Umut YAVUZ |
|
Obama nasıl anlaşılmalı? |
ABD Başkanı Barack Obama’nın Kahire’den İslâm dünyasına yaptığı konuşma genel itibariyle oldukça olumlu ve umut verici oldu. Obama’nın konuşmasındaki en önemli noktalar; ABD’nin İslâm dünyası ile ilişkilerinde yepyeni bir başlangıç öngörmesi, Irak ve Afganistan’da kalıcı olmadıklarını söylemesi ve demokrasi ihracının doğru olmadığını kabul etmesi, Filistin Devleti’nin gerekliliğini zikredip, İsrail’in iskân politikasıyla Filistin’i Yahudileştirme çalışmalarını kesin bir dille red etmesi, Filistin halkının acılarına dikkat çekmesi, şiddet ve radikalizmin çözüm olmadığını vurgulaması, ABD’-nin bölgede tek ilgilendiği şeyin bundan böyle petrol olmadığını ifade etmesi ve İslâm’ın medeniyete yaptığı katkıları kabul edip, İslâm hakkında hakkaniyet ölçülerine uyan, takdirkâr ifadeler kullanması olarak sıralanabilir. Elbette ABD Başkanı Obama’nın yaptığı bu konuşma fiilleri ile de desteklendiği zaman anlam kazanacaktır. Ancak bunun için İslâm dünyasının da aktif bir şekilde bu çağrıya katılması ve uzatılan eli tutması gerekmekte. Obama’nın bu görüşlerini beğenmeyip, eleştirenler de var elbette. Filistin yönetimi başlangıç olarak olumlu bulurken, İran ise bu konuşmanın ABD’nin kirli imajını yenilemeye yetmeyeceği görüşünde. El Kaide ise Obama’nın konuşmayı yaptığı gün, Usame bin Ladin tarafından doldurulduğu iddia edilen bir ses kaydında bütün Müslümanları ‘kâfirlerle’ uzun sürecek bir savaş yapmaya hazır olmaları konusunda uyarıyordu. Obama’nın söyledikleri elbette önemli ancak daha önemli olan birşey daha var ki; o da bu söylenenlerin İslâm dünyası tarafından nasıl algılandığıdır. Öncelikle bir ABD Başkanı’nın bu türden bir konuşmayla İslâm dünyası ile ilişkilerini düzeltme çabasında olması kesinlikle takdire şayan bir tutumdur. Obama’nın sözlerinde genel olarak hilâfı hakikat olacak yahut İslâm dünyasının çıkarları ile çelişecek herhangi bir nokta bulmak, eğer art niyetli değilseniz’ oldukça zordur. Obama’nın görüşlerini beğenmeyen yahut önyargıyla yaklaşanlar ise başka nasıl bir ABD Başkanı tahayyül ediyorlar diye merak ediyoruz. Acaba George W. Bush gibi bir başkan mı ABD’nin başında olsa daha iyiydi? Obama’nın söylediği şeylerin nasıl algılandığı meselesine gelince... Associated Press ajansı Obama’nın sözleri tazeliğini korurken çeşitli ülke ve zümrelerden Müslümanlarla yaptığı kısa röportajları yayınlamış. Bunlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Meselâ Bağdat’ta yaşayan Misvan Hüseyin adlı bir Müslüman demiş ki: “Obama cesur bir başkan. Umarız ki İslâm dünyası ve Arap halkı ile aralarında yeni bir sayfa açacaktır.” Ürdün’de Bekaa mülteci kampında yaşayan 82 yaşındaki ve Batı Şeria doğumlu olan Ali Tottah ise şöyle konuşmuş: “Bush ve Clinton da Filistin devleti hakkında benzer şeyler söylemişti, fakat daha sonra fiiliyatta hiçbir şey yapmadılar, öyleyse biz şimdi bu adama neden inanalım ki?” Gazze’deki Hamas sözcülerinden Fevzi Barhum ise şunları söylüyor: “Obama ile Bush’un sözleri arasında ciddî farklılıklar olduğu kesin. Fakat bizce Obama’nın Kahire’deki konuşması yumuşak diplomasi içeren ve ABD’nin imajını parlatma amacı güden bir konuşmaydı.” İsrail’in son Gazze saldırıları sırasında evi yerlebir edilen Muhammed Kader adındaki Gazzeli vatandaş ise, “Neden buraya Gazze’ye gelmek yerine Kahire’ye gitti ki? Buraya gelse de kendi gözleriyle savaş suçlarını