve şimdi de Pakistan’da tamamen Müslümanlarla savaşırken, “Amerika İslâm ile savaş halinde değildir” sözleri pek anlamlı gelmedi dinleyenlere. Bir insan öldürmenin bütün insanlığı katletmek gibi olduğuna dair Kur’ân hükmünü Taliban ve el-Kaide için söylerken, kendi ülkesinin öldürdüklerini unutmuş gibi görünüyordu. Obama’nın en önemli sözleri Filistin halkının hakları ve durumuna ilişkin tesbitleriydi: “Hiç kuşku yokki Filistin halkının durumu dayanılmaz. Amerika Filistinin onur, fırsat ve kendi devletine sahip olma beklentilerine sırtını dönmeyecektir”. “Altmış yıldan fazla süredir yerlerinden edilmenin acısını yaşıyorlar. İşgalin getirdiği günlük aşağılamalara maruz kalıyorlar”. Bu konuya ilişkin sözleri değerlendirenler, Obama’nın Filistinlileri ilk kez İsrail ile aynı düzeye yükseltmiş olduğunu vurguluyor. Aynı zamanda İsrail’in işgal altındaki topraklarda kurduğu yerleşim yerlerini “illegal” ilân eden Obama, İsraillileri hayal kırıklığına uğrattı. İsrail hükümet çevreleri Bush yönetimi ile yerleşim yerlerinin sürmesi ve “tabiî büyüme”lere izin verilmesi konusunda bir mutabakat olduğunu savunarak, Obama’nın yeni tavrına öfkeleniyorlar. Hamas’ı da şiddeti terk edip İsrail’i tanımaya çağırmakla, Obama aslında Hamas’ın legal bir Filistin temsilcisi olduğunu kabul ettiğini gösteriyor. İsrail’i de uyarıyor: “Filistinlilerin yaşaması, çalışması ve kendi toplumlarını geliştirmesini sağlama yükümlülüğüne bağlı kalması gerek… Gazze’deki süren insanî kriz İsrail’in güvenliğine hizmet etmiyor”. Obama’nın bu konuşması birkaç açıdan önemli. İlk olarak; İslâm dünyasında Amerika’ya karşı yükselen düşmanlığı hafifletmenin ve yeniden dostluk kanallarını açmanın, Amerika’nın hayrına olduğunu Amerikan yönetiminin anladığını gösteriyor. Sistem eğer bir politika olarak benimsenmemiş olsa, Obama’nın selâmla başlayıp, Kur’ân âyetleriyle ve kendi hayatından İslâmî deneyimlerle süsleyen bir konuşma ile havayı yumuşatmasına asla izin vermezdi. İkincisi; Amerika-İsrail ilişkilerinin, bölgeye barış gelmesi için İsrail’i biraz sıkıştırma yönünde değiştiğinin göstergeleri vardı konuşmada. Yeni yerleşimlere izin verilmemesi gerektiğinin belirtilmesi, blokajın kaldırılmasının tavsiye edilmesi, Hamas’a yapılan çağrı bunu gösteriyordu. Üçüncüsü; Amerika’nın—biz en çok Türkiye’ye bir rol biçildiğini düşünsek de—Mısır’ı bölgedeki en önemli müttefiki olarak gördüğü anlaşılıyor. Mübarek de iktidarının sürmesinin Amerika ve İsrail dostluğuna dayandığını bildiğinden, Amerika için her istediğini yapacak bir müttefik hükmünde. Meselâ Mısır’da Türkiye’deki gibi bir tezkere sorunu asla yaşanmazdı. Dördüncüsü; Amerika—Obama’nın söylediğinin aksine—Ortadoğu ve Afganistan’da daha uzun süre kalıcı gibi görünüyor. Çünkü orada bulunma gerekçeleri kısa sürede ortadan kalkmayacak gerekçeler. Sözün kısası; Obama Amerika’nın İslâm âlemi ile yeni bir başlangıç yapmak istediğini gösteriyor. Umarız bu konuşma Amerika’daki İslâm karşıtı önyargıları ortadan kaldırmaya, İsrail-Filistin barışını hızlandırmaya biraz katkıda bulunur. 06.06.2009 E-Posta: [email protected] |