ve İsrail’in yapmış olduğu yeni soykırımı görseydi...” diye yakınıyor. Bir otokrasi rejimi olan Mısır’da rejim muhalifliği dolayısıyla hapisten yeni çıkmış bir Mısırlı olan Ayman Nur ise belki de en doğru tesbitlerden birini yapıyordu: “Gerçeği söylemek gerekirse beklediğimizden daha iyi bir konuşmaydı ancak umut ettiğimiz kadar değildi. Zira demokrasiye yaptığı vurgular oldukça yüzeysel ve geneldi. Biraz zayıf kaldı. Biz daha detaylı bir demokrasi vurgusu umuyorduk.” Cezayirli 56 yaşında bir kamu görevlisi olan Said Lacet’in tesbiti ise şu şekilde: “Obama açık bir şekilde Bush’un Irak’a düzenlemiş olduğu saldırının bir hata olduğunu kabul etti.” Obama’nın çocukluğunu geçirdiği Endonezya’da bir öğretmen olan Edi Kusyanto ise olaya farklı bir açısı getiriyor: “Obama’nın sözleri hâlâ Amerika’nın ne istediği ile ilgili. Belki de bu çok tabiî, zira o Amerika’nın çıkarlarını korumakla mükellef. Fakat her şeye rağmen inanıyorum ki, Obama Endonezya’da deneyimlediği gibi, farklı dinlerin bir arada barış içinde yaşadığı, saygı gösterdiği bir dünya hayalinde samimî.” Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın sözcülerinden Nabil Abu Rdeneh ise şunu söyledi: “Obama’nın Filistin meselesi ile ilgili söyledikleri yeni başlangıçlar için çok önemli bir adımdır. Bu yeni bir Amerikan politikasının başlangıcıdır ve bu politika bir Filistin devleti kurulması için gereken yeni iklimi mümkün kılmaktadır” Malezyalı bir insan hakları aktivisti olan Chandra Muzaffar ise şunları söylüyor: “Obama İslâm’ın medeniyete olan katkıları konusunda oldukça samimî şeyler söyledi. Daha önce İslâm ile ilgili negatif klişeler konusunda bu kadar açık dille konuşan ve bu türden önyargılarla mücadele eden bir Batılı lidere rastlamamıştık”. Kabil, Afganistan’da görev yapan bir hukuk uzmanı olan Malek Sitez ise, “Oldukça pozitifti. Orta adı Hüseyin olan bir Amerikan Başkanı’nın Kahire’de işbirliğinden bahsetmesi Müslümanlar için oldukça manidardır. İnsanları oldukça etkileyeceğine inanıyorum”. diyor. İsrail tarafından bir görüşte ise, İsrailli İşçi Partisi’nden Yuli Tamir, “Bu tarihte yapılmış olan en önemli konuşmalardan biridir. Bunun Orta Doğu’nun kaderini değiştirmede bir anahtar ve dönüm noktası olacağını düşünüyorum. İsrail bu mesajı görmezden gelir ve Müslümanlar ile yeni bir diyalog kurma fırsatını teperse cidden büyük bir hata yapmış olur” diyerek İsrail’in de bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini ifade ediyordu. Son olarak da Jakartalı bir İslâmî okulun müdürü olan vatandaş ise belki de en gerçekçi tesbitlerden birini yapıyordu: “Ben şimdilik güvenemiyorum. Sadece Amerika’nın daha doğrusu Bush’un daha önce Müslümanlara yaptığı şeyler yüzünden özür dilemeye çalıştı. Farklı olmaya söz veriyor. Fakat şimdilik tek yaptığı bu, yani söz vermek. Biz ise icraat istiyoruz.” Evet işte Orta Doğu’da ve İslâm dünyasında Obama’nın konuşmalarının yankıları bu şekildeydi. Obama yeni bir başlangıç istiyor. Bu aşikâr... İslâm dünyası ise ya uzatılan bu eli tutacak yahut geçmişin getirdiği önyargıları ve nefretleri hatırlayıp küslükte ısrar edecek. Anlaşılan o ki, Obama’nın sözlerini ne oranda icraate dökeceği bu konuda belirleyici faktör olacaktır. Düğümlenmiş sorunların çözümü ve barışçıl bir dünya için oluşan bu iklimi zayi etmek ve fırsatı tepmek hiç kimsenin faydasına olmayacaktır. 06.06.2009 E-Posta: [email protected] |